Hoşgeldiniz  

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Perşembe 21.09.2023 e gazete

admin | 20 Eylül 2023 | e gazete Gaziantep haber ajansı Bülteni, Genel, Gündem, Spor, Tüm Manşetler A- A+

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Perşembe 21.09.2023 e gazete

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Perşembe 21.09.2023 e gazete

“CUMA GÜNÜ YENİ BİR SAYFA AÇACAĞIZ”

BU İŞİN ŞANS İLE İLGİSİ YOK ALT YAPI İLE İLGİSİ VAR

SIKI PARA POLİTİKASI UYGULAMASINDA

İLLA Kİ SÜPER LİGDE OLACAĞIZ DİYE BİR ZORUNLULUK MU VAR

GaziantepFk süper ligde kalma mücadelesi verirken paralarda akıp gidiyor. En çok para  transferlere gidiyor. İthal ürün almış gibi.

Futbolda ihracat kimsenin aklına bile gelmiyor. Herkes; taraftarıyla yöneticisiyle gol atmaya kendini endekslemiş.

Gaziantep Fk lisanslı kaç futbolcusu var.

Hangi yeteneklileri şimdiye kadar tespit etmiş.

Yeteneklilerin akıbeti ne durumda bir bilen varsa söylesin.

Gaziantep FK ya para pompalamak işi çözüyor ise buyurun becerin..

Hani spor kenti bir kenttik.

Bir Trabzon modelini bile oluşturamayan bir Gaziantep’ten söz ediyoruz..

Böyle giderse Kayseri’de olduğu gibi hem sizi yenerler hem de dayak atarlar..

TAKIMIMIZDAKİ ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİNİN VE ŞANSSIZLIĞIN FARKINDAYIZ

Gaziantep Futbol Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Memik Yılmaz, Kayserispor maçının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bir geçiş süreci yaşadıklarını ve saha içerisinde futbol şansının da yanlarında olmadığına dikkat çeken Memik Yılmaz, kısa sürede alacakları puanlarla üst sıralara doğru çıkış yakalayacaklarına olan inancını belirtti.

“BERABERLİĞE ÜZÜLECEĞİMİZ MAÇTAN MAĞLUP AYRILDIK”

Kayserispor maçındaki mücadelenin gelecek adına umutlandırdığını ifade eden Memik Yılmaz, “Depremin ardından yaklaşık yedi ay liglerden uzak kaldık. Bu süreç gerçekten yeni sezon öncesi bizleri çok zorladı. Ancak Kayserispor maçının özellikle ikinci yarısında gösterdiğimiz mücadele bizleri gelecek adına umutlandırdı. İlk beş haftada ne yazık ki henüz on dakika bile dolmadan dört maçta çok erken yenik duruma düştük. Futbolcularımızın belki aşırı hırsından, belki motivasyon eksikliğinden dolayı bu durumla çok sık karşılaştık. Ancak bunların üstesinden gelecek bir kadroya sahip olduğumuza inanıyorum. Hatalar elbette olacak ama Gaziantep şehri, takımı bunların üstesinden gelecektir. İkinci yarının ilk 20-25 dakikalık bölümünde sayısız fırsatı kaçırmış olmamız belki de bırakın bir puanı galibiyeti kaçırmamıza sebep oldu. Ancak asla bu bizim güzel günlere olan inancımıza darbe vurmayacak. Başaracağız, başarmak zorundayız” dedi.

“KISA SÜREDE HAK ETTİĞİMİZ YERE GELECEĞİZ”

Transferin özellikle son bir haftasında beş oyuncuyu aralarına kattıklarını belirten Memik Yılmaz, “Hocamız Sumudica göreve geldikten sonra kısa süre içerisinde bir çok önemli transferimizi bitirdik. Ancak bu arkadaşlarımız henüz tam olarak takımla çalışmalarını gerçekleştiremedi. Oldukça etkili bir takım kurduğumuza inanıyorum, bu takım kısa süre içerisinde adaptasyon sorununu da arkasında bırakarak hak ettiği yerlere gelecektir. Teknik heyetimize de, futbolcularımıza yönetim kurulu olarak inanıyoruz. Taraftarlarımızı da bu süreçte üzdüğümüzün farkındayız, umarım İstanbulspor maçını kazanarak onları yeniden mutlu edeceğiz” dedi.

“KAYSERİ’DE TARAFTARLARIMIZA YAŞATILANLAR UTANÇTIR”

Kayserispor maçında deplasmana takımlarını desteklemek üzere gelen taraftarlarına uygulanan muamelenin bir utanç olduğunu ifade eden Başkan Memik Yılmaz, “Gaziantep şehri çok zor günleri geride bıraktı. İnsanların belki de yeniden hayata tutunmalarını, yeniden yüzlerini güldürmeyi sağlayacak olan temel etkenlerden birisi de Gaziantep Futbol Kulübü’dür. Bu anlayışla yaklaşık 300 taraftarımız, otobüslerle Kayseri’ye geldi. Biz şuana kadar oynadığımız 4 maçın tamamında rakip tribünler tarafından alkışlarla, desteklerle karşılandık. Depremin ardından gösterilen birlik beraberlik duyguları, bizleri de hep duygulandırdı. Ama üzülerek söylüyorum ki Kayseri’de taraftarımıza gösterilen davranışlar bizleri derinden üzdü. Ev sahibi takım taraftarlarının, otobüslerimizi taşlaması, polislerin orantısız güç uygulaması gerçekten özellikle dört haftalık tablonun ardından Türk Futbolu’na yakışmadı. Bu doğrultuda Kayseri Valiliği, Emniyeti ile şahsi olarak görüştüm ve hala mücadelemizi sürdürüyoruz. Gaziantep şehri büyük bir şehirdir, kimse taraftarıma karşı böyle bir uygulama yapamaz. Taraftarlarımıza tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum, bizler onların yanında her şartta durmaya devam edeceğiz. Onların da desteğini yanımızda hissetmek bizler için çok değerli” dedi.

0

0

TAHMAZOĞLU : “GAZİ TORUNLARI ÇANAKKALE DESTANINI YERİNDE YAŞIYOR”

Şahinbey Belediyesi “Gaziler Diyarından Şehitler Diyarına” Projesi kapsamında 180.017 öğrenciyi ecdadla buluşturmaya devam ediyor.

Çanakkale’de ecdadla buluşacak olan öğrencilerin bilgilendirme toplantısında Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ve AK Parti İstanbul Milletvekili, Piyanist Yücel Arzen öğrencilerle bir araya geldi. Ünlü Piyanist bilgilendirme toplantısına katılan öğrencilere birbirinden değerli şarkılar çalıp, söyledi. Proje kapsamında bu yıl 180.017 öğrenci ve vatandaş, Çanakkale’de yedi düvele karşı verilen ve 253.000 vatan evladının şehit düştüğü toprakları ziyaret etmiş olacak.

BU VATAN TOPRAKLARI KOLAY KAZANILMADI

“Gaziler Diyarından Şehitler Diyarına” Projesi kapsamında bugüne kadar 180.017 öğrencinin ecdadla buluşacağını ifade eden Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, “Gaziler Diyarından Şehitler Diyarına projemiz ile 170 bini geçen öğrencimizi ve vatandaşımızı Gaziantep’ten Çanakkale’ye özel uçakla ecdadı ziyarete götürdük ve ziyaretlerimiz devam ediyor. Yıllar önce ailemle birlikte Çanakkale’yi ziyaret etmiştim ve o ziyaretimden sonra tüm gençlerin mutlaka burayı ziyaret etmesi gerek dedim. Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılında başlattığımız projemiz bir turistik gezi değil ecdada bir teşekkür ziyaretidir. Onlar bu cennet vatan için canlarını seve seve feda ettiler. Çanakkale’de 253.000, Gaziantep’te 6.317 şehit verilmiş. Bu vatan toprakları kolay kazanılmadı. O destansı mücadelede mermiler havada çarpışmış. Metrekareye 6.000 mermi düşmüş. Ecdadımız yedi düvele karşı ‘Çanakkale Geçilmez’ diyerek imanlı göğsünü siper etmiş ve bu cennet vatanın topraklarını düşmana teslim etmemiştir. Onlar bu fedakârlığı göstermeseydi biz buralarda olamayacaktık. Allah onlardan razı olsun” dedi.

*

*

Gaziantepli sanayiciler güneş enerjisinde öncü oldu

Gaziantep OSB Başkanı Cengiz Şimşek:

“ENERJİMİZİN YÜZDE 15’İNİ GÜNEŞTEN KARŞILIYORUZ”

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Cengiz Şimşek, Gaziantepli sanayicilerin, enerji yükünün hafifletilmesi ve yeşil bir OSB için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiklerini söyledi.

16. EIF Gaziantep Enerji Fuarı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan’ın da katıldığı bir törenle açıldı. Gaziantep OSB Başkanı Cengiz Şimşek, Ortadoğu Fuar Merkezi’nde düzenlenen Gaziantep Enerji Fuarı’nın açılışında yaptığı konuşmada, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çekti.

Başkan Cengiz Şimşek, günümüzde enerjinin stratejik yatırımlar arasında yer aldığını belirterek, “Enerji, sadece sanayiciler için değil, tüm devletler için de önemli ve öncelikli konular arasında yer almaktadır. Hatta uluslararası ilişkilere büyük ölçüde enerji politikaları yön vermektedir. Bu nedenle 16. Güneş Enerji Kongresi ve fuarının şehrimizde yapılıyor olması biz sanayiciler için büyük önem taşımaktadır” dedi.

“2022’DE ENERJİYE 2 MİLYAR DOLAR ÖDEDİK”

Türkiye’de sanayi bazında kullanılan enerjinin yüzde 5’inin Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde tüketildiğini ifade eden OSB Başkanı Cengiz Şimşek, sanayicinin enerji yükünü hafifletmek amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarından olan güneş enerjisine yöneldiklerini ifade etti. Şimşek, Gaziantep OSB olarak her yıl enerjiye 2 milyar dolar ödediklerini vurgularken, “Gaziantep OSB olarak Enerjiye 2022 yılı içerisinde 2 milyar dolar ödeme yaptık. Gaziantep’ in aylık ihracatının 1 milyar dolar civarında olduğu düşünülürse sanayicinin enerji yükü çok daha net olarak görülecektir. Bu sürdürülebilir bir rakam değildir. Sanayicinin enerji yükünü azaltmamız ve rekabet gücünü artırmamız gerekiyor. Bunun yolu da yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından geçiyor” şeklinde konuştu.

KARBON EMİSYONUNU DÜŞÜRMEYİ HEDEFLİYORUZ

Başkan Cengiz Şimşek, konuşmasında şunları söyledi: “Tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de başta güneş enerjisi olmak üzere yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına son yıllarda yönelim hızla artmaktadır. Dünyada fosil yakıtların sınırlı olması ve fosil yakıtların yanmasıyla ortaya çıkan karbon emisyonu problemi yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgiyi arttırmıştır.

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi olarak, bir taraftan artan enerji maliyetlerini düşürmek diğer taraftan karbon emisyonunun azaltılmasına katkı sunmak amacıyla yönümüzü güneşe döndük. Yeşil Dönüşüm çalışmaları ışığında sanayicilerimizin çatılarına GES kurmalarına rehberlik ve de teşvik ederek güneş enerji santrallerine  en hızlı izin veren OSB’ olduk. Bugün Bölgemizdeki sanayicilerimizin faydalandığı güneş enerjisi santrallerinin toplam gücü 380 megawatt’ a ulaştı. Ülkemizde tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 10’ u güneşten elde edilirken Gaziantep OSB’de 2023 ağustos ayında bu rakam yüzde 15’ e ulaşmıştır. Güneş enerjisine yatırım yaparak hem enerji maliyetlerini düşüren,  hem de Yeşil Sürdürülebilir OSB hedefimize katkı sunan sanayicilerimizi kutluyorum.”

0

0

ÖĞRENCİLER, MUTLU BİR ÇOCUKLUK DÖNEMİ GEÇİRİYORLAR

-ÖNCE ÖĞREN SONRA EĞLEN PROJESİ OKULLARA RENK KATIYOR

Şehitkamil Belediyesi, ‘Önce Öğren Sonra Eğlen Projesi’ etkinliği kapsamında Olcay Külah Anaokulu öğrencilerini, geleneksel oyunlar ve spor etkinliklerinde bir araya getirdi. Renkli organizasyonda, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişiminde oyun ve sporun önemine dikkat çekildi.

Çocuklara, oyun yoluyla öğrenme ve gelişme fırsatları sunan Şehitkamil Belediyesi,  Olcay Külah Anaokulunda öğrenim gören minikleri, Önce Öğren Sonra Eğlen Projesi etkinlikleri çerçevesinde; beceri koordinasyon parkuru, geleneksel çocuk oyunları, yüz boyama etkinliği, eğitsel oyunlar, branşa özgü yetenek taramaları, duyusal-işitsel testler, refleks oyunları ve akıl-zeka oyunlarıyla buluşturdu. Organizasyonda; Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Şehitkamil İlçe Millî Eğitim Müdürü Mehmet Yağcı, Okulun Kurucusu Olcay Külah ile Millî Eğitim camiasından çok sayıda idareci ve öğretmen, minik öğrencilere birbirinden keyifli oyunlarda eşlik ettiler.

GELİŞİMLERİNİ DESTEKLEMEK ÖNCELİKLERİMİZ ARASINDA

Etkinlik sırasında çocuklarla bir araya gelerek onlara çeşitli hediyeler veren Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, başarıyla yürütülen projeyle ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

 “Önce Öğren Sonra Eğlen Projesi kapsamında gerçekleştirdiğimiz çalışmalar çocuklarımızın motor becerilerini, sosyal iletişimlerini ve problem çözme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde büyümelerini sağlamak, gelişmelerini desteklemek, her zaman öncelikli hedeflerimiz arasında oldu. Oyunlar ve spor etkinlikleri, özellikle küçük yaştaki öğrencilerimizin okula keyifli bir şekilde gelmeleri için önemli bir yol. Etkinliklerin gerçekleştirilmesinde emeği geçen tüm kurumlarımıza yürekten teşekkür ediyorum.”

ÇOCUKLARIMIZIN MUTLULUĞU İÇİN BÜYÜK BİR ÇABA VAR

Şehitkamil İlçe Millî Eğitim Müdürü Mehmet Yağcı, gerçekleştirilen faaliyetlerin ardından yaptığı açıklamada, bu tür etkinliklerin çocukların okul öncesi dönemlerinde önemli bir rol oynadığının altını çizdi. İlçe Millî Eğitim Müdürü Yağcı, açıklamasında şunları kaydetti:

 “Önce Öğren Sonra Eğlen Projesi’nde yürütülen çalışmalar, çocuklarımızın zekâ gelişimi, motor becerileri ve sosyal yetenekleri üzerinde olumlu etkiler sağlıyor. Bu tür faaliyetler, çocukların okul öncesi dönemlerinde önemli bir rol oynuyor. Şehitkamil Belediyesi’nin çocuklarımızın mutluluğu için çok büyük çabaları var. Bu nedenle Şehitkamil Belediye Başkanımız Sayın Rıdvan Fadıloğlu’na ve kıymetli ekip arkadaşlarına teşekkür ediyorum.”

*

*

*

AYINTABA’A DAİR

ASMA  ŞURUBU

Bir zamanlar biz de eski bir Antep evinde otururduk. Evimizin hayadında da ,hayadı bir çadır gibi örten bir asmamız vardı. Nasıl olmuşsa ekinliğe düşen bir üzüm çekirdeği tanesi duvarın dibinde filizlenmiş, dal budak sarmış, ekinliğin efendisi olmuştu.

Asma kendini göstermeye başlayınca rahmetli babam onun dallarını hayadın bir tarafında ince kavak sırıklarıyla kurduğu arişin üzerine doğru  çekerken, ona yaşam alan açmıştı.

Asma yerini sevmiş olacak ki birkaç yıl içinde meyvesiyle hepimizin kıymetlisi, gölgesiyle de vazgeçilmezimiz olmuştu.

Hayad evimizin yaz günleri hepimizin toplanma yeri, hayatımızın merkeziydi.

Annem her gün ikindi vakti hortumu çeker hayadın iki yanında yer alan ekinliğin içindeki; bal çiçeğini, gülleri, asmayı …Daha sonra da ekinliğin hemen yanın başında yan yana dizİİli teneke kutular içindeki rengârenk, mis gibi kokan leylakları, çıtlık kadifelerini, löküyeleri sular, ardından hayadın taşlarını yur, çıkardı.

Annem bunu hemen hemen her gün yapar, hiç de yüksünmezdi.

Hayadın taşları yıllar içinde her gün yıkamaktan yüzleri ağarmış, cilalanmış, mermere dönmüştü.

Annem gerekten çiçeklerin hastasıydı. Ev dışında kendisinde olamayan bir çiçek görse hemen bir kök ister veya şitil koparır eve getirir, onu da çiçek koleksiyonuna dahil etmeye çalışırdı. Bu sayede ekinliğin kenarı mini bir çiçek serasına dönüşmüştü.

Çiçekler annemin evlatları gibiydi. Hepsine ayrı ayrı isimler vermiş, onlarla bir şekilde temas kurmuştu. Annem çiçeklere çocukları gibi bakardı. Onlara tek tek dokunur, koklar, okşar, konuşur, şefkatini hiç esiremezdi.

Çiçekler de annemi anlamış olmamalılar ki  onu karşılıksız bırakmaz, daha mevsimi gelmeden hepsi coşar, çiçekler açar, komşuları kıskandırırlardı.

Babamsa baharla birlikte asmanın çubuklarına su yürümeden önce budar, tımar ederdi.

Asma baharda yavaş yavaş göz verip, ardından yapraklarla bezenmeye başlayınca baharın gelmekte olduğunu hissederdik. Asma yapraklarının arasında minik koruk taneleri belirince babam asmanın dallarına yön verir, iplerle çeker ,bağlar, arişte açık alan bırakmamaya çalışırdı.

Bir yaz boyunca gündüzün sıcağından sonra hepimizin en çok rahat ettiği, nefes aldığı yer hayâdaki ariş altıydı. Her akşam ailecek bir araya geldiğimiz, yemek yediğimiz, çayımızı yudumlayıp, sohbet ettiğimiz yer ariş altı olurdu.

Havalar gızmaya başlayınca , asmanın minik korukları irileşip koruklar sıkılmaya elverişli hale erişince ,   annem onların bir kısmını toplar, koruk suyu çıkarırdı.

Annem koruk suyu çıkaracağı gün erkenden kalkar, korukları dalından keser; yıkar, ezer, süzeklerden geçirir, koruğun suyunu posasından ayrılırdı. Çıkan koruk suyu tülbentten geçirilir son kez filtrelenir, bir müddet bekletildikten sonra, cam şişe veya kavanozlarda evin serin bir yerinde kullanılacağı güne kadar muhafaza edilmek üzere saklanırdı

Ama annem koruk suyunun büyük bir kısmını koruk şurubu yapmak için ayırırdı. Ayırdığı koruk suyunu önce şekerle kaynatır, cam şişelere koyar, buz dolabında saklardı…

Buna “Asma şurubu” dendiği de olurdu.

Özellikle sıcak günlerinde annem gelen misafirlere koruk şurubu ikram etmeyi çok severdi.

Misafir gelince koruk şurubu dolaptan çıkarılır, bir bez içinde buzu iyice Döğer, buz diş diş olunca, buzu geniş bir bardağa kor, üzerine koruk şurubu ekler ikram ederdi.  Bazen de evde taze nane olursa içine koymayı ihmal etmezdi.

Ben de koruk şurubunu çok severdim. Yazın sıcaktan yüreklerin yandığı günlerde, sokakta mahallenin uçaklarıyla tozun toprağın içinde oyunlar oynar, kan ter içinde  kaçar   eve gelirdim. Evde kimsenin olmadığını da görünce buzu hemen bir bezin içinde döver, kalaylı b   tasın içine kor, koruk şurubunu üzerine ilave eder, yudum yudum tadını çıkarırdım.

Çocuk da olsam o anda koruğun o farklı muhteşem tadı dudaklarımdan aşağıya inip, mideme doğru yol alırken aklım başımdan giderdi. İkincisini içmekten kendimi alamazdım. Bazen şurubu hazırlarken mutfağı dağıtır, malamat eder, annemden azar işitmekten kurtulamazdım.

O günler güzel günlerdi…O evler yaşadığımızın şahitleriydi.

Şimdi ne hayadımız,ne de arişinden koruğunu toplayıp koruk şurubu yapabileceğimiz o  evimiz yok artık!

O yıllar geride kaldı. O evler  gitti…yerine apartmanlar dikildi.

Şimdi apartmanların balkonlarında yeşertmeye çalıştığımız birkaç saksı çiçekte eski günleri arıyor, maziyi yaşatmaya çalışıyoruz.

Ama, yıllar geçse de anamın koruk şurubunun tadını hiç unutamadım!

Yazan:Ibrahim Alisinanoğlu-Gaziantep miş Miş

Fotorğaf:İ.Alisinanoğlu -Arişte koruk

NOT.BU YAZI KAYNAK GÖSTERİLMEDEN PAYLAŞILAMAZ.

0

0

ÇINGIRAK

Çıngırak; Arapça bir kelime olan “ceres”, Türkçede “çan”, çıngırak; Farsçada “derâ” şeklinde kullanılır.

Geçmişi çok eski dönemlere giden çan ve çıngırak, özellikle atlı kavimlerin, hayvancılıkla geçinen toplulukların hayat sisteminde  farklı kullanım alanları bulmuştur. “Özellikle kervancılığın yaygın olduğu dönemlerde ,” develerin boynuna, (semer) havuduna asılan çan kafileye katılanlar arasında irtibat sağlayan bir araç olmuştur.” Çan sesi kervanlarda işlerin yolunda gittiğinin işareti olarak kabul edildiği gibi, kervanın hareket halinde olduğunun da habercisidir.

Çıngırak sadece kervanda devlere, katırlara, atlara takılmamış, avcı kuşlarında aksesuarı, avın takibinde kılavuz olarak da kullanılmıştır. Çıngırak halhal haline gelmiş Anadolu’da kadının ayak bileğini süslemiş, kapıları takılmış geleni haber vermiştir.

Hristiyan inancında çıngırağın  büyüğü çan, ibadete davet aleti olarak kullanılmıştır.

Çıngırak özellikle kervanların olmazsa olmazı olmuştur.

Çıngırakların biçimi, büyüklüğü, ağzının aşağı veya yukarı oluşuna, yerine getirdiği fonksiyonları açısından da sınıflandırılmış adlandırılmıştır. Çıngırak hayatın hep içinde olmuş, sesini kesmek için” içine ot tıkılması” gibi deyimlere de konu olmuştur.

Antep’te çıngırak dün olduğu gibi bugünde özellikle kırsal alanda hayvanların süsleme aracı olması yanında at,eşek,katır,keçi,ve koyuna takip amaçlı takılmakta ve kullanılmaktadır.

Gaziantep’te  çıngıraklar fonksiyonları yanında çıkardığı sese göre adlandırılmıştır.

Antep’te geçmişte kervanlarda kullanılan çıngırak çeşitleri şu şekilde sınıflandırılır;

1- “HAVAN: Semer veya havudun iki yanında bulunur. Yirmi santim uzunluğunda ve ağzının genişliği on santimdir. Adını şeklinden almıştır. İçinde daha küçük bir havan vardır. Birbirlerine değerek muttarit ve yüksek bir ses çıkarır. Bu ses bir saatlik mesafeden duyulur. Havan tunçtan bazen bununla gümüş karışığından yapılır. Develere ve katırlara takılır. Fazla ses vermesi sebebiyle çok vakit en arkadaki hayvana takılır. Bundan maksat devenin ipi kopar veya katırlar herhangi bir surette durur veya kafileden ayrılırsa, dikkati çekmek içindir.

2-TAS: Bu da adını şeklinden almıştır. İç içe gittikçe küçülen birkaç çıngırak bulunur. Tunçtan yapılmıştır. Katırlara takılır.

3-GÜMMÜRDEK: Cindara takılır. Demir levhadan yapılmıştır. Fazla ses vermez. Ağzının genişliği on santimdir. Havan büyüklüğündedir. Develerde de’ bulunur.

4-KONGURDAK: Bir su bardağı büyüklüğündedir. Tunçtan yapılmıştır. İçinde çay bardağı iriliğinde ayrı bir çan vardır. Birbirlerine değerek muttarit bir ses çıkarır. Katırlarda bulunur.

5-TIKIRDAK: Develerin başlığının iki yanma ikişer tane takılır. Hafif ve küçük çıngırdaklardır

6-HALHAL: Develerin dizliklerinin iki yanına takılır, küçük çıngıraklardır.”

Yazan: Ibrahim Alisinanoğlu-Gaziantep Miş Miş

Fotoğraf:İ.Alisinanoğlu-Çıngıraklar

NOT:BU YAZI KAYNAK GÖSTERİLMEDEN PAYLAŞILAMAZ.

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı