Hoşgeldiniz  

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Çarşamba 09.04.2025 e gazete

admin | 09 Nisan 2025 | e gazete Gaziantep haber ajansı Bülteni, Genel, Gündem, Politika, Tüm Manşetler A- A+

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Çarşamba 09.04.2025 e gazete

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Çarşamba 09.04.2025 e gazete

HABER METNİ;

BABAM DA OLSA AYNISINI YAPARDI DEDİ VE İSTİFA ETTİ

UMUT YILMAZ’DAN BİR HAYKIRIŞIN  YANSIMASI

UMUT YILMAZ: SAVCILIKTA İFADE KUYRUĞUNA GİRDİLER

Aynı çatışmayı önceki dönem Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan ve  geçmiş dönem Şehitkamil Belediye Başkanı Ahmet Yılmaz döneminde de görmüştük. Celal Doğan –Yaşar Ağyüz çatışmasına hiç değinmeyeceğim. Yıllarca Karataş’ın o foseptik çukurlarından yayılan kokuları hele hiç unutamam.

Çatışma önce meclise, sonra sokağa daha sonra ise yargıya taşındı. Kim haklı elbette haklı olan kimse  hem siyaset hem yargı karar verecek.

Siyaset kararını Belediye Meclisi meclis üyesinin sayısal ölçütüne göre karar verecek.

25 CHP’li meclis üyesi varken sayı 19 a düştü.19 meclis üyesi önce Umut Yılmaz’a destek deklarasyonu yayınlarken bir gecede ani dönüş yaptı.

Umut Yılmaz’a döndü diyenler aynı zamanda Umut Yılmaz’ın etrafında pervane olup Mevlevi gibi döndüler.

Kimi o pervaneye girmeden “dönen dönsün ben dönmezem” yolumdan dedi ve ipi baştan kesti.

Lakin CHP’nin Genel Merkezinden ÇIT YOK..

Bilmem kaç ilden büyük bir ilçenin Belediye Başkanı partisinden istifa ediyor, yereldeki CHP’lerden başka kimseden hareket yok.

Şehitkamil İstanbul’un 16 da 1 büyüklüğünde..

Nasıl olurda CHP Genel Başkanından bir ses dahi çıkmaz..

Bence Umut Yılmaz doğru bir karar verdi.

Madem CHP meclis üyeleriyle yol yürünmüyor o halde 13 Ak Parti, 5 Yeniden Refah Partisi,2 MHP ve 5 de kendi meclis üyesi var eder toplam 25 meclis üyesi ile yol yürünür.. CHP kaç da kaldı 19 da.

Bağımsız kaldığı müddetçe yolda da doğru adım atarsa 25 meclis üyesi kendi ile rahat çalışır.

Bunu Celal Doğan diğer partili meclis üyeleriyle çok rahat uyguladı.

Önceki dönem Şehirkamil Belediye Başkanı Mehmet Bozgeyik bu işi CHP’li meclis üyeleriyle başarıyla götürdü.

Denenmişi var.

Eğer Umut Yılmaz usta olursa..

Ak Parti’ye geçiş derseniz valla bir kahve içip falına bakmakta fayda var mı acaba?

AHLAK DIŞI KUMPASLAR BELEDİYE YÖNETİMİNİ FELÇ ETTİ

Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz basın açıklaması yaparak Cumhuriyet Halk Partisinden istifa ettiğini resmen duyurdu. Şahsi ihtiraslar peşinde koşanların belediye yönetimini felç ettiğini söyleyerek gün be gün artan baskılar ve tehditler neticesinde durumun buralara geldiğini söyledi. Yılmaz, CHP İl Başkanı, CHP Milletvekilleri, CHP Genel Merkezi ve bazı Meclis üyeleri hakkında da zehir zemberek açıklamalarda bulundu.

Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz CHP’den istifa ettiğini duyururken çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yılmaz; “Şehitkamil Belediye Başkanı olarak bugüne kadar adaleti gözeterek, adalet, liyakat ve şeffaflık ilkelerinden sapmadan, dürüst ve sorumlu bir yönetim anlayışıyla görevimizi yerine getirmeye çalıştık. Ancak bugün geldiğimiz noktada, şahsi ihtiraslar peşinde koşanların, iftira siyasetinin ve ahlak dışı kumpasların belediye yönetimini felç ettiğini üzülerek belirtmek zorundayım.

ARTAN BASKILAR TEHDİTLER İLE HALKIN İRADESİNE MÜDAHALE EDİLDİ

Gün be gün artan baskılar, tehditler, itibarsızlaştırma çabaları ve belediyeyi bir çıkar kapısı gören anlayışa karşı mücadele ederken, yalnızca şahsıma değil, Gaziantep halkının da iradesine müdahale edilmiştir. Belediye meclisinde halkın çıkarlarına aykırı karar almak için kurulan bir kısım çıkar çeteleri, millete hizmeti engellemek amacıyla yaratılan yapay krizler ve bazı milletvekilleri ile bir kısım meclis üyelerimizin eliyle yürütülen kumpaslar artık tahammül edilecek durumu aşmıştır.

CHP’Lİ BİR BAŞKAN CUMHURİYET SAVCILIĞINDA İFADE VERDİRMEK İÇİN SIRAYA GİRDİLER

Bu yaşananlar sadece siyasi bir rekabet değil, aynı zamanda bir ahlaki ve vicdani çöküştür. Belediyeyi halkın hizmeti için değil, kenti menfaati için kullanmak isteyenlere karşı bugüne kadar onurla mücadele ettim. Ancak kendi partilisi tarafından kendi belediye başkan yardımcısının silahla vurulması, Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesi tarafından her meclise adamlar getirtilerek yine Cumhuriyet Halk Partili benim, yani bir belediye başkanının dövdürülmeye çalışılması, Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesi tarafından bir başka Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesinin meclis binasında dövdürülmesi, Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesi tarafından avukatlık ofisinin basılması, Partili tarafından evimin videolarının çekilerek ailemin tehdit edilmesi, Sosyal medyadan her gün hakaretler, iftiralar, yalanlar söylenilmesi, Meclis üyesinin Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesinin kardeşinin yirmi dört defa beni CİMERE şikayet ederek, hakkımda yalan, iftiralarla algı oluşturmaya çalışılması ve en acısı, benim için en katlanılmazı, Cumhuriyet Halk Partisi bir kısım meclis üyelerinin Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanını Cumhuriyet Savcılığında ifade verdirmek için, tanıklık vermek için sıraya dizilmesi.

CHP BENİ YALNIZ BIRAKTI

CHP İl Başkanlığının Belediye Başkanına sahip çıkmaması, milletvekillerinin başka işler içine girmesi, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nin beni burada yalnız bırakması beni çok üzmüştür. Halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanına yönelik bu açık saldırılara sessiz kalmak, bu suça ortak olmaktır. Bugüne kadar her türlü çıkar ilişkisine, rant üzerine ve siyasi kumpasa göz yuman, doğrudan destek olan bir anlayışla artık yol yürümem mümkün değildir.

ŞAHSIMA VE AİLEME YÖNELİK SİSTEMATİK SALDIRI YAPILDI

Şimdi açıkça ifade ediyorum. Hiçbir konu halkın duasından, alın terinden, hayır duasından benim için daha kıymetli değildir. Bu karar ani alınmış bir karar değildir. Uzun süre devam eden bir sürecin, bir vicdani sağ duyunun kararıdır. Aylardır şahsıma, aileme yönetilen sistematik saldırılar, itibarsızlaştırma çabaları ve karakter suikastları artık bizi bu noktaya getirmiştir. Benim için siyaset, halka hizmetin adıdır. Makam, mevki, koltuk bu anlayışın ne ön koşulu ne de amacıdır.

BABAM DA OLSA AYNISINI YAPARDI

Bu noktada kendime şunu sordum. Babam Ahmet Yılmaz, Şehitkanli Belediyesi’nin ilk belediye başkanı. Bugün olsaydı acaba ne yapardı? O doğru, dürüst, şeffaf bir şekilde bu yönetimi, bu ilkelerle bu belediyeyi yönetmişti. Babam da bugün olsa benim yaptığımın aynısını yapardı.

 YOL YÜRÜDÜĞÜM MECLİS ÜYELERİNİ EZDİRMEYECEĞİM

Yol yürüdüğüm meclis arkadaşlarımın hukukunu, kendi hukukumun önünde tutacağımı da bu vesileyle açık bir etkinlikle belirtmek istedim. Onların emeğini, vicdanını ve gayretini kişisel çıkarların gölgesinde ezdirmeyeceğim. Onların yanında durmak benim için siyasi değil, insani bir görevdir. Ayrıca benim, görev yaptığım yol arkadaşlarımın, yüzü ak, alnı açıktır. Bugüne kadar kamuoyuna yalan iftiralarla hakkımda hakaretler, yalanlar söyleyen insanlara bir sözüm var. Ben buradayım, savcılık orada, adliye orada, elinizde ne belge varsa götürün.

 BU KARAR BİR DURUŞUN AHLAKIN SEVDANIN İLANIDIR

Milletin vicdanı, hakikati er ya da geç ortaya çıkartacaktır. Bu karar yalnız bir partiden ayrılma kararı değildir. Bu karar bir duruşun, bir ahlakın, bir vicdanın, bir halk sevdasının ilanıdır. Bu karar, onurlu bir mücadelenin, inançla girilmiş bir yolun ve samimi bir hizmet anlayışının dışarı vurumudur, ve unutulmamalıdır. Gücünü makamdan değil, halktan alan herkesin yolu daima açıktır. Bu vesileyle tüm Meclis üyesi arkadaşlarımla birlikte Cumhuriyet Halk Partisi’nden istifa ettiğimizi kamuoyuna saygılarımla ilan ediyorum.

*

*

*

GAZİANTEP’İN ÇİÇEĞİ BURNUNDA ÖĞRETMENLERİ TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUYLA BİR ARAYA GELDİ

Gaziantep’te, 2024 Kasım ayında atanan 962 aday öğretmene yönelik kapsamlı bir bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Şehitkâmil Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Gaziantep Valisi Sayın Kemal ÇEBER başkanlık etti.

Toplantıya İl Millî Eğitim Müdürü Erdal Kılınç, Şahinbey ve Şehitkâmil İlçe Millî Eğitim Müdürleri ile çok sayıda aday öğretmen katıldı.

Toplantının ana gündem maddeleri arasında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, kamu kurumlarında resmi iletişimin esaslarını belirleyen Protokol Kuralları ve öğretmenliğin değerine vurgu yapan Öğretmenlik Mesleği yer aldı. Yeni nesil öğretmenlere rehberlik edecek bu başlıklar, alanında deneyimli okul yöneticilerimiz Mehmet Ali Eruslu İkokulu Müdürü Evren Alper Gürler’in Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli başlıklı sunumuyla, Yeşilevler Borsa İstanbul Anadolu Lisesi Müdürü Ramazan Şimşek’in ise Protokol Kuralları ve Öğretmenlik Mesleği başlıklı sunumuyla detaylandırıldı.

Programda konuşan Gaziantep Valisi Sayın Kemal ÇEBER, öğretmenliğin yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda bir medeniyet inşası süreci olduğunu vurgulayarak, aday öğretmenlere bu kutsal görevi layıkıyla yerine getirmeleri konusunda tavsiyelerde bulundu. Vali ÇEBER ayrıca, Türkiye Yüzyılı vizyonunun eğitimle şekilleneceğini belirterek, öğretmenlerin bu vizyondaki rolüne dikkat çekti.

Toplantının en dikkat çeken anlarından biri ise, aday öğretmenlerden Fatma Bayık’ın yaptığı anlamlı konuşmaydı. Mesleğe yeni adım atan öğretmen, duygu ve düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi:

“Bugün burada olmak, sadece bir toplantıya katılmak değil, bu ülkenini geleceğine katkı sunma sorumluluğu hissetmektir. Bizler sadece ders anlatan değil, karakter inşa eden, değer taşıyan ve umut aşılayan rol modeller olacağız. Türkiye Yüzyılı’nın ruhunu sınıflarımıza taşımaya kararlıyız.”

Bu samimi sözler, salonda alkışlarla karşılandı.

Toplantı, İl Millî Eğitim Müdürü Sayın Erdal Kılınç’ın kapanış konuşmasıyla sona erdi. Kılınç, öğretmenlik mesleğinin taşıdığı değeri ve sorumluluğu vurgulayarak, aday öğretmenlere başarılar diledi. Eğitimin niteliğini artırma yolunda atılacak her adımda, öğretmenlerin en güçlü yapı taşı olduğunu belirterek eğitim ailesi olarak el ele vererek güçlü yarınlara ulaşacağımızı vurguladı.

*

*

SANKO ÜNİVERSİTESİ’NDE YOĞUN BAKIM HASTASINDA FİZYOTERAPİ UYGULAMALARI SEMPOZYUMU DÜZENLENDİ

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi, Türk Yoğun Bakım Derneği ve Kardiyopulmoner Rehabilitasyon Fizyoterapistleri Derneği iş birliği ile “Yoğun Bakım Hastasında Fizyoterapi Uygulamaları Ulusal Sempozyumu” düzenlendi.

SANKO Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen sempozyumda konuşma yapan SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, “Daha güçlü bir yoğun bakım sistemi oluşturmak için bilimsel gelişmeleri tartışmak ve meslektaş dayanışmamızı güçlendirmek zorundayız” dedi.

Yoğun bakımın, tıbbın en dinamik ve en zorlu alanlarından biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Dağlı, yoğun bakım hekimlerinin; insan hayatını kurtarmak için zamanla yarışan, bilim ve teknolojiyi hasta bakımına en etkin şekilde entegre eden bir ekibin parçası olduklarını söyledi.

Yoğun bakımın gerçek değerinin en çok da kriz anlarında görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Dağlı, şunları kaydetti:

“COVID-19 pandemisinde anestezi ve yoğun bakım ekipleri, solunum yetmezliği ile savaşan hastalara nefes oldu. Adaptasyon kabiliyetimiz ve bilimsel dayanışmamız sayesinde, ölüm oranlarını azaltan, tedavi yaklaşımlarını geliştiren ve yoğun bakım kapasitelerini en verimli şekilde kullanan bir sağlık sistemi inşa ettik. Yaşadığımız deprem felaketinde enkaz altından çıkarılan hastalar için acil müdahale ekipleriyle koordineli çalışarak, yoğun bakım ünitelerimizi depremzedelere açtık.”

PROF. DR. TUĞHAN UTKU

Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuğhan Utku’da son yıllarda Türkiye’de ve dünyada yoğun bakımda fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamalarının sayısının arttığına dikkat çekti.

 “Yoğun bakım ülkemizde sağlık hizmetleri alanında en prestijli yerini korumaktadır. Gelinen nokta itibarıyla “yoğun bakım tıbbı” üst düzeyde teknoloji kullanarak ayrıcalıklı tedavi hizmetleri sunmaya olanak tanımaktadır” diyen Prof. Dr. Utku, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yoğun bakım, bütüncül anlamda tüm sağlık hizmetini ve paydaşlarını kapsamaktadır. Başta yoğun bakım hemşirelerimiz olmak üzere mültiprofesyonel olarak geniş bir ekip tarafından yürütülen bu hizmette, fizyoterapistlerin rolü giderek artmaktadır. Bu gelişmeler, konusunda uzman ve deneyimli fizyoterapistlerin yoğun bakım ekibinin bir parçası olarak tam zamanlı hizmetin bir parçası olma zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. Yoğun bakımda yatan hastalara uygulanacak doğru fiziksel aktivite yöntemleri özellikle de solunum fizyoterapisi ve rehabilitasyon uygulamaları hasta açısından hayati önem arz etmektedir.

PROF. DR. MERAL BOŞNAK GÜÇLÜ

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyopulmoner Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meral Boşnak Güçlü ise “Yoğun bakımda Kardiyopulnoner Rehabilitasyon bir insan hakkıdır” dedi.

Prof. Dr. Güçlü, “Kritik hastaların yoğun bakımda yatışları sırasında hekimler, fizyoterapistler, hemşireler başta olmak üzere tüm sağlık profesyonelleri transdisipliner ekip anlayışı içinde çalışarak hastaların iyileşme süreçlerine katkıda bulunmalıdırlar. Ülkemizde yoğun bakımlarda yatan hastaların kardiyopulmoner rehabilitasyona ulaşabilmeleri için Üniversitelerin, derneklerin ve Sağlık Bakanlığı’nın iş birlikleri çok önemlidir ve geliştirilmelidir” diye konuştu.

Beş oturumda gerçekleştirilen sempozyumun moderatörlüklerini birinci oturumda; Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuğhan Utku, SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nevin Ergun, ikinci oturumda; Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Süleyman Ganidağlı, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Naciye Vardar, üçüncü oturumda; Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyopulmoner Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meral Boşnak Güçlü, SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Atilla Akkoçlu, dördüncü oturumda; SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. A. Münife Neyal, Kardiyopulmoner Rehabilitasyon Fizyoterapistleri Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Neslihan Durutürk, beşinci oturumda ise Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ebru Çalık Kütükçü ile SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Betül Şimşek yaptı.

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu ve Türk Yoğun Bakım Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Kubilay Demirağ ile akademik personelin katıldığı, SANKO Üniversitesi Hastanesi Anadolu Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyuma öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.

*

*

AYINTAB’A DAİR

ANTEP’TE DARÜ’L HARİR (İPEKCİLİK MEKTEBİ)

Antep’te Darü’l Harir (İpekcilik Mektebi) varmış.

Sultan Abdulhamit zamanında Antep’te ve Bursa’da İpekcilik mektebleri açılmış.

Kaynak 1

XVIII.YY’ın ikinci yarısında Gaziantep Zeynel Özlü (Sayfa 119, 145, 146)

Dokumacılık denilince akla Antep’e özgü kutnu kumaş gelir. Kutnu ipekli bir dokuma türüdür. Ham maddesi suni ipek ve pamuk ipliğidir. Ana renk sarı olmakla beraber 60’dan fazla çeşidi vardır. Mecidiye, zincirli, darcı çiçekli gibi isimler verilmiştir. Selçuklular zamanında dokunan kutnu kumaşlar; Hindistan, iran ve Arabistan’a satılırdı. Her yeri dutluk olan Antep’te Dar’ül Harir denilen bir ipekçilik okulu vardı. ùimdi onun yerine Gaziantep Lisesi vardır. Bu okul sayesinde Antep’te çok iyi ustalar yetişmişti. Sabahları erkenden omuzlarına ipek toplarını yüklenen ustalar. Kürkçü hanına gider, han duvarlarına demir kazıklar çakar kazıkların arasına da çile halindeki ipeği gererlerdi. 8-10 metrelik bir tezgah haline gelen duvar yüzeyinde ipeği işlerlerdi. (Mezzekçi) ipek ustalarının çaktığı kazıkların oyukları günümüzde hala Han duvarlarında görülmektedir. Gece geç saatlere kalar tezgahlar çalışır ve zaman geçirmek zor olduğu için türküsü bulunmaktadır. Antep’in meşhur “Gözlerin kör ola ölesin usta” türküsü buna güzel bir örnektir.İpeğe “KECİ” denilirdi. Keci birçok  türküde keçi olarak söylene söylene ipekle ilgili türküler zamanla unutul

türküde keçi olarak söylene söylene ipekle ilgili türküler zamanla unutulmuştur. Kumaşların güzelliği başkentte fark edilince ünlü ustalar başkente getirilmiş. istanbul’da ve Bursa’da da ipek ustalığı yaygınlaşmış. Ancak kutnu kumaş yine de yalnızca Antep’te dokunurmuş. Mor rengi elde etmek çok zor olduğu için özel kabul edilmiş ve başkent, saray dışında mor renk giyilmesini ve üretilmesini yasaklamış. Bu rengi yalnızca Antepli ustalar elde edebiliyormuş

Kaynak 2 :Ali Koçum

Cemiyeti İslam iye’nin öncülüğü ile Antep’te öğretmen okulu, Rüştiye, çeşitli ilkokulları açılmıştır. Antep’te ki okullar hakkında bir fikir vermek için 1900–1914 yılları arasındaki devrede Gaziantep şehrinde faaliyet gösteren okulları sayalım: Ticaret lisesi, Darülharir İpekçilik lisesi, Eczacı kalfa okulu, Öğretmen okulu, Rüştiye ortaokul, Üç ana okulu, On ilkokul, bir Darültam,18 medrese,21 mahalle okulu,3 kız ilkokulu,1 kız ortaokulu,20 den fazla okulu, kolej ve ortaokullar. Birinci Cihan savaşı ve Kurtuluş savaşında birçok okul ve medrese kapanmış, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Gaziantep maarif bir müddet için ölü bir devre geçirmiştir.

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı