Hoşgeldiniz  

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Salı 26.09.2023 e gazete

admin | 26 Eylül 2023 | e gazete Gaziantep haber ajansı Bülteni, Ekonomi, Genel, Gündem, Tüm Manşetler A- A+

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Salı 26.09.2023 e gazete

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Salı 26.09.2023 e gazete

HABER METNİ;

ÇEVRE DOSTU ŞEHİTKAMİL, MÖP VE E-MÖP İLE GELECEĞİ KORUYOR

-TÜM ÇALIŞMALAR, YAŞANABİLİR BİR ŞEHİTKAMİL İÇİN YAPILIYOR

ŞEHİTKAMİL 11 YILDA TOPLAM 105 BİN 900 TON ATIĞI DÖNÜŞTÜRDÜ.

Geri Dönüşüm Projeleri kapsamında kurduğu tesislerle daha yeşil ve yaşanabilir bir çevre oluşturmayı hedefleyen Şehitkamil Belediyesi, bu amaçla geri 11 yılda toplam 105 bin 900 ton atığı dönüştürdü. Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, “11 yılda üretilen hizmet sayesinde, 98 bin 154 ağaç kesilmekten kurtulurken, 87 bin 200 ton su, 22 bin 67 metreküp fueloil, 12 bin 936 megavat elektrik enerjisinden tasarruf yapıldı” dedi.

Hayata geçirdiği çevreci projelerle adından sıkça bahsettiren Şehitkamil Belediyesi, MÖP ve E-MÖP projeleriyle çok önemli kazanımlar elde etti. Şehitkamil Belediyesi bünyesinde 2012 yılında oluşturulan MÖP tesisi ile 11 yılda toplam 105 bin 900 ton katı atık dönüştürüldü. Havayı, suyu ve toprağı koruma adına uygulanan ve Türkiye’deki diğer belediyelere örnek teşkil eden MÖP ve E-MÖP tesislerinde çok yönlü faydalar sağladı.

MÖP SAYESİNDE 11 YILDA 98 BİN 154 AĞAÇ KESİLMEKTEN KURTULDU

Gelecek nesillerin doğadaki haklarını gözeterek çalışmalar gerçekleştirdiklerinin altını çizen Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, şöyle konuştu:

 “Ülkemizde ve dünyada insanlarda çevre bilincinin oluşturulabilmesi ve çevreye duyarlı bir nesil yetiştirilebilmesi adına uyguladığımız geri dönüşüm projelerini kararlı bir şekilde uygulamayı sürdürüyoruz. İçerisinde yaşadığımız doğa, özellikle son yüzyılda yaşanan hızlı sanayileşme, plansız şehirleşme, teknolojik gelişmeler ve doğal kaynakların bilinçsizce tüketilmesi gibi nedenlerle büyük zarar görmüştür. Buna bağlı olarak da tüm dünya küresel ısınma, kuraklık ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Küresel çapta yapılan yanlışlıklarla ortaya çıkan bu sorunla mücadelede yine küresel çapta ciddi bir çalışma yapılmasını gerektirmektedir. Havayı, suyu ve toprağı koruma adına uyguladığımız Ambalaj Atıklarının Toplanması ve Geri Dönüşüm Projesi (MÖP), 5 bin metrekare alan üzerine kurulu tesiste hizmet veriyoruz. 2012 yılında kurduğumuz tesis, bugüne kadar çok yönlü faydalar sağladı. Gelecek nesillerin doğadaki haklarını gözeterek gerçekleştirdiğimiz çalışmalar kapsamında, 2012 yılından 2023 yılına kadar 11 yılda toplam 105 bin 900 ton atığın dönüştürülmesiyle büyük kazanımlar elde edildi. Bu sayede, 11 yılda üretilen hizmet sayesinde, 98 bin 154 ağaç kesilmekten kurtulurken, 87 bin 200 ton su, 22 bin 67 metreküp fueloil, 12 bin 936 megavat elektrik enerjisinden tasarruf yapıldı. Yine bu kapsamda doğaya atılması durumunda büyük zarar oluşturan yaklaşık 17 ton pil toplandı. Amacımız, yaşanabilir kentler sıralamasında Gaziantep’i ve özelinde Şehitkamil’i en üst sıralara taşımak.”

E-MÖP PROJESİYLE 174 TON ELEKTRONİK ATIK TOPLANDI

Çevre dostu olan MÖP projesinin kapsamını genişleterek 2018 yılında E-MÖP projesini de hayata geçirdiklerini kaydeden Başkan Fadıloğlu, konuşmalarını şöyle tamamladı:

 “Kullanım ömürlerini tamamlayan elektrikli ve elektronik cihazların uygun yöntemlerle geri kazanılmaması ya da bertaraf edilememesi, çevre ve insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Atık elektrikli ve elektronik eşyaların çevreye gelişi güzel atılmaları durumunda doğada yok olmamaları, geleceğimizi tehdit eden bir durum oluşturuyor. Atıkların bileşenlerindeki toksik maddeler, toprak ve su kirliliğine yol açmakta, doğal kaynaklarımızın hızla kirlenmesine sebep olmaktadırlar. Bu nedenle atık elektrikli ve elektronik eşyaların, diğer atıklardan ayrı olarak toplanması ve ekonomiye geri kazandırılması gerekmektedir. 2018 yılında kurduğumuz E-MÖP projesiyle de şu ana kadar 174 ton elektronik atık toplandı. Bunun yanı sıra 12,4 ton bitkisel atık yağ toplanarak, doğayı kirletmesi önlendi. Eskimiş, bozulmuş ve kullanılamayan; büyük ev aletleri, küçük ev aletleri, bilgisayar ve parçaları, aydınlatmalar, ısıtıcılar, iş aletleri, elektronik oyuncaklar, atık piller, akümülatörler birer E-MÖP’tür. Vatandaşlarımızdan; doğamızı, gelecek nesillerimizi ve ülke ekonomimizi yakından ilgilendiren E-MÖP projemize destek olmalarını istiyoruz.”

0

0

0

BAŞKAN ŞAHİN, “DİRENÇLİ ŞEHİRLER İÇİN YOL HARİTASI OLUŞTURMAK” KONULU PANELE KATILDI

–  ŞAHİN: DEPREM SÜRECİNDE AKILLI ŞEHİR TEKNOLOJİLERİ, ŞEHRE BÜYÜK FAYDA SAĞLADI!

 EBRD’NİN BELİRLEDİĞİ YEŞİL ŞEHİR STATÜSÜNDEYİZ

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Geleceğin Şehirleri” temasıyla Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği’nde düzenlenen program kapsamında, “Dirençli Şehirler İçin Yol Haritası Oluşturmak” konulu panelde konuşmacı olarak yer aldı. Başkan Şahin, deprem sürecinde akıllı şehir teknolojisinin şehre büyük fayda sağladığını söyledi.

 Panelde, geleceğin şehirlerinin nasıl kurulacağı, mevcut şehirleşme yapısının nasıl dirençli hale getirileceği, deprem bölgesinde oluşturulacak yeni yerleşim alanlarının hangi özellikleri taşıması gerektiği konuları masaya yatırıldı. Oturum, Adım Adım Sıfır Atık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç.Dr. Selcan Serdaroğlu moderatörlüğünde gerçekleşti.

Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin oturumda yaptığı sunumda, yenilenebilir enerji, akıllı teknoloji uygulamaları, katılımcılık ve kapsayıcılık, gıda ve şehir güvenliği gibi konularda belediye olarak yaptıkları çalışmaları anlattı.

 Gaziantep’in OECD’nin belirlediği 55 şampiyon şehirden birisi olduğunu belirten Başkan Şahin, “OECD ile birlikte EBRD’nin belirlediği Yeşil Şehir statüsündeyiz. 6 Şubat depremiyle şehirlerin ne kadar dirençli olması gerektiğini gördük. Belediye bünyesinde kurduğumuz Bilişim AŞ’nin deprem sürecinde çok faydasını gördük. Bunlardan birisi, sosyal market sistemiydi” dedi.

“BEŞERİ SERMAYE KENTİN KALKINMASI KONUSUNDA ÇOK ÖNEMLİ”

Şehrin kendi kendine yetebilmesi için şirketleşmenin önemli bir adım olduğunu vurgulayan Başkan Şahin, “Kurduğumuz Enerji AŞ ile çevre projeleri ve yenilenebilir enerji konularında şehre çevre dostu birçok proje kazandırdık. Biyolojik Ayrıştırma Tesisi bu bağlamda hayata geçirdiğimiz projelerden bir tanesi” diye konuştu.

Beşeri sermayenin kentin kalkınması konusunda önemli bir dönemeç olduğunu anlatan Şahin, “Akıllı ulaşımı en hızlı uygulayan şehir olduk. Ulaşım sorununu çözemezseniz hiçbir şeyi başaramazsınız. Çünkü bugün metropollerin en büyük sorunu ulaşımdır. Bunun yanı sıra Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak biyogaz enerjisi üretiyor, güneş enerjisi konusunda çalışma yapıyoruz. Ayrıca hidrojen enerjisine geçiyoruz. Hidrojenli araçların şehir içi ulaşımına hizmet etmesi için Almanya’daki örnekleri inceledik. Köln ve Duisburg’ta mesailerimiz oldu. Hidrojenli otobüsle ulaşımı Türkiye’de gerçekleştirecek ilk belediye olmak istiyoruz” ifadesini kullandı.

Şehrin güvenli olması ve vatandaşların bu konuda rahat bir hayat sürmesi açısından yol güvenliği, güvenli ulaşım ve izlemek/takip etmek gibi durumların önemli olduğuna dikkati çeken Şahin, Akıllı Şehir Master planı kapsamında çalışmalar yürüttüklerini bildirerek, “Akıllı Şehir Veri Koordinasyon merkezimizle, şehrin her noktasını takip ediyoruz. Bu teknoloji ile bugün, çok daha güvenli, akıllı, dirençli ve sağlıklı bir şehrin alt yapısını hazırlıyoruz” şeklinde konuştu.

Yenilenebilir enerjinin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin yeni seçim beyannemesinde yer alacak en önemli noktalardan biri olduğunun altını çizen Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:

 “Yenilenebilir enerjide güneş çok önemli bir kaynak ama depolanamıyor. Ayrıca atıklar çok önemli. Bu konuda da daha çok yok alınması gerekiyor. Çünkü önce karıştırıp sonra ayrıştırıyoruz. Bu işi çok daha öncesinde mutfakta gerçekleştirmemiz gerekiyor. Hala bunu yapan bir sistemi konuşmuyoruz. Bu çok pahalı bir yöntem. Daha en baştan organik ve inorganik diye ayırmamız lazım. Yani çöpü değersiz hale dönüştürmemiz gerekiyor.”

0

*

Başkan Celal Kadooğlu:

“İhracatta ilk sırayı hububat, bakliyat alıyor”

“Dünyadaki olumsuzluklar gıda fiyatlarını yükseltiyor”

“Dünya genelinde gıdaya erişim zorlaşıyor”

 HUBUBATTA REKOLTE BEKLENTİMİZ YÜKSELİYOR

Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, Güneydoğu’dan en fazla makarna, buğday unu ve bitkisel yağ ihraç edildiğini söyledi.

Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, 8 aylık ihracat verilerini ve gıda tedariki ile ilgili konuları değerlendirdi. Başkan Celal Kadooğlu, yılın ilk 8 ayında Bölgemizden yapılan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatının 2,5 milyar dolar olduğunu açıkladı. 

Depremin ihracata etkisi kısa sürdü

Yılın ilk çeyreğinde depremin etkisi ile ihracatta meydana gelen düşüşün kısa sürdüğünü ifade eden Başkan Celal Kadooğlu, Bölge ihracatçısının kısa sürede toparlanarak yeniden liderliğe yükseldiğini bildirdi. Kadooğlu, “Güneydoğu’nun toplam ihracatının üçte birini gerçekleştirerek bölgede ilk sıraya yerleşen sektörümüz, aylık 300 milyon dolar ihracat ortalamasına ulaştı. 8 aylık dönemde ihracatını miktar bazında yüzde 28,9 yükselten üyelerimiz, bölgedeki döviz gelirlerini ise yüzde 9,1 oranında artırmayı başardı. 8 aylık dönemde en fazla ihraç edilen ürünler makarna, buğday unu ve bitkisel yağlar oldu. Son yıllardaki en hareketli yazlarından birini geride bıraktığımız Temmuz ve Ağustos aylarında, toplamda 1 milyar dolara yakın ihracat yaptık. İlk çeyrekte depremin etkisiyle, Türkiye genelindeki payımız yüzde 30’un biraz altına gerilemişti ama 8 ayın sonunda sektörde en fazla ihracat yapan bölge olarak hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektöründeki liderliğimizi bir kez daha ispatladık” dedi.

Tahıl koridoru sorununun çözümü çok önemli

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün verilerine göre Küresel Gıda Fiyat Endeksi’nde göze çarpan bir düşüşün söz konusu olduğunu ifade eden Başkan Kadooğlu, Pandemi sürecinde, üretim ve lojistik sorunları nedeniyle çok yüksek seviyelere gelen fiyatlar son bir yılda dengelenmeye başlasa da gıdaya erişimin, özellikle Avrupa’da hâlâ ucuz bir konu olmadığını vurguladı. AB’de yıllık gıda enflasyonunun yüzde 15 seviyelerinde olduğuna dikkat çeken Kadooğlu, küresel tahıl, süt ürünleri, et ve şeker fiyatlarını etkileyen pek çok faktör olduğunu söyledi. Kadooğlu, “Şu an en kritik konulardan biri Tahıl Koridoru meselesinin çözümü. Rusya-Ukrayna savaşının başladığı dönemdeki fiyatların düşmesinde Koridorun büyük etkisi olmuştu ve bu konuda sorun devam ederse fiyatlara etki edebilir. Son dönemde, Hindistan gibi büyük üreticilerden pirinç gibi bazı temel besinlerde ticari kısıtlama haberleri gelmeye başladı. Aynı koşullar devam ederse, bu durum Türkiye kadar yüksek üretim kapasitesi olmayan ülkeler için yeni zamlar anlamına gelebilir” şeklinde konuştu.

Hububatta Rekolte beklentimiz yükseliyor

Bu yıl kurak geçen bir yılın ardından gelen bahar yağmurlarının ve yüksek seviyedeki ekim alanlarının etkisiyle bereketli bir dönem yaşıyoruz. Özellikle buğday üretiminde 20-21 milyon ton gibi rekor seviyelere çıkabiliriz. Hem üreticilerimizin sabrı hem de her yıl gelişen yeni tekniklerin etkisiyle üretim seviyemizi yukarı taşıyoruz. Aşırı sıcaklar, bazı bölgelerimizde ayçiçeği rekoltesini olumsuz etkileyebilir ama yağ arzında bir sorun olmasını beklemiyoruz.

2023 yılında ihracatımızı artırabiliyor oluşumuz sevindirici

Başkan Kadoğlu, şöyle devam etti: “Rusya-Ukrayna savaşı, süregelen küresel enflasyon ve buna bağlı sıkılaşma politikalarının yanında küresel gıda arzına dair riskler sektörümüzü doğrudan ilgilendiriyor. 2020-2022 döneminde buğdayın ortalama satış fiyatı yıllık bazda yüzde 44 artarken, dünya buğday ticaret hacminde yaklaşık yüzde 7,5’lik düşüş yaşanmıştı. Aynı risklerin artarak devam ettiği 2023 yılında ihracatımızı artırabiliyor oluşumuz sevindirici. Güneydoğu Anadolu’nun buğday ihracatında İtalya, Belçika ve Irak ilk sırada geliyor. Devletimizin gıda politikalarına bağlı kalarak yurt içi talebi karşılayacak adımlar atarken; bölgemizdeki verimliliği ihtiyaç sahibi ülkelere taşımak ve farklı coğrafyalarda pazar çeşitliliği oluşturmak istiyoruz.

Türkiye Makarna Üretim Merkezi Oldu

Makarna ithal etmek isteyen ülkeler için Türkiye, akla gelen ilk seçeneklerden birisi. Sahip olduğumuz kaliteli buğdayı yüksek teknolojili tesislerde işleyerek, üstelik bu alandaki en güçlü rakibimiz İtalya’ya göre çok rekabetçi fiyatlarla ihraç edebilen bir ülkeyiz. Türkiye’nin toplam makarna ihracatının yüzde 65’ini, makarnalık durum buğdayının ana vatanı Güneydoğu’da faaliyet gösteren işletmeler yapıyor. Bölgede işlediğimiz ürünlere Somali, Nijer, Benin gibi Afrika ülkelerinin yanı sıra Venezuela, ABD ve Irak gibi farklı coğrafyalardan büyük talep geliyor. Firmalarımız, makarna ihracatından ayda ortalama 50 milyon dolar gelir sağlıyor.

Bitkisel yağ ihracatımızdan 340 milyon dolar gelir elde ettik

Cibuti, ABD ve Suriye pazarlarının öne çıktığı bitkisel yağ alanındaki ihracatımız ilk sekiz aylık periyotta 235 bin ton olarak gerçekleşti. Bitkisel yağ fiyatlarının KG başı ortalama ihracat fiyatlarında, Rusya-Ukrayna savaşının başladığı geçen seneye göre baz etkisiyle bu yıl bir gerileme söz konusu.  340 milyon dolar gelir elde ettiğimiz bu dönemde üyelerimiz Türkiye’nin toplam bitkisel yağ ihracatındaki payını yüzde 35’e çıkardı.

Bisküvi-pasta ve kakaolu mamuller ihracatında Güneydoğu Anadolu’nun payı 280 milyon dolara ulaştı

Bisküvi-pasta ürün grupları şu anda hem Türkiye genelinde hem de bölgemizde ciddi bir yükseliş içinde. Bu ürün grubunun ilk 8 ayda 980 milyon dolara ulaşan toplam ihracatı içinde Güneydoğu Anadolu’nun payı 280 milyon dolara ulaştı. Bu başarı, bölgemizde son yıllarda kek, pasta, bisküvi ve kurabiye gibi ürünlerde yapılan büyük yatırımların bir sonucu. Gaziantep’te her gün yüzbinlerce metrekarelik alanda, binlerce ton bisküvi-pasta üretiliyor. Ar-Ge ve lezzet çalışmalarıyla çok çeşitli ürünler geliştiren ihracatçılarımız markalaşarak farklı coğrafyalara açılıyor. Şu an bisküvi-pasta ihracatımızda Irak, Suudi Arabistan ve Libya ilk sırada. Bu ülkelerin hemen ardından Belçika ve İsrail geliyor.”

0

0

İNGİLTERE’DEN GELEN OBEZİTE HASTASI HATEM HASTANESİ’NDE ŞİFA BULDU

İngiltere’nin Londra şehrinde yaşayan Samer Hasan isimli vatandaş, başvurduğu Gaziantep’teki Özel Hatem Hastanesi’nde uygulanan obezite cerrahisinin ardından kilolarına veda ediyor.

İngiltere’nin Londra şehrinde yaşayan 56 yaşındaki Samer Hasan obezite ameliyatı için Özel Hatem Hastanesi’ne gelerek, Genel Cerrahi, Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Emin Yılmaz’a başvurdu. Dr. Yılmaz tarafından yapılan tetkik ve muayenelerin sonucunda 121 kilo olan Samer Hasan için Laparoskopik Sleeve Gastrektomi (tüp mide) ameliyatı yapılmasına karar verildi ve başarılı operasyonla sağlığına kavuştu.

“Kontrollerinden sonra yurtdışına yolcu edeceğiz”

56 yaşındaki Samer Hasan’ın ameliyatını üstlenen Gaziantep Özel Hatem Hastanesi Genel Cerrahi, Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Emin Yılmaz, “Hastamız yurtdışında yaşıyor, yaklaşık 20 yıl kadar önce o zamanın popüler ameliyatlarından olan mide bant ameliyatları yapılmış. Hem açık hem de kapalı yöntem olarak 2 defa denenmiş, ciddi ve sıkıntılı bir hastaydı. Hastamızın kalp, tansiyon, diyabet ve komorbit hastalıkları vardı. Olabilecek bütün kronik hastalıklar hastamızda mevcuttu. Öncelikle hastamızın bütün tetiklerini yaptık. Revizyon ameliyatı için hastamızın ameliyata uygun mudur, değil midir diye tahlillerini yaptık. Her şeyi baktık uygun. Öncelikle bant çıkartma işlemini yapacaktık bant çıkartma işleminden sonra ameliyatı yapmaya karar verdik. Eğer ki tüp mideye uygun ise tüp mide ,  değil ise sadece bandı çıkarıp ikinci seans ameliyatı yapacaktık. Hastamızda bandı çıkardıktan sonra tüp mide için uygun bir zemini gördük. Hastanın ameliyatını tüp mide ameliyatı olarak mideyi revize ettik. Ameliyat sonrası hastamızı 4-5 gün misafir ettik. Daha sonra herhangi bir sıkıntı olmadan gayet rahat taburcu ettik. Birinci hafta kontrollerinde de gayet iyiydi. Ameliyat olmamış gibi geldi. Bir hafta sonra ki kontrollerinden sonra da yurtdışına tekrardan yolcu edeceğiz. Ameliyat olmadan önce 121 kilo olan hastamız, ameliyat olduktan sonra 111 kilo olmuştur. Tabi ki ilk haftalarda giden kilonun bir kısmı ödemdir. 3-4 kilosu kadarını da yağdan vermiştir ve ona rağmen ciddi bir rahatlama olmuştur” şeklinde konuştu.

“Kapalı ameliyat olunca şaşırdım”

Açık ameliyat olmayı beklerken kapalı ameliyat olan ve kapalı ameliyat olduğu için şaşıran 56 yaşındaki Obezite hastası Samer Hasan, “Aslen Iraklı olup yaklaşık 20 yıldır Londra’da yaşıyorum. Londra’dan Özel Hatem Hastanesine geldim, burada ameliyat olmak istedim. Hastalık sürecim çok güzel geçti, Hatem Hastanesinden almış olduğumuz hizmet çok güzeldi. Ameliyatımı üstlenen Emin Hocamız bizimle ilgilendi. Benim ameliyat biraz sorunlu ve zordu. Önce midemdeki bandı çıkardılar ve daha sonrasında ameliyata aldılar. Doktorumuz bize söylediğinde önce bandı çıkarıp daha sonra ameliyata müsaitseniz onu yapacağız demişti. Uygun değilse eğer ameliyatın ikinci seansına kalacağımızı söyledi. Bandı çıkardılar ikinci seansa gerek kalmadı. Doktorumuzdan çok memnunun açık ameliyat etmediği için benim bildiğim kadarıyla açık ameliyat olmam gerekiyordum. Kapalı ameliyat olunca çok fazla şaşırdım. Kendimi çok iyi hissediyorum” diye konuştu.

*

*

EFSANE GEMİNİN ROMANI YAZILDI

Rüsumat, 29 Ekim’de okurla buluşuyor

Kurtuluş Savaşı günlerinde Sovyet yardımını Karadeniz üzerinden Anadolu’ya taşıyan Rüsumat, Mehmet Uluğtürkan’ın kaleminden roman oldu. İnkılap Kitabevi’nden çıkan ‘Rüsumat – Kurtuluşun Hayalet Gemisi’ romanı Cumhuriyet’in 100’üncü yılı anısına 29 Ekim’de okurla buluşacak.

Kurtuluş Savaşı romanları yazarı Mehmet Uluğtürkan’ın beklenen romanı Rüsumat, Türkiye’nin en köklü yayınevlerinden biri olan İnkılap Kitabevi’nden çıktı. Roman, Milli Mücadele’nin heyecan dolu günlerinde Sovyetler’den alınan yardımları işgalci ülke donanmalarının kol gezdiği Karadeniz üzerinden Anadolu’ya taşıyan balıkçı teknesi Rüsumat etrafında geçen olayları anlatıyor.

Dünya bahriye tarihine ‘batırıldıktan sonra yeniden yüzdürülen tek gemi’ olarak geçen Rüsumat’ın Karadeniz’deki mühimmat taşıma seferlerinin yanı sıra dönemi de anlatan roman Uluğtürkan’ın ‘Madalyasız’ ve ‘Kayıp Sancak’tan sonra üçüncü kitabı oldu.

Roman yazım hazırlıklarına 2 yıl önce başladığını belirten yazar Mehmet Uluğtürkan, “Bize Cumhuriyet’i getiren bağımsızlık savaşımızı çok zor şartlarda kazandık. Dünyanın en büyük devletlerinin iş birliği yaptığı bir emperyalizmin vatanımızı işgal etmesine karşı çıktık. Üç tarafı denizlerle çevrili Misak-ı Milli sınırlarını neredeyse hiç yok denebilecek deniz gücüyle korumayı başardık” dedi.

Uluğtürkan, “Hiç savaş gemisi olmayan, küçük gemi ve teknelerden oluşan ‘Milli Kuvvetler Donanması’ ile deniz cephesinde bile destanlar yazdık. Rüsumat, deniz cephemizde imkansızlıklara rağmen elde ettiğimiz başarının önemli bir kesitidir. Bu romanı okurken az sayıda bahriyelimizin ve bu kuvvetlere destek veren Karadeniz uşaklarının vatan sevgisini, vefasını, azmini hissedeceksiniz” ifadelerini kullandı. 

GERÇEK KARAKTERLER, GERÇEK OLAYLAR

Yayın Direktörlüğünü Mehmet Bozkurt’un, editörlüğünü Gökçe Şenoğlu’nun yaptığı Rüsumat romanı için ressam Fahri Pelit de bölüm başlarına karakalem çizimleriyle katkı verdi. Başta Ordu olmak üzere Samsun, Trabzon’un yanı sıra Rusya’nın liman şehri Tuapse ile Gürcistan’ın Batum kentinin mekân olarak işlendiği Rüsumat’ın baş kahramanlarını Yüzbaşı Paskal Mahmut, Keçiköylü Hamdi, Vonalı Celal oluşturdu.

Yazar Mehmet Uluğtürkan, 1920’li yılların Karadeniz’deki yaşanmışlıklarını aktaran Rüsumat’ı yazma kararını Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler’le yaptığı bir sohbet sonrası aldığını söyledi.

İnkılap Kitabevi’nden ‘Cumhuriyet 100 Yaşında’ logosuyla çıkan Rüsumat – Kurtuluşun Hayalet Gemisi adlı roman 29 Ekim 2023 tarihinde kitap satılan her yerde olacak.

MUSTAFA KEMAL’İN ULUSLARARASI SİYASET BAŞARISI

Kurtuluş Savaşı romanları yazarı gazeteci Mehmet Uluğtürkan’ın yeni romanı Rüsumat’ın arka kapak yazısı şöyle:

“Kurtuluş Savaşı’nın en şiddetli günleri… Sorun kısıtlı mühimmat… Cephede işgalciler, içeride düşmanın işbirlikçileriyle mücadele eden Mustafa Kemal, milletlerarası siyaset arenasında ustaca bir hamleyle Sovyetler’i mühimmat yardımına ikna eder.

Ancak bu yardımlar, düşman donanmasının kol gezdiği Karadeniz’i geçip Anadolu’ya nasıl getirilecekti?

Korkusuz bir zabitin komuta ettiği yaşlı ama inatçı gümrük teknesi bir hayalet gemiye nasıl dönüşecekti?

Cesur askerlerin ve civanmert Karadeniz uşaklarının gayretleriyle, kâh kendini batıran, kâh yeniden yüzdüren efsane gemi savaşın kaderini nasıl etkileyecekti?

Çok satanlar listesine Madalyasız ve Kayıp Sancak eserleriyle giren Mehmet Uluğtürkan, yeni tarihi romanı Rüsumat ile Milli Mücadele’nin az bilinen deniz cephesine heyecan dolu bir pencere açıyor…”

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı