Hoşgeldiniz  

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Salı 16.01.2024 e gazete

admin | 15 Ocak 2024 | e gazete Gaziantep haber ajansı Bülteni, Genel, Gündem, Tüm Manşetler A- A+

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Salı 16.01.2024 e gazete

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Salı 16.01.2024 e gazete

HABER METNİ

-GSO KURUCU BAŞKANI MERHUM SANİ KONUKOĞLU’NUN VEFATININ 30’UNCU YIL DÖNÜMÜ

-GSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ADNAN ÜNVERDİ:

-“GSO KURUCU BAŞKANIMIZ MERHUM SANİ KONUKOĞLU’NUN İLKELERİ YOLUMUZU AYDINLATMAYA DEVAM EDİYOR”

GSO Kurucu Başkanı merhum Sani Konukoğlu’nu vefatının 30’uncu yıl dönümünde saygı, özlem ve minnetle anıyoruz.

Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Kurucu Başkanı ve ilk Yönetim Kurulu Başkanı, duayen sanayici Merhum Sani Konukoğlu, 16 Ocak Salı günü (yarın) saat 13:30’da Asri Mezarlıktaki kabri başında anılacak.

Merhum Sani Konukoğlu’nun vefatının 30’uncu yıl dönümü münasebetiyle anma mesajı yayımlayan GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, Gaziantep ve ülke sanayisinin öncü isimlerinden olan merhum Sani Konukoğlu’nu rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.

Adnan Ünverdi, Sani Konukoğlu’nun girişimciliği, ileri görüşlülüğü, şehir ve ülke ekonomisine kattığı değerler ile her zaman sanayicilere örnek olmaya devam edeceğini belirterek, ‘’Bizler de kendilerinden aldığımız ilhamla çalışmaya devam edecek, devraldığımız bayrağı daha da yukarı taşıyarak bizden sonra gelecek nesillere teslim edeceğiz” dedi.

Ünverdi, GSO’nun kuruluşuna öncülük yapan ve 1989-1990 yılları arasında ilk Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Merhum Sani Konukoğlu’nun, “İşin hilesi dürüstlüktür” diyerek; ilkeleri, yaşamı, sanayi ve ticaretteki başarılarıyla birlikte, sağlık, eğitim, spor gibi sosyal sorumluluk projeleriyle ülkesi için öncü fikirlere imza attığını belirtti.

Sanayide ilkleri gerçekleştiren merhum Sani Konukoğlu’nun hayırseverliği ile her kesimin sevgisini kazandığını ve Devlet Üstün Hizmet Madalyası’na layık görüldüğünü anımsatan Ünverdi, açıklamasını şöyle tamamladı:

“Zorluklar içerisinde kent sanayimizin kurulması ve bugünlere ulaşmasında merhum Sani Konukoğlu ve sanayici büyüklerimizin çok büyük emek ve fedakarlıkları bulunuyor. Bu vesileyle ebediyete irtihal etmiş tüm sanayicilerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Odamızın kurulmasında, başta şehrimiz ve Anadolu sanayisinin gelişmesinde çok büyük emekleri olan merhum Sani Konukoğlu’nu her zaman rahmet ve hayırla yad ediyor, aramızdan ayrılışının 30’uncu yılında saygı ve sevgiyle anıyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.”

*

*

*

DÜNYA SATIN ALMA GÜCÜ PARİTESİNDE 11. SIRADAYIZ

Dünya satın alma gücü paritesini sosyal medya hesabından yayınlayan Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek yıllık cari işlemler dengesindeki iyileşmenin  Kasım ayında da devam ettiğini ifade etti.

Mayısa göre 10,7 milyar dolar düşüşle 49,6 milyar dolara gerileyen yıllık cari açığın altın hariç 22,5 milyar dolar seviyesinde olduğunu vurgulayan Şimşek “2023’te dış ticaret açığının Orta Vadeli Program tahminin 6 milyar dolar altında gerçekleşmesine rağmen, yılsonu cari açığın OVP’nin üzerinde olacağını değerlendiriyoruz. Bu gelişmede jeopolitik gerginliklerden dolayı zayıflayan hizmet gelirleri etkilidir.

Ekonomide dengelenmeye yönelik attığımız adımlar, altın ithalatındaki normalleşme ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması sonucunda cari dengedeki iyileşme devam edecektir” dedi.

Vergi kayıp ve kaçağını önlemek için elektronik ödemeler yakın takibe alındığını bildiren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek diğer yandan kayıtdışılıkla ilgili şu bilgileri verdi;

“Ödeme kayıtlarından hareketle riskli yaklaşık 250 bin mükellefimizi analize tabi tuttuk

Başta fenomenler olmak üzere, sosyal medya uygulamalarından gelir elde edip, bu gelirleri beyan etmeyenler hakkında çalışma başlatıldı

Restoran ve kafelerde yüzde 1 KDV’yle yapılan satışlar denetlenirken 2 milyar lira matrah farkı tespit edildi.*

Kayıtdışılıkla mücadele kırmızı çizgimiz; bu çerçevede Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak vergi kayıp ve kaçağının önlenmesine yönelik tedbirlerimizi sıkılaştırarak almaya devam ediyoruz.

Ekiplerimiz hem sahada hem de veri analizleriyle çalışmalarını aralıksız sürdürüyor”

*

*

*

– OYUN YAZARI REFİK ERDURAN DOKTORA TEZİNE KONU EDİLDİ

– SANKO ÜNİVERSİTESİNDEN ÖĞR. GÖR. DİDEM KARAYAKUPOĞLU’NUN “REFİK ERDURAN’IN TİYATRO OYUNLARINDA YAPI VE TEMA” ADLI DOKTORA TEZİ KABUL EDİLDİ

Kaleme aldığı 60 oyunla Türk tiyatrosunun en verimli yazarlarından olan Refik Erduran doktora tezine konu edildi.

SANKO Üniversitesi Ortak Dersler Bölüm Başkanlığı Türk Dili Bölümü Öğr. Gör. Didem Karayakupoğlu’nun hazırladığı “Refik Erduran’ın Tiyatro Oyunlarında Yapı ve Tema” adlı doktora tezi kabul edildi.

Karayakupoğlu tezinde, Refik Erduran’ın 20 yıla yakın günlük gazetelerde köşe yazarlığı yapmasının da etkisiyle oyunlarına konu seçerken zamanının güncel meseleleri ile Türkiye’nin hafızasına kazınmış olaylara öncelik verdiğini ifade etti. 

TEZ SAVUNMASI

Didem Karayakupoğlu, “Refik Erduran’ın Tiyatro Oyunlarında Yapı ve Tema” adlı doktora tezini Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Yeni Türk Edebiyatı Programı’nda Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Özpay’ın danışmanlığında gerçekleştirdi.

Doktora tezi; Prof. Dr. Mehmet Soğukömeroğulları, Prof. Dr. Ahmet Gündüz, Prof. Dr. M. Fatih Kanter, Prof. Dr. Hüseyin Doğramacıoğlu, Doç. Dr. Yavuz Sinan Ulu ve Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Özpay’ın jüri üyeliğince savunmaya değer görüldü ve doktora tezi olarak kabul edildi.

SANKO Üniversitesi Ortak Dersler Bölüm Başkanlığı Türk Dili Bölümü Öğretim Görevlisi Karayakupoğlu, doktora tezinde Erduran’ın 60 oyunundan 43’ünü yapı ve tema başlığı altında incelediğini ifade ederek, yazarın Türk tiyatrosunun yerlileşmesi ve millileşmesinde öncülük eden isimlerden olduğunu vurguladı.

Erduran’ın eserlerini dönemin sosyal ve siyasal zeminine göre yazarak okurlarına komedi türünde sunduğunu anlatan Dr. Karayakupoğlu, tezinde “Erduran oyunlarında en çok aydın tutarsızlığı, kadın erkek eşitsizliği ve topluma yabancılaşmış insanları işlemiştir. Erduran oyunlarında sonuca götüren değil düşündüren, aynı zamanda eğlendiren ve çözümü okura bırakan bir yol izlemiştir” ifadelerini kullandı.

REFİK ERDURAN (1928-2017) KİMDİR?

Oyun yazarı, gazeteci ve yayımcı olan Erduran 1947’de Robert Kolej’den lisans derecesini aldı ve ABD’ye giderek Tiyatro Tarihi ve Drama konusunda yüksek lisans yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra bir süre yayımcılıkla uğraşan Erduran, 1957’de ilk profesyonel tiyatro oyunu olan ‘Deli’yi yazdı. ‘Bir Kilo Namus’ ve ‘Cengiz Han’ın Bisikleti’ oyunlarıyla ün yapan Erduran’ın Atatürk’ün toplumu yeniden yapılandırmada kırdığı sürat rekorunu anlatan ‘Metamorfoz (Başkalaşım)’ adlı senaryosu TRT tarafından 1992’de filme çekildi. 

“Açıl Kafam Açıl”, “El Ele”, “Ramiz ile Jülide”, “Canavar Cafer”, “Korkunçlar” ve “Ayı Masalı”, Erduran’ın yazdığı oyunlar arasında bulunuyor. 

Erduran, Birleşmiş Milletler örgütü UNESCO’ya bağlı kısa adı ITI olan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi’nin 1986 yılında Haldun Taner’in ölümü üzerine başkanlığını üstlendi.

Aynı örgütün 1989’da Helsinki’de yapılan Dünya Kongresi’nde Uluslararası Yazarlar Komitesi Başkanlığı’na seçilen Erduran, 1965 yılında Abdi İpekçi’nin teklifiyle Milliyet’te başladığı köşe yazarlığını aynı gazetede 1981’e kadar sürdürdü ve ardından Güneş ve Meydan gazetelerinde de köşe yazdı.

 Erduran’ın roman, hikaye ve anı türünde yazdığı diğer eserleri ise şunlar:

“Yağmur Duası, Domuz, Er Oyunu, Kavşak, Neşe’nin Şarkıları, Sabiha, İblisler, Azizler, Kadınlar, Jetonlar Düştükçe”.

*

*

GÖZE DOKUNULMADAN UYGULANAN LAZER İLE GÖZLÜKLERİNİZDEN KURTULABİLİRSİNİZ

Gözde miyop, hipermetrop ve astigmat olarak adlandırılan kırma kusurları, retraktif cerrahi ile kalıcı olarak tedavi edilebilmektedir.

Gaziantep Özel Hatem Hastanesi, Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mete Güler ve Doç. Dr. Burak Bilgin, halk arasında göz çizdirme olarak adlandırılan  refraktif lazer uygulamaları hakkında bilgiler verdiler.

Hepimizin ‘göz çizdirme’ şeklinde bildiğimiz ameliyatlar hakkında bizi bilgilendirir misiniz ? Sadece tek bir lazer ameliyatı mı, yoksa farklı lazer işlemleri mi vardır ? Hangi teknik iyisidir ?

Halk arasında ‘göz çizdirme’ ameliyatları olarak bilinen refraktif lazer uygulamaları gözün en öndeki saydam tabakası olan kornea tabakası üzerinde gerçekleştirilir. Kişinin kornea kalınlığı, mevcut olan kırma kusurunun türü, kırma kusurunun yüksekliği ve hatta kişinin icra ettiği mesleğe bile bağlı olarak farklı tekniklerden kişiye uygun olanı seçilerek refraktif lazer uygulamaları gerçekleştirilebilir. Farklı tekniklerin birbirlerine üstünlükleri olmamakla birlikte, her tekniğin diğer tekniğe göre avantajlı olduğu ve dezavantajlı olduğu noktalar mevcuttur. Refraktif lazer cerrahisine aday olan bir hastanın öncelikle hangi teknikten daha çok fayda göreceğine, hangi tekniğin ihtiyaçlarını en fazla karşılayacağına yapılan ölçüm ve hesaplamalar ile iyi karar verilmelidir.

Lazer ile gözlük atma ameliyatları her hastaya uygulanabilir mi ?

Lazer cerrahisi planlanırken, yapılan tetkikler sonrasında hastalar kabaca üç gruba ayrılabilir. Güvenle cerrahi olabilecek hastalar, cerrahisinde bazı risk faktörleri olan hastalar ve cerrahi kesinlikle önerilmeyecek hastalar olarak sınıflandırılabilir.  Birinci grup hastalarda lazer cerrahisi kararı rahatlıkla alınabilir. Üçüncü grup hastalarda da hastanın cerrahiye uygun olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Esas doğru karar verilmesi ve üzerinde detaylı düşünülmesi gereken grup ise ikinci grup hastalardır. Bu hastaların cerrahisinde bazı riskler mevcut olduğu için faklı hekimler tarafından farklı yaklaşımlar ve yorumlar yapılabilir. Risk faktörleri ve hastanın genel durumu çok detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir. Hastaları yüksek risk altına sokacak uygulamalardan kaçınılmalıdır. İyi bir hekim hangi hastaları ameliyat edeceğini iyi bilen hekim olmakla birlikte, en iyi hekim hangi hastaları ameliyat etmemesi gerektiğini bilen hekimdir.

Lazer ile gözlük atma işlemleri için yaş sınırı var mıdır? Hastanede yatış gerekli midir ? Hastalar kaç günde normal hayatlarına dönebilirler?

Refraktif lazer uygulamaları için kişi 18 yaşını doldurmuş olmalıdır. Tercihen 20 yaşını tamamlamış olması ve son 1 yıl içerisinde göz numaralarında ilerleme olmaması önerilir. Refraktif lazer uygulamalarında operasyon dakikalar içerisinde tamamlanır. İşlem sırasında damlalar ile anestezi sağlanır ve hasta ağrı hissetmez.  Hastanede yatış gerektirmez. Uygulanan tekniğe göre iş hayatına dönüş ortalama 2-5 gün arasında değişmektedir.

Bu işlemler ile gözleri sıfırlamış mı  oluyoruz?

Uygulanan lazer operasyonu sonrasında çok yüksek oranda kişinin gözlük veya kontakt lens kullanarak ulaştığı görme düzeyi gözlüksüz olarak elde edilir. Herhangi bir gözlük kullanma gereksinimi duymayan sağlıklı gözlerde dahi tam sıfır numara yoktur. Dolayısıyla gözdeki numaraların sıfırlanması gibi bir beklenti olmamalıdır.

Lazer işlemi sonrasında zamanla tekrar gözlük ihtiyacı oluşur mu?

Refraktif lazer cerrahisi geçirmiş bir hastada yıllar içerisinde vücuttaki her dokuda olduğu gibi korneada da yaşlanma ile beraber bazı değişiklikler olabilir. Bu değişiklikler yıllar içerisinde göz numaralarında bir miktar artışlar yapabilir. Yıllar içerisinde oluşan değişiklikler eğer hastanın göz yapısı uygun ise tekrar lazer ile veya numaralarına uygun gözlük-kontakt lens ile düzeltilebilir.

*

*

İKİNDİ SAZINDAN AKŞAM SAZINA

Musiki Gazianteplinin sosyal hayatının ayrılmaz bir parçasıdır.

Gaziantep’te musikiyi; düğünde, çeyizde, kınada, hamamda, sahrede, ev içinde ve ev dışındaki eğlencelerde görmek sıradan görüntülerdendir.

Gaziantep’te bir dönem Musikinin icra edildiği en önemli bir yerlerden biri de “Saz” tabir ettiğimiz eğlence mekanları olmuştur.

Gaziantepliye göre saz; ev dışında musiki icra edilen, yenilen, içilen, sohbet edilen ve müzik dinlenilen eğlenme, dinlenme mekanları ve ortamıdır.

Gaziantep’te saz, şehir merkezinde görülür ve genellikle Türk sanat müziği ağırlıklıdır.

Sazları; İkindi sazı, akşam sazı ve aile sazı gibi kategorilere ayırmak mümkündür.

Bu sazlar arasında farklılıklar olsa da mekânın ve ortamın müştereği her üçünde de müziğin öne çıkmaktadır.

İkindi sazı elektriğin olmadığı günlerde, ikindi vakti başlayan, akşam ezanını müteakip havanın kararmasıyla birlikte sonlandıran sazlı, sözlü eğlence biçimidir..

İkindi sazı  şehrin entelektüel takımının, eşraf ve ekâbirinin müdavim olduğu yerlerdi. İkindi sazı genellikle açık havada bahçelik bir yerde icra edilirken, gelenlerin kılık ve kıyafetleriyle oldukça muntazam, oturup kalkmasını bilenlerden teşkil ederdi. İkindi sazının bir raconu ( usulü) olur , masada oturanlar da masanın kurallarına uygun hareket ederlerdi.

İkindi sazında bir araya gelenler yiyip içerken günün yorgunluğunu atar, şehrin mesellerini konuşur, siyasetle ilgili dedikodular yapar, fasıllar eşliğinde Türk sanat müziği dinlenirdi. Öyle ki ikindi sazında yer bulmuş bir dinleyici, musikiyi icra edenler kadar müzik bilgisine sahip insanlar olurdu.

İkindi sazları zamanlaması, eğlence anlayışı, iştirakçilerin tavır ve davranışlarıyla birlikte Gaziantep’e özgü bir eğlence biçimi, bir hayat tarzıydı.

Kavaklık, Kırkayak, Fındıklı, Maarif, Emirgan bahçeleri, bir ara Şen Saz, Boyacı Halil’in ve Şükrü Kaya’nın mekanları da ikindi sazına ev sahipliği yapmış mekanların başında gelirdi.

İkindi sazları içkili olduğu kadar içkisiz olanları da vardı. Özellikle 1970’li yıllardan sonra Gaziantep’te ticaretin ve sanayinin daha da gelişmesi onu cazibe merkezi haline getirirken, göçün de yoğunlaşması  neticesinde sosyoekonomik ve kültürel yapısında da değişime yol açmıştı.

Bu evrilme süreci içinde Gaziantep’in geleneksel eğlenme anlayışı olan ikindi sazı, İstanbul’un gece hayatındaki eğlence merkezlerine ve anlayışında benzemeye başlamıştı.

Neticede İstanbul’daki bar, pavyon, gazino anlayışı Gaziantep’te akşam sazları olarak hayat buldu.

İkindi sazı ilk başlarda sanat ve estetiğin ağır bastığı ve Anteplinin sosyal ve kültürel hayatını yansıtan en önemli mekanlardan biri olurken, daha sonraki yıllarda özellikle 1960’lı yıllardan sonra akşam sazlarının öne çıkmasıyla birlikte sanat ve estetik önemini yitmiş, ikindi sazlarındaki kuralların çok da önemsenmediği, yerel eğlence anlayışının ruhsal ve duygusallıktan görselliğe, cinselliğe kaymaya başladığı, Türk sanat müziğinin arabeske evrildiği mekanlar haline geldiler.

İkindi sazlarının karakteristik özelliği gündüzleri musiki eşliğinde yenilen, içilen ve   üç beş bayan sanatçının sahnede birlikte şarkı söylediği görüntülerden ibaret iken, akşam saz anlayışında içkinin ağır bastığı, bayanların masalarda içki içenlere iştirak ettiği, cinselliğin öne çıktığı   ortamlar haline gelmişti.

İkindi sazında Gazianteplin yöresel kültürü ağır basarken akşam sazında bar, pavyon anlayışı öne çıkmıştı.

Akşam sazları; bar, pavyon olarak tarif edebiliriz. Akşam sazına rağbet arttıkça ikindi sazlarına olan ilgi azalmış, nihayetinde ortadan kalkmıştı.

1980’e kadar Gaziantep’in en ünlü bar ve pavyonlarından bazıları şunlardı. As Pavyon- Ateş Bar-Çağlayan Pavyon- Demir Bar- Eser Pavyon- Güven Bar – Harem Pavyon – İzmir Pavyon- Lâle Bar – Marmara Pavyonu – Sümer Bar – Şadırvan Pavyon -Tanju Pavyon – Zümrüt Pavyon -Stat pavyonu -Kara maça -Sahil gazinosu -kavaklık gazinosu -Çakıl bar – Saray pavyon -Gönül pavyonu -Maksim pavyonu -Şanjelize -Foliberje -Teksas pavyonu-Nil -Köşk -Akın bar -Kanarya-Lizbon’du.

Gaziantep’te bir ara kırka yakın bar ve pavyon faaliyette iken 1980’den sonra eğlence anlayışının değişmesi, içkili lokantaların, Başpınar başta olmak üzere şehir merkezinin dışındaki    eğlence merkezlerinin, il merkezinde içkili lokantaların önem kazanması, ekonomik krizler, bar ve pavyonların bir bir kapanarak sosyal hayattan çıkarmıştı.

Bir de aile sazları vardır. Bunlar ailecek gidilebilen, gündüz yapılan, genellikle kadınların; konu komşu ailecek gidebildikleri aile matineleriydi. Aile bahçelerinde ünlü sanatçılar sahne alır, matineye gelenler yiyeceklerini kendileri getirir, konu komşu birlikte yerlerelerdi.

Turizm Bahçesi, Kavaklık, Fuar, Düztepe aile çay bahçesi gibi yerler aile Saz bahçelerine örnek verilebilecek en önemli yerlerdi.

İkindi sazı, akşam sazı, aile mantinleri kendi dönemleri içinde öne çıkan eğlence merkezleri ve anlayışlarıyla sosyal hayatta önemli yer işgal etiler. Ancak gelişen teknoloji, değişen eğlence anlayışı yerelde rağbet gören eğlence biçimlerinin önüne geçerken, ikindi sazları unutulan kültürel faaliyetleri hanesine yazmıştır.

Yazan:Ibrahim Alisinanoğlu-Gaziantep Miş Miş

Fotoğraf: Kırkayak ta İkindi faslı 1945li yıllar-Soldan,Cafer Canan- Ahmet bükülmez- Deli kamil-Naylon Kemal Mehmet Yonka (Nohut Memet)-Haydar Tatlıyay

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı