Hoşgeldiniz  

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Çarşamba 18.10.2023 e gazete

admin | 18 Ekim 2023 | e gazete Gaziantep haber ajansı Bülteni, Genel, Gündem, Tüm Manşetler A- A+

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Çarşamba 18.10.2023 e gazete

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Çarşamba 18.10.2023 e gazete

HABER METNİ

Gaziantep Milletvekili Ali Şahin:

VARLIĞIYLA ASIRLAR BOYUNCA YERYÜZÜNDE BARIŞI, İSTİKRARI VE ADALETİ TESİS ETMEYE ÇALIŞIYORUZ

Gaziantep Milletvekili Ali Şahin Anayasanın 93. Maddesi uyarınca Cumhurbaşkanlığınca TBMM ‘ye sunulan Suriye ve Irak Tezkeresi üzerine TBMM Genel Kuruluna hitap etti

Gaziantep Milletvekili Ali Şahin Irak Suriye teskeresinin uzatılması konusunda TBMM’de yaptığı konuşmada teskereye hayır oyu verecek olan CHP ye yönelik geçmişte Kobani koridoruna destek verip bu teskereye destek vermemesinin bir çelişki olduğunu vurguladı.

Mesele Genel Kurul’un tezkere meselesi, silahlı yabancı güçlerin kim olduğuna odaklanınca; bununla alakalı bir araştırma yaptığımda şöyle bir haberle karşılaştık. Ne diyor; CHP den Kobani koridoruna destek.

Şahin ayrıca Türkiye’nin  varlığıyla asırlar boyunca yeryüzünde barışı, istikrarı ve adaleti tesis etmeye çalıştığını , bulunduğumuz coğrafyanın da ne kadar zor bir alan olduğunu ifade etti.

Şahin konuşmasında şu cümlelere yer verdi; Cumhuriyet Halk Partisi 2014 yılında aynı tezkere Suriye ve Irak tezkeresi Genel Kurula geldiğinde; Tezkereye hayır dediği halde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından hayır dendiği halde; daha sonra peşmerge’nin Kobani’ye geçmesi söz konusu olunca, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve HDP nin ısrarıyla koridor açılmış ve ilk kez yabancı güçlerin Türkiye Cumhuriyeti’ni kullanarak bir başka ülkeye geçişi ifadesi işlerlik kazanır. Yani bu bir kez kullanılmış ve bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2014 yıkında hayır dediği tezkereden sonra  ısrarlı koridor desteği üzerine kullanılmış. Hatta bu El Cezire kanalının dikkatini çekmiş ve bir sayın Sezgin Tanrıkulu ile röportajında  Sezgin Tanrıkulu’ya bu çelişkiyi şöyle sormuş;

CHP hükümetin tezkeresine hayır derken itiraz noktalarından biri de tezkerenin yabancı silahlı güçlerinin Türkiye’den geçişine izin verilmesiydi. Peşmerge için açılan koridoru olumlu bulduğunuzu belirtiniz. Bu CHP açısından bir çelişki değil mi denmiş ben bunu bu bilgiyi burada hangi amaçla kim geçmiş ve hangi amaçla kullanılmış? Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve itiraz eden diğer kesimleri bilgilerine sunmak istiyorum.

Zor bir coğrafyanın çocuklarıyız. Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu gibi tarihsel anlamda sürekli çatışma üreten, sürekli kaos ve savaş üreten bir coğrafyayı yurt edinmiş durumdayız. Aslına bakarsanız, bu coğrafyanın bize sundukları birer seçenek değil, birer zorunluluk.

Ortaasya’dan Maveraünnehir’den bir coşkun ırmak gibi bakarak Anadolu’yu yurt edinişimiz aslında bakarsanız bir kaderin tecellisi, bir tesadüf değil, bir kaderin tecellisiydi. Bu coğrafyada o varoluşumuzun millet olarak millet olarak tarihsel gelişim içerisinde ve küresel ölçekte bu coğrafyadaki varlığımızın 3 önemli misyonu var. Bunlardan birincisi Anadolu’da var olarak bölgemizde ve yer kürede istikrarı tesis etmek, bölgesel istikrarı, küresel barışı tesis etmek ve küresel bölgesel adaletin tesisi.. ikinci önemli misyonumuz ise mazlumun hamili üçüncü önemli misyonumuz ise millet olarak İslamın muhafızlığı. Bu 3 genetik misyonla imar ve inşa edeceğimiz 3 önemli coğrafyamız var. Bunlardan birincisi ilk coğrafyamız.

Üzerinde yaşadığımız üzerinde hüküm sürüyor olduğumuz millet coğrafyası ikinci önemli coğrafyamız ise 6 asır hüküm sürdüğümüz 6 asır birlikte yaşadığımız medeniyet coğrafyamız, kültür coğrafyamız ve insanları… üçüncü inşa ve ihya imar coğrafyamız ise bütün bir insanlık coğrafyası. Çünkü biz öyle bir milletiz ki yeryüzündeki varlığımız hiçbir zaman sadece.

Kendisiyle ilgili kendisiyle sınırlı kalmadı ve varlığıyla asırlar boyunca yeryüzünde barışı, istikrarı ve adaleti tesis etmeye çalıştı.

Coğrafyalarımıza bakarken şuuraltımızdaki sınırları ortadan kaldırarak bakmamız lazım.

Coğrafyamıza, coğrafyamıza çizilen sınırlar sadece fiziki sınırlar değildi. Belki de coğrafyamıza çizilen sınırlardan en tehlikelisi, coğrafyamızın insanlarının ve toplumlarının şuur altına çizildi.

Bu sınırlardan, kurtularak coğrafya okumalarımızı ve coğrafyalarımızın insanlarının okumalarını yapmak zorundayız.

Zaman zaman gençlerimizle üniversitelerde, sivil toplum örgütlerinde bir araya geldiğimizde bu sınır sorgulamalarımızı yapmak adına gençlerimizin o şuur altındaki sınırları kendileriyle birlikte sorguluyoruz. Kendilerine soruyorum, sınırlarımız nereden müteşekkil diye?

Biz dünyanın tam 34 ülkesinde 78 noktasında şehitliği olan bir milletiz ve bu milletin, aziz milletimizin sınırları,  bu şehitliklerin bulundukları yerlerden başlar. Şehitliklerimizin bulunduğu yerde biter. Sınırlarımız milletimizin sınırları, dedelerimizin, atalarımızın son nefesini verdiği yerden başlar. Son nefesini verdiği, yerde biter.

                En doğuda Japon adalarından en batıda İngiltere’nin Man adalarına kadar dünyanın tam 34 ülkesinde 78 noktasında şehitliği olan bir milletiz. Bu anlamda bu anlamda coğrafyalarımızı ve insanlarını sahiplenirken bu sınır sorgulamalarımızı da yapmak durumundayız. Şimdi buradan sormak isterim, acaba Mustafa Kemal’in uğruna savaştığı gazi olduğu toprakları ve insanları, coğrafyaları ve insanları sahiplenmek birçok daha değerlidir,yoksa bu coğrafyayı parçalamak, bölmek adına bu coğrafyayı darmadağın etmek adına çizilmiş Sykes-Picot sınırlarını tapınırcasına sahiplenmek mi daha değerli ve daha millidir.

Aramızda doktor olanlar var. Mutlaka tıpta fatom ağrısı denilen bir ağrı var.

Bu ağrı Ampute olmuş insanların kollarını, bacaklarını kaybetmiş olsalar dahi kaybettikleri organlarının ağrılarını uzun yıllar sonra tekrar hissettikleri bir ağrı şekilde şeklinde tanımlanır. Yani kolumuzu bacağımızı kaybetmiş olsak bile uzun yıllar sonra kaybettiğimiz kolumuzun bacağımızın ağrısını acısını tekrar hissedebiliyoruz. Bu anlamda bu anlamda Suriye bizim değerli kardeşlerim, millet, değerli milletvekilleri, bizim fantom ağırımız Irak bizim fantom ağrımız. Filistin bizim bir Fantom ağrımız.

Teskere’nin çok temel amaçları var. En önemlisi tezkerenin Irak ve Suriye tezkeresinin en önemli amacı kendi sınırlarımızı korumak, sınırlarımızın ötesinde oluşturulmakta olan veya planlanan bir takım sözde devletlerle ilgili oyunları bozmak ve etkisiz hale getirmek… Coğrafyamızın, coğrafyamızın en temel sorunlarından bir tanesi. Bu bölgeye ilişkin sınır operasyonları.

Coğrafyamızdaki mesele asıl mesele bir Kürt meselesi, bir etnisite meselesi değildir. Coğrafyamız da var olan bir mesele varsa o da coğrafyamızda Kürt kanıyla beslenen ve emperyalist güçlerin bölgedeki mayın eşikliğine soyunmuş bir terör örgütü meselesidir. Bu vesileyle tezkeremizin hem milletimizin hem de bölgemizin istikrarı için hHem bölgesel barış hem de küresel barış için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

*

Ali Şahin son Hastane ve sivil konvoya yapılan saldırıya karşı bir açıklama yaptı:

Bu gece insanlığa dair tüm eşik ve sınırların aşıldığı, insanlık tarihinin en karanlık, en aşağılık, en alçak, en şerefsiz, en vahşi, en onursuz, en adi gecesidir…

Allahın vaadi mutlaktır…

*

*

DÜNYADA BİR NUMARALI SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNE SAHİBİZ

GAZİANTEP’TE “TÜRKİYE-ALMANYA DANIŞMA GÜNLERİ” DÜZENLENDİ

TÜRK HEYETİ BAŞKANI RAMAZAN ELMA:TÜRK VATANDAŞLARININ YOĞUN OLARAK YAŞADIĞI 35 ÜLKEYLE ŞİMDİYE KADAR SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ İMZALADIK

Gaziantep Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Hizmet Binasında Türk ve Alman vatandaşlarını sosyal güvenlik hakları konusunda bilgilendirme ve danışmaya yönelik “Türkiye-Almanya Danışma Günleri” düzenlendi. Düzenlenen programa Türk ve Alman Heyeti katıldı.

Türkiye-Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin öngördüğü, yaşlılık, malullük, ölüm ve hastalık halinde sağlanan sosyal güvenlik haklarına ve yurtdışında geçen sürelerin borçlanma yoluyla değerlendirilmesine ilişkin sorular Türk ve Alman uzmanlar tarafından “Türkiye-Almanya Danışma Günleri” birebir ele alınacak.

SGK Gaziantep İl Müdürü Mehmet Uzun, “Her yıl iki tane Türkiye’de, iki tane de Almanya’da olmak üzere Almanya, Türkiye danışma günleri düzenlenmektedir. Bugün Gaziantep’te düzenlenen bu Almanya Türkiye Danışma Günleri salı, çarşamba, perşembe günü devam edecektir. Buradaki amaç Almanya’da ve Türkiye’de yaşayan Sigortalılarımız ve emeklilerimizin sosyal güvenlikle ilgili taleplerini, sorularını alıp onların sıkıntılarını gidermek üzere onların sorularına cevap verilecektir. Yukarıda tahsis ettiğimiz altı tane odamızda bu üç gün sigortalılarımız, emeklilerimiz gelip sosyal güvenlikle ilgili gerek Türkiye gerek de Almanya Sosyal Güvenlik Sistemi’yle ilgili sorularını sorup cevaplarını bulacaklardır. 1 Kasım 1965’te Almanya ile Almanya Türkiye arasında sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ve bugüne kadar da iki dost ülke sosyal güvenlikle ilgili her türlü problemlerini çözmüştür. Bildiğiniz gibi sosyal güvenlik o kadar önemli bir şey ki kısaca insanların hayatta karşılaşacağı risklere karşı onları güvence altına alan bir sistemdir. Örneğin hepimiz yaşlanıyoruz ya da Allah korusun kaza geçirebiliyoruz Bu tür durumlarda sosyal güvenlik sistemi devreye giriyor ve insana bir güvence veriyor. Bunun zengini, fakiri yok. Bugün zengin olan, yarın fakir olabiliyor. Bildiğiniz gibi 6 Şubat’ta bir deprem yaşadık. Allah kimseye vermesin bu anlamda gerçekten sosyal güvenlik sistemi insanlara güvence veren, onların hayatını güvence altına alan hatta doğumdan önce başlayıp ölümden sonra devam eden bir sistem.. Bizim 2006 yılında bir sosyal güvenlik reformu yapıldı. 2007’de hayata geçirildi. Ve gerçekten şu anda iddia edebiliriz ki dünyada bir numaralı sosyal güvenlik sistemine sahibiz. Daha önce SSK, Bağ-Kur, Emek Sandığı diye üç kurumumuz vardı. Şu anda Sosyal Güvenlik Kurumu başkanlığı altında, çatısı altında tek bir kurum haline geldik daha da sadeleşebilir bir sistem ne kadar sadeyse vatandaşına o kadar güzel hizmet verebilir. Karmaşık sistemlerde her zaman problem vardır. Zaten şu anda buradaki toplanmamızın bir amacı da Sistemlerdeki belki açıklık olmayan, problem yaşanan konulara çare olmak için bu tür toplantılar düzenleniyor. Benim şahsi görüşüm ve hedefim her alanda olduğu gibi sosyal güvenlik alanında da sistem çok net olmalı karmaşık olmamalı. Bu anlamda bizim 2030’dan sonra sistemimiz tam tek hale gelecek. Tabii kazanılmış haklardan dolayı 2035 kadar kademeli bu Tek sisteme geçeceğiz inşallah” dedi.

Hem Türkiye’de hem de Almanya sigortalıların yüz yüze danışma hizmeti vermekte olduklarını ve sorularını cevaplandırmak ve sorunları ortadan kaldırmak istediklerini belirten Alman Heyet Başkanı Monika Brıch, “Verimli iş birliğimizi burada derinleştireceğimizden eminim. Türk Alman Danışma Günleri’nin hedefi Türk kökenli. Yani hem Türkiye’de hem de Alman Kökleri olan sigortalılarımıza yüz yüze danışma hizmeti vermekte. Sorularını cevaplandırmak ve sorunları ortadan kaldırmaktır. Burada olmaktan memnuniyet duyduğumuzu tekrar dile getirerek Şubat ayındaki vahim olaydan sonra yanınızda olduğumuzu göstermek için de bir işaret koymak için de burada olduğumuzu belirtmek isterim. Bunun gibi olayların sosyal güvencede ne kadar önemli olduğunu hep birlikte yeniden gördük ve yine buradan çıkma günleriyle beraber sigortalılarımız için bazı şeyleri gündeme getirerek açıklığa kavuşturmuş olacağımızı ümit ederek burada olduğumuzu dile getirelim. Bu yıl düzenlemiş olduğumuz danışma günlerinde de gördüğümüz üzere bu danışma günlerinin ne kadar önemli olduğunu hep birlikte yeniden gördük. Hem Türkiye’de hem Almanya’da düzenlediğimiz danışma günlerinde öneminiz katılım sayısına göre halen ihtiyaç olduğunu ve ne kadar önemli olduğunu hep birlikte görmüş olduk ve burada da yine aynı hizmeti vermek üzere bulunduğumuzdan onur duyduğumu dile getirdim” ifadelerini kullandı.

Türk vatandaşlarının yoğun olarak yaşadığı 35 ülkeyle şimdiye kadar sosyal güvenlik sözleşmesi imzaladıklarını ifade eden Türk Heyet Başkanı Ramazan Elma, “Mayıs ayında Bohum’da düzenlediğimiz danışma günlerinden sonra tekrar bu güzide şehrimiz Gaziantep’te Alman heyet üyelerini ağırlamaktan büyük onur duyduğumuzu belirtmek istiyorum. Yurt dışında bulunan vatandaşlarımızın bulundukları ülkedeki çalışmaları ile Türkiye’deki çalışmalarını birleştirmek ve ilgili ülkedeki sosyal güvenlik mevzuatı ile ülkemiz mevzuatı arasındaki farklılıktan kaynaklanan sorunlarını çözmek hedefiyle vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı ülkeler ile ikili sosyal güvenlik sözleşmeleri imzalamaktayız. Bu hedef doğrultusunda Türk vatandaşlarının yoğun olarak yaşadığı 35 ülkeyle şimdiye kadar sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamış bulunmaktayız. Türkiye Cumhuriyeti’yle Almanya Federal Cumhuriyeti arasındaki sosyal güvenlik sözleşmesi de 30 Nisan 1964 tarihinde imzalanmış Ve 1 Kasım 1965 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu anlamda iki ülke sigorta kurumları arasında yaklaşık altmış yıllık tarihi bir iş birliği söz konusudur. Türk ve Alman sigorta kurumları olarak müşterek sigortalılarımıza Etkin ve kaliteli bir şekilde hizmet sunmak hedefiyle yaklaşık 20 yıldır Türkiye Almanya Danışma Günleri düzenlemekteyiz” diye konuştu.

*

*

OĞUZELİ BELEDİYESPOR’DA OKAN TERE DÖNEMİ

Gaziantep 1. Amatör Liginde mücadele eden Oğuzeli Belediyespor, Teknik Direktör Okan Tere ile anlaştı.

Okan Tere kendini yeşil beyazlı renklere bağlayan imzayı Oğuzeli Belediye Başkanı Mehmet Sait Kılıç’ın makamında attı.

Okan Tere’nin enerji ve dinamizmi ile Oğuzeli Belediyespor’u çok iyi yerlere getireceğinin altını çizen Oğuzeli Belediye Başkanı Mehmet Sait Kılıç, “İnanıyoruz ki yeni hocamıza ve takımımıza vereceğimiz destekle başarılı olacağız” dedi. İmza töreni sonrası açıklamalarda bulunan Oğuzeli Belediye Başkanı Mehmet Sait Kılıç, “Okan hocamıza inancımız ve güvencimiz tam. Oğuzeli Belediyespor’a büyük katkılar sağlayacak olan hocamız başarı çıtasını yukarılara çekerek Türk futboluna yeni değerler kazandıracaktır. Yeni Teknik Direktörümüz Okan Tere kulübümüze ve Oğuzeli’ne hayırlı uğurlu olsun” dedi.

OKAN TERE KİMDİR?

1972 Gaziantep doğumlu olan Okan Tere, Evli üç cocuk babasıdır.

1988 yılında ilk amatör futbolcu olarak futbola başladı. Antrenörlük kariyerine ilk olarak Türk Telekomspor’da Adnan Aksoy’un yardımcısı olarak başladı. Adnan Aksoy’dan sonra bir sezon Türk Telekomsporda antrenörlük yapan Tere, daha sonra Oğuzeli Belediyespor, Aydınbabaspor ve Gazisarayspor da antrenörlük yaptı.*

*

*

ŞAHİNBEY BELEDİYESİ GAZİANTEPLİ’LERİ SEVDİKLERİ KİTAPLAR VE YAZARLARLA BULUŞTURUYOR

Şahinbey Belediyesi hafta sonu açılışını gerçekleştirdiği  “Kitap Hayattır, Hayat Kitaptır” temalı kitap fuarında kitap severler yazarlarla ve kitaplarla bir araya geliyor.

Şahinbey Belediyesi tarafından hafta sonu açılışı gerçekleştirilen ‘Kitap Hayattır, Hayat Kitaptır” kitap fuarında Bahadır Yenişehirlioğlu, Saliha Erdim, Tuna Kiremitçi, Dilek Cesur, Beyhan Budak, Sinan Yağmur, Cihat Yaycı, Türker Akıncı, Mete Yarar kitap dostları ile bir araya geldi. Kitap fuarına öğrenciler ve kitapseverler yoğun ilgi gösteriyor.

FUARIMIZ 22 EKİM’E KADAR DEVAM EDİYOR

Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu kitaplarla vatandaşları altıncı kez bir araya getirdiklerini belirterek “Okuyucuların, kitapların ve yazarların bir araya geldiği çok önemli ve güzel bir fuar gerçekleştiriyoruz. Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’ne çocukları ile birlikte gelen aileler, 118 yayın evi arasından istedikleri kitapları çok rahat bulabiliyor ve çocuklarına okuma kültürünü aşılayabiliyorlar. Bu fuardaki asıl amacımız, çocuklarımıza, gençlerimize ve vatandaşlarımıza kitapları sevdirmek. Okuma alışkanlığı kazandırmak. 22 Ekim Pazar gününe kadar devam edecek olan ve birbirinden değerli yazarlarımızın konferans vereceği fuarımıza, tüm vatandaşlarımızın en az bir defa ziyaret etmesini bekliyorum” dedi.

*

*

*

ANTEP’TE ERMENİLERİ FİŞEKLEYEN AJANLAR…

1830 lara kadar Antep’teki ve yurdun diğer yanlarındaki Ermeniler, Ermenice dahi bilmezlerdi.Unutmuşlar neredeyse dinleri farklı ama Türkleşmişlerdi.Bu resimdeki ajanlar geldi.Önce okul ve hastane açtılar.Okullara Ermenileri alıp Ermenice eğitim vermeye başladılar.Hastanelerine öncelikli parasız hastalarına baktılar.Başladılar sonra

-“Siz başka milletsiniz,kendinize gelin bu memleket aslında sizin Türkler geldi aldı elinizden,buralar sizin olacak.Siz üstün,sanatkar,okumuş adamlarsınız.Türkler zır cahil,bostancılıktan başka bir iş bilmezler,”diye verdiler gazı.

Resimlerini çekip birbirlerine salmaya başladılar.O sıralarda niye hep ermenilerin,ermeni okullarının resimleri varda bizlerin yok sanıyorsunuz.

Sonra onları çeteleştirdiler,partileştirdiler.Verdiler silahı ,parayı.

-hadi aslanlar diye analarını ağlattılar.Hala ağlıyorlar.Bunu unutmayalım.Hem pişmanlık ,hem kin var.

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı