EŞREF DOĞAN DEDE: ALEVİ BEKTAŞİ CEM VE KÜLTÜR BAŞKANLIĞINI OLUMLU BAKIYORUM; GELİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR (Video Haber-Halil Eyyupoğlu)

EŞREF DOĞAN DEDE: ALEVİ BEKTAŞİ CEM VE KÜLTÜR BAŞKANLIĞINI OLUMLU BAKIYORUM; GELİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR

ALEVİ BEKTAŞİ CEM VE KÜLTÜR BAŞKANLIĞINI OLUMLU BAKIYORUM; GELİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR

ALEVİ BEKTAŞİ CEM VE KÜLTÜR BAŞKANLIĞININ KURULMASIYLA BERABER DEVLET ALEVİLERİ RESMEN TANIMIŞTIR.

Cemvakfı Genel Merkezinin düzenlediği, Türkiye genelindeki Cemvakfı Şube Başkanları, dedeleri , inanç önderlerinin de katıldığı 2.Kış çalıştayı Balıkesir Onnhann Thermal Hotel’de Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleşti.

3 gün süren çalıştayın ilk gün toplantısında, konuşan Cem Vakfı Genel Müdürün Ali İhsan Argunşah Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın selamlarını ileterek  “eşit yurttaşlık, mutlu bireyler ve çocuklarımız için onurlu miras için buradayız .Milli Eğitim Bakanlığının uygulaması olan Çedes Projesini kesinlikle kabul etmiyoruz ve bununla ilgili ciddi çalışmalarımız var. AİHM kararları uygulanmalıdır, ülkenin birlik ve bütünlüğü için bizde üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız görevlere talibiz” dedi.”

Alevi İslam İnanç Hizmetleri Başkanı Sayın Hayrettin Derun ise konuşmasında ; ”gönül birliği oluşturmak ve yolumuza daha iyi gidebilmek için,Cumhuriyet kazanımlarından ve Aleviliğin kazanımlarının aynı olduğunu ifade ederek;

“Cemevlerimiz, Vakfımız, Filistin katliamını kınıyor ve lanetliyor, bizler her zaman mazlumun yanındayız” dedi.

Malatya Cemvakfı Şube Başkanı ve Alevi önderi, dedesi Eşref Doğan Dede Malatya depreminde yaşananları anlatarak Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un depremde yaptığı katkılardan söz ederek, Depremde etkilenen cemevlerinin ve türbelerin yapımının devlet tarafından üstlenildiğini belirtti.

Doğan 1923’ten bu yana verilen vergiler, savaşlar, şehitler, fedakarlığın karsılığı olarak devletTurizm ve Kültür Başkanlığı kurarak Alevilerin tanıtıldığını söyledi.

Eşref Doğan dede sözlerine şöyle devam etti;

“ Eşref Doğan olarak; benim baktığım yer  şu.. 1923 den  bu tarafa kadar Cumhuriyetin kuruluşundan bu tarafa büyük Atatürk ve arkadaşlarının gayretle, himmetleriyle biz Alevi vatandaşlar olarak vergi verdik mi verdik, değil mi? Verdik; Silah altına gittik mi? Gittik Kore’de gidip şehit verdik mi? Hele istiklal savaşındaki şehitlerden  hiç bahsetmiyorum.

 Bugün de gerek polis camiasında  gerek jandarma camiasında asker camiasında verdiğimiz şehitlerden hiç bahsetmiyorum.

Peki bu kadar vermenin bu kadar feragat sahibi olmanın hiç mi bir karşılığı yoktu.

 İşte bu karşılık Turizm ve Kültür Bakanlığının kurulmasından sonra Alevi Bektaşi Cem ve Kültür Başkanlığının kurulmasıyla beraber devletin bizi tanıyıp bize el atıp “ey aleviler, ey Bektaşiler  sizde varsınız; işte cemevlerinizi yapın bunun içinde şu kadar ödenek ayırıyorum” demesidir.

Onun için Siyasi otoriteye bir şey demiyorum. Şu veya bu  partiye bir şey demiyorum. Oyunuzu verirsiniz veya vermezsiniz. Ama ilk defa ilk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bizler vatandaş olarak bugüne  kadar ki verdiğimizi karşılığını yavaş yavaş almaya başladık. Lütfen bu gözle görün ve bu benim görüşüm.

Burada yalnız hakların miktarını çoğaltma çabası içerisinde olalım.Bu aralar sizinle de bir sıkıntımı da paylaşmak istiyorum.

Anaokullardan tüm kültürü dersi konmak isteniyor.Bu tamamen bir asimilasyon politikasıdır. Lütfen gittiğiniz yerlerde idari otoriteyle, Milli Eğitimle artıkilgili konularla temasta sakın ve sakın eritmeyin ve çekinmeyin her fırsatta yanınızdayız.. Bir çocuğun inanç terbiyesini annesi babası evi verir. Anaokulunda okul vermez .

Bu kesinlikle kesinlikle bir asimilasyon politikasıdır. Lütfen buna meydan vermeyelim buna ehemmiyetle ilgilenelim. Anne ve baba ve çevre kişinin doğan çocuğun inancından da sorumludur.. Çocukların  Inanç  çizgisini, terbiye çizgisini  aile ve çevre yapar”