Hoşgeldiniz   18 Mayıs 2025, Pazar

Haber Ajansı Bülteni Pazartesi 05.05.2025 e gazete

admin | 06 Mayıs 2025 | e gazete Gaziantep haber ajansı Bülteni, Ekonomi, Genel, Tüm Manşetler A- A+

Haber Ajansı Bülteni Pazartesi 05.05.2025 e gazete

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Pazartesi 05.05.2025 e gazete

HABER METNİ;

İŞ’TE ZİRVE PROGRAMI

-SANKO HOLDİNG ONURSAL BAŞKANI ABDULKADİR KONUKOĞLU:

-“FAİZLER DÜŞERSE 2026 YILINDA YATIRIMLAR YENİDEN BAŞLAR”

-“HER ÜNİVERSİTESİ HER BRANŞ VAR, UZMANLAŞMA OLMALI”

HAYAL EDEMEYECEĞİM YERDEYİM

BURALARA NASIL GELDİĞİME KENDİM İNANAMIYORUM

SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, “Türkiye’de 2026 yılında yeniden yatırım hamlesi tüm kalbimle bulunduğu yerde” dedi.

BloombergHT kanalında Gözde Atasoy’un sunduğu “İş’te Zirve”ye katılan Konukoğlu, yatırımcıların beklemede dikkatlerini çekerek, faizler düşünceleri yatırımlarda hareketlenmenin yeniden bildiklerini söyledi.

Rahmi Koç Müzesi’nde yapılan çekimde, Atasoy’un sorularını yanıtlayan Konukoğlu, hayat hikayesini anlattı.

Çalışmayı sevdiği için ailelerinin karşı birleşimi ile ortaokuldan ayrılıp arkadaşlarının işletmesinde çalışmaya başladığını vurgulayan Konukoğlu, “Bugünlere geldiğimde, üniversite eğitimini çok kısıtladım, bir yabancı kesilmiş da çok üzülüyorum. Ama bunun da yararını okuyorum. Konuşmalar tercüme edilirken yeni kesinti için yanıtlar buluyorum” ifadesini kullandı.

Üniversitede her alanda eğitim bilgilerinin doğru bulunamadığına işaret eden Konukoğlu, “Üniversiteler artık uzmanlaşmalı ve onun birisi ayrı bir alanda referans haline gelmeli. Aksi taktirde daha donanımlı yetiştirilir” diye konuştu.

İŞ YAŞAMINDAN ANILAR

İşletmede ustaca çalışmakta olduğu dönemlerde, bir tanesinde açılmaya devam eden, orada hatalı iş yapan birisi var gibi bağırıp, çağırarak tepkisini ortaya koyduğunu vurgulayan Konukoğlu, şöyle devam etti.

“Sonra da o sandalyeye oturur, biraz önceki kelimeler bana söylenen gibi düşünürdüm, ağır gelirdi. ‘Abdulkadir Usta, biraz ağır olmadı mı? Yanlış, hatalı iş yapmış olabilirim ama bu sözleri de hak etmedim’ derdim ve bana ağır gelenin başkasına da ağır düşünerek, tepki gösterirken kelimelerme ve ses tonuma dikkat ederdim. Ayrıca, makul olarak kızdığım kişi de kendiliğinden en sürede gönlünü alırım.

Babam Sani Konukoğlu’nun, ‘İşin Hilesi Dürüstlüktür’ sözü ailemizin yaşam şöhreti olmuştur. Gençliğimde babama bu sözün çözüldüğümda şu şekilde örnek talimat: Hile yaparsan belki kısa sürede çok kazanırsın ama uzun süre kalanlar seçersin. Hile ile sağlanan kazanç, sel suyuna benzer. Su çok gelir ama aslında yıkar, ayrılır. Dürüstlükle kazanılan para kaynak suyu gibidir, arkası kesilmez.”

HAYALLERİNİZİ KISA VADELİ KURUN

“Bugün rüyamda görsem hayal edemeyeceğim yerdeyim, buralara nasıl geldiğime kendim inanamıyorum” diyen Konukoğlu, gençlere hayallerini uzun vadeli değil, kısa vadeli kurmalarını önerdi.

insanların erişebilecekleri ancak, mümkün olanların elde edilemeyecekleri hayaller kurması kaydeden Konukoğlu, “Hayalinizi kısa vadeli kurup, gerçekleştirince yeni hayalin peşinde koşacaksınız. Uzun vadeli hayal kurup gerçekleştiğinde motivasyonunuzu seçersiniz, mutlu olamazsınız” yorumunu yaptı.

İnsanların sosyal bir çevrede yararlandıklarını hatırlatan Konukoğlu, bunun sonucu olarak da özellikle başarılı parçaların sayısının artacağını çizerek, farklı şekillerde şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bir dağılma boyutunda selamlaşmayı hatırınızı soran olursa, lütfen sizi tanıyamadım demeyin. Siz de hatırlanır sorup konuşurken bir ipucundan o kişiyi mutlaka hatırlarsınız. Tanımadım de bulunduğunuz değerleri sizleştirirsiniz, ama yapmayın.

Gaziantepspor Kulübü Başkanlığı bana hayat süreci; Kazanırsanız çevreniz hiç katkısı olmayan ‘paydaşlarla dolar’, kazanırsanız malzemeci ile sizden başka yerlerde çevrenizde bulamazsınız.

Başarılı olursanız koşullarınızda mutlaka üremeyi sağlar. Boyutu düşen çemberi genişletirken mutlaka çalıştırılacak bir adım atacak bir kapıyı bıraktır. Çemberin hedefi çıkamazsanız zorlanırsınız, teslim olursunuz.

Gençler sabırsız. Mücadele etmeden yükselemeyeceklerini, başaramayacaklarını bilmeli. İşi, ne iş olsa ayrıştıranların başarılı olması mümkün değil. Şu işi çok iyi birleştirmelisiniz.

Kurumlarda görev değişiminin kurallara bağlı olması, yönetimde dinamizmi getirir. İşin başındaki kişinin ölümü ile değişim olursa, yönetim kademesi bir anda kanatsız kuşa benzer. Yönetici, halefini de en iyi şekilde yetiştirip, işin başında görünmeli.”

*

*

IRAK’A İHRACATTAKİ ENGELLERİN ORTADAN KALDIRILMASI İÇİN

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN MÜJDE BEKLENİYOR

İhracatçının gözü Irak ile yapılacak zirvede

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 4. toplantısını gerçekleştirmek üzere önümüzdeki günlerde Ankara’ya gelecek. Irak merkezi hükümetinin gümrüklerde yaptığı ve ihracatçıların sıkıntı yaşamasına neden olan yeni düzenlemelerin Şiya es-Sudani’nin Ankara ziyaretinde ele alınması bekleniyor. Kamuoyunda 72 Saat Kuralı olarak bilinen bu düzenlemeler, Irak’a giriş yapan ve nihai varış noktası Güney Irak olan ürünlerin, sınır geçişinden itibaren en geç 72 saat içerisinde yeni bir manifesto düzenlenerek Güney’e ulaştırılmasını zorunlu kılıyor

Güneydoğu Anadolu Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkelerden birisi olan Irak’a ihracattaki engellerin ortadan kaldırılmasının ihracat hedeflerine ulaşılması bakımından büyük önem taşıdığını söyledi. Sorunun çözümü için yetkili makamlarla görüşmelere devam ettiklerini belirten Kadooğlu, “2 Mayıs’ta Diyarbakır’a gelen Ticaret Bakanımız Sayın Ömer Bolat’la bir araya gelerek ihracatçılarımızın sorunlarını bir kez daha görüştük. Sayın Bakanımız konunun takipçisi olduklarını, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da yaşanan sıkıntılar konusunda bilgilendirildiğini söyledi. Sayın Bakanımıza ilettiğimiz konuların takibi ve çözümü açısından gösterdikleri ilgi ve çabadan dolayı teşekkür ediyorum” dedi.

“72 Saat Kuralı ihracatçıyı zora soktu”

Komşu ülke Irak’a ihracatta yaşanan sorunların Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin Ankara ziyareti sırasında ele alınmasını beklediklerini ifade eden Kadooğlu şöyle devam etti:

“Irak merkezi hükümeti bir süre önce, gümrüklerde yeni düzenlemelere gitti. Irak’a giriş yapan ve nihai varış noktası Güney Irak olan ürünlerin, sınır geçişinden itibaren en geç 72 saat içerisinde yeni bir manifesto düzenlenerek Güney’e ulaştırılması zorunlu hale geldi. Ayrıca daha önce taşıt başına tek bir manifesto yeterli olurken, artık Kuzey Irak’ta farklı araçlara yüklenen her taşıt ve hatta her mal kalemi için ayrı manifesto düzenlenmesi zorunlu. Irak’ın iç gümrük prosedürlerinden kaynaklanan bu değişiklikler ihracatı sekteye uğratmaya başladı. Oysa ihracatçılarımızın ticari düzeni, Kuzey Irak’taki depolama ve dağıtım merkezleri üzerine inşa edilmiştir. Bu nedenle söz konusu uygulama mevcut sistemle bağdaşmamakta; ciddi operasyonel aksamalara ve maddi kayıplara yol açmaktadır.”

“İhracatçı müjde bekliyor”

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin Ankara ziyaretini ihracatta yaşanan sorunların çözüme kavuşturulması açısından önemli bir fırsat olarak gördüklerini belirten Kadooğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da güçlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilen ziyarette, yeni uygulanmaya başlanan 72 Saat Kuralı başta olmak üzere, ihracatımızı sekteye uğratan yeni düzenlemelerin masaya yatırılmasını bekliyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sorunun çözümü için gerekli adımları atacağına ve ihracatçılarımıza önemli müjdeler vereceğine inanıyoruz.”

*

*

*

KAMİL OCAK’TAN TÜRKİYE İKİNCİLİĞİ

GAZİANTEP TÜRKİYE İKİNCİSİ OLDU.

Gençlik Spor bakanlığı ve Türkiye Halk Oyunları Federasyonu’nun önderliğinde Konya ilinde  Akşehir ilçesinde  3 Mayıs tarihinde gerçekleşen Okul Sporları Gençler Finalinde Gazi Şehrimizi temsil eden Kamil Ocak Spor Lisesi Türkiye ikincisi olarak derece aldı.

Türkiye genelinde 14 Lisenin yarıştığı şampiyona kıyasıya bir mücadele ile kıran kırana geçti. Gaziantep ilimize  büyük başarı kazandıran okulumuz çok büyük bir performans ile Türkiye 2. Oldu .

Hemen her yıl Halk Oyunları alanında Gaziantep’i başarıyla temsil eden ve sayısız Türkiye Şampiyonluğu ile dikkat çeken Halk Oyunları Antrenörü Alev Duvar’ın takımı Gaziantep’in göğsünü bir defa daha kabarttı.

Okul müdürü Erkan Çolak “Türkiye derecesi yapan okulumuzun kıymetli öğrencilerini kutluyor başarılarının devamını diliyorum” dedi.

*

*

-ORTADOĞU’NUN EN BÜYÜK GIDA FUARI KAPILARINI AÇIYOR

Ortadoğu’nun en büyük ve kapsamlı gıda fuarı olma özelliği içeren ”MFF Orta Doğu Gıda Fuarı” 7-9 Mayıs 2025 tarihleri arasında Gaziantep Ortadoğu Fuar Merkezi’nde (OFM) gerçekleştirilecek.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) himayesinde Gaziantep Sanayi Odası ve Nobel Expo Fuarcılık iş birliğinde, Gaziantep Ticaret Odası (GTO), Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) ve Gaziantep Ticaret Borsası’nın (GTB) destekleriyle düzenlenen fuar, 7 Mayıs 2025 Çarşamba günü saat 11:00’da gerçekleştirilen operasyonla kapılarını idare edecek.

Gıda, gıda makineleri ve ambalaj sektörlerinin bir arada yer aldığı fuara; Irak, İran, Suudi Arabistan, Mısır, Libya, Rusya, Türk Cumhuriyetler ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere toplam 24 ülkeden en az 500’ünün alıcıya katılmasını sağlayacak.

Fuarda Irak ve Suriye, milli pavilyonlarıyla yer alacak. Her iki ülke, yerel gıda ürünlerini ve geleneksel lezzetlerini özel standlarda sergileyerek kültürel zenginliklerini tanıtacak. Bunun yanı sıra yönetim ile yeni iş birleşmeleri de kapı aralanacak.

Gıda sektöründe faaliyet gösteren firmalara önemli fırsatlar sunacak olan MFF Orta Doğu Gıda Fuarı, Gaziantep’in gıda ve gıda teknolojilerindeki yapılarını pekiştirerek, günün ekonomik dinamizmine de önemli katkılar sağlayacak, yeni pazarların kapısını aralayacak ve aynı zamanda Gaziantep’in uluslararası fuarcılıktaki özelliklerini güçlendirecek.

Katılımcılar, fuar boyunca gıda üretimlerinden üretilen ürünlere, içeceklerden ambalaj teknolojilerine kadar geniş bir yelpazede ürün ve hizmetleri inceleme fırsatı sunuyor. Aynı zamanda sektörel paneller ve sunumlarla bilgi alışverişi yapılacak.

B2B şeklinde ikili iş görüşmelerinin planlandığı fuarla sürekli olarak, gıda ürünlerindeki yenilikleri seçilen ve sürdürülebilir gıda politikalarına katkı sağlamak amacıyla, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde “Gıda Zirvesi” gerçekleştirilecektir.

Ayrıca Fuarda, Ticaret Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (UR-GE) programı kapsamında sürdürülen ve gıda sektöründe faaliyet gösteren yüksek ihracat kapasitesinin ve dış pazarlardaki dayanıklılıklarının oluşturulması amacıyla oluşturulan ”Gaziantep Sanayi Odası Gıda Kümesi”nin özellikleri anlatılacak stand kurulacak.

Fuar 7-9 Mayıs 2025 tarihleri arasında (3 gün) saat 10:00’dan 18:00’a kadar ziyaret edilebilecek.

*

*

Anadolu Aleviliğinde

                                    HIDIRELLEZ (5-6 Mayıs)

     Halk arasında yaygın olan inanca göre Hızır ile İlyas’ın buluştukları güne Hıdırellez denilmektedir. Bu kavram özü itibarıyla Asya ve Ön Asya, daha sonra da Kuzey Afrika coğrafyasından yayılan inanç kültürünün gelenek ve göreneklerine dayanmaktadır. Bugün Avrupa sınırları içindeki bazı ülkelerde asırlardır kutlandığı gibi, özellikle 1960’lardan sonra iş gücü olarak göç ettikleri Avrupa ülkelerinde inanç yaşamlarını sürdüren İslami inanç topluluğuna dâhil gruplarca da kutlanmaktadır. Şu bir gerçek ki İslamiyet’ten önceki dönemlerde de Asya coğrafyasında bahar ve yaza ilişkin kutlamalar bulunmaktadır. Bu kültürün Ön Asya coğrafyası kültürü olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

     Hıdırellez her yıl 6 Mayıs’ta kutlanmaktadır. Bu güne dair en eski geleneklerden biri de 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gecede kurban kesilmesidir. Bu kurban geleneği, geçmiş asırlardan beri Anadolu’da devam etmektedir. Bugün kentlerde de bu gelenek kutlama ve kurban kesmek suretiyle sürdürülmektedir. Lakin üzülerek şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; özellikle Alevi sivil toplum örgütlerinin yetkisiz ve yetersiz temsilcileri bu günün kutsallığını bir çıkar rantına çevirmiş bulunmaktadır. Bu konuda özellikle Anadolu Alevilerinin dikkatli ve daha hassas olmaları, bu çıkarcı kadrolara prim vermemeleri gerekir.

     Batınî ve zahirî anlamda bakıldığında, tasavvufun bu önemli kavrama yüklediği anlamları göz ardı edemeyiz. Özellikle erenlerin ve mutasavvıfların bakışıyla “Hakikati” temsil ettiği görüşü hâkimdir. İkinci olarak, ilahi sırlara vakıf olanların bu kültürün ritüellerini bir maneviyatı temsil ettiği şeklinde yorumladıkları görülür ki, burada mürşit-i kâmillik makamının sahibi olanların, mürşitlik makamının varlığını yansıtması söz konusudur. Ayrıca bu inanç özüne bağlı bireyler, bu felsefi yönünü en zor anda dilek ve yardım halinde “cara yetişesi”dir. Yani yardım etmesi ve onu zor anında, o zorluktan kurtarmasıdır. Halkın bu inanışının menkıbesi olması bir yana, derviş ve ermişlerin bunu halka kerametleriyle sergilemeleri tarihte yaşanmış gerçeklerdir. “Ak sakallı Hızır geldi mihmana”, “Hızır gibi yetişti cara”, “Hızır eli değmiş”, “Sanki Hızır uğramış bu mekâna, bolluk bereket baharının gelmesini müjdeliyor; dağlar, ovalar ve de gönüller.” deyimleri halk arasında hâlâ sık sık kullanılmaktadır.

“Rivayete göre Hızır, İlyas ile kardeş (1) veya yaygın inanışa göre de arkadaştır. Halk arasında, halkın kendi idraki ölçüsünde teferruatıyla bilinen bir şahsiyetin ismi olup hikâyelerde ve efsanelerde önemli bir yer işgal etmektedir. Al-Hızır aslında bir sıfattır. Ancak bu sıfat zamanla unutulmuştur (2). Sıfatın anlamı üzerine yüklenen manevî güçlerle donatılmış bir şahsiyettir. Halk arasında aldığı anlam ve yüklendiği görev itibarıyla Hızır; âb-ı hayat (hayat suyu/ölümsüzlük suyu) içerek ebedî hayata mazhar olmuş, zaman zaman insanlar arasında dolaşarak darda kalanlara yardımda ve iyilikte bulunan, tabiatın yeşillenmesini sağlayan, bolluk ve bereket, kısmet ve sağlık bahşeden bir velidir (3).”

      Hıdırellez kutlamaları, özellikle son semavi din olan İslam coğrafyasındaki ülkelerde bazı farklılıklarla kutlanmaktadır. Bu farklılıkların değişmeyen ortak noktası, kutlandığı günün 6 Mayıs olmasıdır. Son birkaç asırdır Balkanlardaki Hristiyan topluluklarda bu etkinlikler ortak bir şenliğe dönüştürülmektedir. Balkanlarda ve eski Arnavutluk coğrafyasında (Kosova-Makedonya) kurbanlar kesilmektedir. Hatta Hıdırellez bazı coğrafyalarda farklı isimlerle de ifade edilmektedir. Örneğin, Romanya-Bulgaristan arasında kara sınırının yer aldığı tek bölge olan Dobruca’daki Kırım toplulukları arasında “Tepreş”, Makedonya’da “Ederlez, Hıdırles veya Hıdrlez” olarak adlandırılmaktadır.

      Hızır geleneği ve ilgili inançlar; Türkiye, Balkanlar, Türkistan, Kazakistan, Kırgızistan, Altaylar, Özbekistan ve Azerbaycan’da bütün canlılığıyla yaşamaktadır.

      “Ünlü Fransız araştırmacısı L. Massignon, Irak’ta da Türkiye’de ve İran’da olduğu gibi Hızır’a adaklar adandığını, evin baştan başa süpürülüp temizlendikten sonra zerde ve sütle pişirilen yemekler dağıtıldığını söylemektedir. Halk arasında Hızır’ın konuk geldiği evde hazır bulundurulan kınayı ak sakalına sürdüğüne inanılır.

       Azerbaycan’da dile getirilen bir şiirde Hızır şöyle anlatılır:

Men Hızır’ın guluyam

Hızır Hızır hız getir

Var dereden od getir

Men Hızır’ın neyiyem

Birce bele dayıyam

Ayağının nalıyam

Başının torbasıyam

Hızır’a Hızır deyerler

Hızır’a çırağ koyarlar

Hızır Nebî Hızır-İlyas

Bitdi çiçek oldu yaz

Men Hızır’ın guluyam

Boz atının çuluyam”

      Anadolu’daki Alevi köylerinde de bu gün, büyük bir sevgi ve saygı içinde, kültürel gelenek ve göreneklerle yaşatılmak suretiyle kutlanmaktadır. Hıdırellez ateşi, bugün ülkemizin birçok bölgesinde yakılmaktadır. Uğur getirdiğine inanılarak ateşin üzerinden atlayanlar vardır.

      Batı Anadolu’da yaşamakta olan Tahtacılar, Çepniler, Orta ve Doğu Anadolu’daki Aleviler Hıdırellez’i kutladıkları gibi, Hızır orucu tutar ve Hızır kurbanı keserler.

      BUNLAR ANADOLU DA HALK TARAFINDAN BİLİNEN PRATİK BİLGİLERDİR.

      Hıdırellez’den bir gün önce oruç tutulur. Bu uygulama, insanın kendisine sıkıntı, çile çektirmesi ve canlılığa geçici bir dönem ara vermesidir. Bu yolla, yaşamın sona ermesiyle -bir başka deyişle kışın sona ermesiyle- gelecek dönem, yani bahar için güven sağlanmaktadır. Hıdırellez öncesi yapılan uygulamalar, karşılama niteliğinde olanlardır. Ev temizliği, boya-badana yapılması, ev çevresinin düzeltilmesi günler öncesinden başlamaktadır. Yeni giysilerin ayarlanması da bir diğer hazırlıktır.

      Hıdırellez günü, yapılan bütün yemeklerin şifalı olduğuna inanılır ve herkesin bu yemeklerden yemesine özen gösterilir. Ne kadar çok yiyecek hazırlanırsa, o senenin o kadar bereket ve bolluk içinde geçeceğine inanıldığı için fazla miktarda yiyecek hazırlanır. “Ağız tadı bozulmasın” dileğiyle tatlı, “bütün yıl boyunca sevenlerin sarılması” dileğiyle sarma, “ambarların dolması” dileğiyle de dolma yapılır. Bunlar Hıdırellez’in başlıca yiyecekleridir. “S” harfiyle başlayan yiyeceklerin bolluk ve bereket getireceğine inanılır. Ayrıca Hızır’ın “S” harfiyle başlayan yiyecekleri de çok sevdiğine inanılmaktadır. Hızır’ın sofraya uğramasını sağlamak amacıyla Hıdırellez sofrasından süt, soğan, sarımsak, salep, sarma, simit, sütlaç olmak üzere yedi çeşit yiyecek eksik edilmez. Yeşil sebzelerden de kırk çeşit toplanıp yendiğinde şifa getireceğine inanılır. Yeşil sebze ve bitkilerin yenilmesi, tabiatın yeniden canlanışıyla paralellik göstermektedir.

     Hızır ile İlyas’ın birleştiği saatlerin insanlara bolluk, bereket, şans getirdiğine inanılır. Hızır’ın yeşillik ve temiz yerlere geldiğine inanıldığından, Hıdırellez günü toplantıları daima ağaçlık, yeşillik ve su bulunan yerlerde yapılır. Türbe olan yerler de kutlama yerleri arasındadır. Hızır’ın buralarda dolaştığına inanılır. 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece Hızır’ın iyilik, mutluluk dağıtacağı, sorunları olanlara yardım edeceği inancı birtakım uygulamaları da beraberinde getirir. Bazı sorunların çözümü için yardım istemek, dileklerde bulunmak en yaygın davranışlardandır. Yine bu gecede geleceğe yönelik bilgiler elde edilebileceğine inanılmaktadır. Hıdırellez geleneklerinin temelini oluşturan şifa-sağlık, mal-mülk ve servet, bereket-bolluk, kısmet ve şans talebine yönelik uygulamalardan birkaç örnek verelim:

     Bereket – Bolluk Talebine Yönelik Uygulamalar:

• Evdeki yiyecek çuvallarının ağzı açılır.

• Evlere yeşil dallar asılır.

• Sabah erkenden bitkilerin üzerindeki çiğlerden toplanarak sütün içerisine bir iki kaşık konulur.

• Mayasız sütün yoğurda dönüşmesi, “Hızır’ın gelmesi”, “elini değdirmesi” şeklinde yorumlanmaktadır. Yoğurt tutmuşsa o gün uğurlu sayılır.

• Toplanan çiğlerin bir kısmıyla da mayasız hamur yoğrulur. Ertesi sabah hamur mayalanmışsa, Hızır’ın gelişinin kanıtı olarak kabul edilir.

    Kaynaklar:

Yard. Doç. Dr. Ayşe Yücel

1. Orhan Hançerlioğlu, İnanç Sözlüğü, İstanbul 1975, s.41

2. A.J. Wensinck, İslam Ansiklopedisi (Hızır Maddesi), C:V, İstanbul 1964

3. Kemal Güngör, “Anadolu’da Hızır Geleneği ve Hıdrellez Törenlerine Dair Bir İnceleme”, Türk Etnografya Dergisi, S:1 (1956), s.56

      Hüseyin Aldoğan Dede

Sinemili Ocağı

Kahramanmaraş / Pazarcık

4.5.2025 İstanbul

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı