Hoşgeldiniz  

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Salı 22.08.2023 e gazete

admin | 22 Ağustos 2023 | e gazete Gaziantep haber ajansı Bülteni, Genel, Gündem, Tüm Manşetler A- A+

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Salı 22.08.2023 e gazete

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Salı 22.08.2023 e gazete

HABER METNİ:

MUHTARIN YIKIM İSYANI

“Yıkım tedbiri alınmadan sadece kepçeciyle olacak bir iş mi?”

“YIKIM İNŞAAT YAPMAK KADAR BİR MÜHENDİSLİK İŞİDİR”

Binevler Mahalle Muhtarı Ali Köse geçtiğimiz gün Binevler mahallesinde yıkım sırasında çöken ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan yıkım işleminin yanlışlarla dolu olduğunu vurgulayarak denetimsiz bir yıkım işleminin bir suç olduğunu ifade etti.

Daha önce de  kendi muhtarlık yaptığı mahallede yıkımlarda yanlışlar olduğunu sulama dahi yapılmadan çevrenin toz duman içerisinde kaldığını ifade eden Köse ne depremden nede de deprem sonrası olaylardan ders alınmadığını söyledi.

Köse açıklamasına şu sözlerle devam etti; “Bir binanın yapılması bir mühendislik işi ise, bir projeye dayalı ise, yıkım da bir mühendislik işidir. Yıkım esnasında hangi kolonun nerden çalışacağı o anda ağırlığın hangi yöne kayması gerektiğini kepçeci düşünemez. Vahim bir olay daha var kepçe operatörünün can verdiği kepçe yüksek binaya göre uygun değil. Kepçenin kollarının kısa olması dolayısıyla kepçeci bina içinde hayatını hiçe sayarak çalışmış. Bu denetimsizliği kimin denetlediğini de bilemiyoruz.”

0*0

BAŞKAN TAHMAZOĞLU ÇİFTÇİLERLE TARLADA DOMATES, BİBER TOPLADI

ŞAHİNBEY’İN BEREKETİ YÜZ GÜLDÜRÜYOR

Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, bu yıl da dağıtmış olduğu fidelerin vermiş olduğu mahsulü çiftçilerle birlikte topladı.

Çiftçilere toplam 33.500.000 adet domates, biber, salatalık, patlıcan ve kavun fidesi dağıtan Başkan Mehmet Tahmazoğlu, çiftçiler ile birlikte domates ve biber toplayıp, sohbet etti.

ÇİFTÇİLERİMİZ ÜRÜNLERİNİ TOPLUYOR

Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, dağıtılan fidelerden bereketli ürünlerin ortaya çıktığını belirterek, “Serince Köyümüzde çiftçilerimizin domates, biber ve patlıcan hasadını birlikte yaptık. Şahinbey Belediyesi olarak dağıtmış olduğumuz 33.500.000 adet kavun, karpuz, domates, patlıcan, biber, salatalık hasat noktasına geldi. Dağıtmış olduğumuz fidelerden çok bereketli ürünler ortaya çıktı. Kaliteli fideleri çiftçilerimiz tarlalarına diktikten sonra bereketli ürünler elde ettiler. Çiftçimizin ellerine sağlık. Rabbim onlara bol kazanç versin. Bu ürünleri sofralarında tadacak olan vatandaşlarımıza da afiyet olsun diyorum” dedi.

Şahinbey Belediyesi’nin verdiği desteklerle ekili alanların arttığını ifade eden çiftçiler  “Şahinbey Belediye Başkanımız yıllardır bize fide, gübre ve tohum desteğinde bulunuyor. Kendisinin sayesinde Şahinbey’de ekilmeyen alan kalmadı. Aldığımız fidelerin veriminden de oldukça memnunuz. Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu’na çok teşekkür ediyoruz” diye konuştular.

0*0

Güneydoğu’dan 91 ülkeye 142 milyon dolarlık kuru meyve ihracatı

KURU MEYVENİN İHRACAT ŞAMPİYONU KURU KAYISI

Antep Fıstığı İhracatında Düşüş Devam Ediyor

2023 yılının ocak-temmuz dönemi değerlendirmesi, Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu toplantısında yapıldı. Toplantı sonrası yönetim kurulu tarafından yapılan değerlendirmede, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 20,5 düşüşle 142 milyon 361 bin dolarlık kuru meyve ihracatına imza atılırken Antep fıstığı ihracatındaki düşüşün devam ettiğini ve bir önceki yılın aynı dönemine oranla düşüşün miktar bazında yüzde 63 olarak gerçekleştiği ifade edildi.

Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve Ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Mehmet Çıkmaz Başkanlığında toplanarak gündemi ve ihracat rakamlarını değerlendirdi. Toplantı sonrası bir değerlendirme yapan Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve Ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu, son yıllarda dünya pazarlarında oldukça değer kazanan Antep Fıstığı ihracatında çok ciddi düşüş olduğu ifade edilerek “Gerek bölgemizden gerekse ülkemizden Antep fıstığı ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 63 azaldı. Ülkemizde yetişen Antep fıstığının yaklaşık sadece yüzde beşlik kısmı ihraç edilmiştir. Antep fıstığı ihracatı 2022 yılının Ocak-Temmuz döneminde 9256 ton olarak gerçekleşmişti. 2023 yılının yedi aylık sürecinde ise 3300 ton olarak gerçekleşmiştir. Bu yıl toplam 160000 ton kabuklu olarak rekolte bekleniyor. Ancak geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla ihracatı yüzde 63 azalan Antep fıstığının dünya pazarlarındaki payımızda da büyük düşüş görülmektedir. İç piyasa dengelerinin yanı sıra fıstığın halen stokçuların elinde olması bu kalemdeki ihracatımızı da olumsuz etkilemiş ve pazar kaybımızda en önemli rolü üstlenmiştir” dediler.

Kuru Meyvenin İhracattaki Lideri Kayısı

2023 yılında ihracattaki liderliğini sürdüren kayısı ocak-temmuz 2023 döneminde toplam 61 milyon 299 bin dolarlık ihracatla ülke ekonomisine önemli bir girdi sağlarken Güneydoğu Anadolu’dan en fazla ihracatı gerçekleştirilen ürünler arasında Antep fıstığı ikinci sırada yer aldı. Bu süreçte bölgeden bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 63,4’lük düşüşle toplam 46 milyon 509 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilen Antep fıstığını üçüncü sırada 14 milyon 425 bin dolarla diğer kuru meyveler takip etti. Bu süreçte en fazla ihraç edilen ürünler arasında 9 milyon 338 bin dolarla kuru incir gelirken bunu 3 milyon 847 bin dolarla kayısı ve zerdali çekirdeği takip etti. Türkiye genelinden gerçekleştirilen kuru meyve ihracatında ise ilk beş sırada çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı, kuru incir, Antep fıstığı ve diğer kuru meyveler yer aldı.

0*0

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARINA DİKKAT

– SANKO HASTANESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI UZMANI DR. AKGÜL:

– “BAKTERİLERİN YANI SIRA, ÇEŞİTLİ VİRÜSLER VE MANTARLAR DA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARINA YOL AÇABİLİR”

SANKO Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihat Akgül, bakterilerin yanı sıra, çeşitli virüsler ve mantarların da idrar yolunda enfeksiyonlarına yol açabildiğini söyledi.

Uzm. Dr. Akgül, kız çocukların yaklaşık yüzde 7-8’inde, erkek çocukların ise yüzde 2’sinde, yaşamlarının ilk sekiz yılında idrar yolu enfeksiyonu görüldüğünü anımsatarak, doğumundan sonraki ilk yılda ateşli idrar yolu enfeksiyonu görülme sıklığının kız ve erkek bebeklerde eşit olduğunu kaydetti.

İlk altı ay içinde sünnet olmamış erkek bebeklerin, kız bebeklere göre daha fazla etkilendiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Akgül, ateşsiz idrar yolu enfeksiyonunun ise genellikle kız çocuklarda üç yaşından sonra görüldüğüne vurgu yaptı.

NEDENLERİ

İdrar yolu enfeksiyonlarının genellikle dış genital bölgeden kaynaklandığını, bazen de kan yoluyla oluşabileceğini belirten Uzm. Dr. Akgül, şöyle devam etti:

 “Küçük çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu tanısı koymak daha zor. Büyük çocuklarda orta akım idrar, mesane kontrolü olmayan küçük çocuklarda idrar toplama torbaları ile örnek alınabilir. Ayrıca mesaneden enjektörle veya idrar sondasıyla idrar almak gibi yöntemler kullanılabilir. Alınan örneklerden mikroskobik inceleme ve kültür yapılarak tanı konabilir.

İhtiyaca göre kan tahlilleri, ultrasonografi, ilaçlı idrar yolu filmleri (VSUD), damardan ilaç verilerek (DMSA sintigrafi) yapılan radyolojik tetkiklerle de böbrekte hasar olup olmadığı araştırılabilir.

38 °C’nin üstünde açıklanamayan ateşi olan, ayrıca halsizlik, kusma, beslenememe, tartı alamama, huzursuzluk, sarılık ve gelişme geriliği olan küçük bebekler veya özellikle büyük çocuklarda görülen sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, idrardan kan gelmesi, karın, bel, yan ağrısı, bulanık, damla damla ve çatallı idrar yapma, idrar kaçırma ve hatta idrar yapamama gibi şikayetlerin varlığında da idrar yolu enfeksiyonu düşünülmeli ve bir çocuk hekimine başvurulmalıdır.”

SONUÇLARI

Uzm. Dr. Akgül idrar yolu enfeksiyonunun çocuklarda gelişme geriliği, böbrek hasarı, kan basıncı yüksekliği gibi sorunlara neden olabileceği için erken tanı ve tanıya uygun tedavinin büyük önem taşıdığının altını çizdi. 

TEDAVİSİ

İdrar yolları enfeksiyonunun ağızdan verilen şurup, kas içi ve damardan antibiyotik yoluyla da tedavi edilebileceğini bildiren Uzm. Dr. Akgül, tedaviye yönelik şu bilgileri paylaştı:

 “Bu durum çocuğun yaşı ve hastalığın ağırlık derecesine göre değişebilir. Yeni doğmuş, üç aylıktan küçük bebekler, ateşi kontrol altına alınamayan ve çok ciddi hasta çocukların (düşkün, sıvı kaybı olan, kusan) yatırılarak tedavi altına alınması gerekir.

Ayrıca antibiyotik tedavisi almasına rağmen ateşin üç günden fazla sürmesi ve verilen tedavinin yerine getirilmemesinden endişe edilen durumlarda da hastaneye yatış yapılmalıdır.

Eğer çocuk tedavi amaçlı verilen şurupları içemeyecek kadar kusuyor ancak düşkün görünmüyorsa ya da yatarak tedavi almamak için direniyorsa ayaktan iğne tedavisi verilebilir. Genellikle üç ya da dört gün sonra kusması geçip şurup içecek duruma gelince ağızdan antibiyotiğe geçilebilir.”

KORUNMA YOLLARI

İdrar yolları enfeksiyonundan korunmanın kız çocuklarda genital bölgenin hijyeni, erkek çocuklarda ise erken yaşta hatta mümkünse yeni doğan döneminde sünnet ile sağlanabileceğini anlatan Uzm. Dr. Akgül, sözlerini şöyle tamamladı:

 “Özelikle kız çocuklarında tuvalet sonrası temizliğinin önden arkaya yapılması, sık iç çamaşırı değiştirilmesi ve iç çamaşırların yüksek ısıda yıkanıp mümkünse giyilmeden önce kızgın ütüyle ütülenmesi faydalı olacaktır. Ayrıca mesanede fazla idrar tutulmaması ve her idrara çıkma isteği oluştuğunda ertelemeden idrara çıkılması, enfeksiyonların idrar yollarına tutunamaması açısından önem taşımaktadır.”

0

*0

SANKO ÜNİVERSİTESİNDE YÜZDE 100 DOLULUK ORANI SAĞLANDI

-SAĞLIK PROFESYONELİ OLMAK İSTEYEN GENÇLER TERCİHİNİ YAPTI

-REKTÖR PROF. DR. DAĞLI: “BAŞARIMIZ ASLA TESADÜF DEĞİLDİR”

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından açıklanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) Merkezi Yerleştirme Sonuçlarına göre; SANKO Üniversitesinin lisans ve önlisans kontenjanları yüzde 100’ü doldu.

SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, her yıl çıtayı daha da yükselttiklerini belirterek, “Başarımız asla tesadüf değildir. Kurulduğumuz günden beri hem büyümeye hem de hedeflerimizi büyütmeye devam ediyoruz” dedi.

Prof. Dr. Dağlı, 2023-2024 eğitim-öğretim dönemi için Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesinin Hemşirelik, Beslenme ve Diyetetik ile Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümleri, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Ameliyathane Hizmetleri, Anestezi, İlk ve Acil Yardım ile Tıbbi Görüntüleme Teknikleri Programları kontenjanlarının ilk tercihte yüzde 100 doluluk oranına ulaştığını söyledi.

Yüksek Öğretim Kurumları (YÖK) tarafından ilk defa uygulanan depremzede öğrenci kontenjanlarının tamamının dolduğunu ifade eden Prof. Dr. Dağlı, şehit ve gazi çocukları için ayrılan kontenjanın ise yüzde 30 doluluk oranında olduğunu bildirdi.

Bilgisi ve özgüveni ile üstleneceği sorumlulukları başarıyla yerine getirecek, iyi eğitim almış gençler yetiştirmenin yanı sıra, güçlü kadrosu ve son teknolojik alt yapısıyla bölgeye ve ülkeye sağlık alanında da katkı sunmayı sürdürdüklerinin altını çizen Prof. Dr. Dağlı, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Ülkemizin en köklü üniversitelerinden birisi olmak amacıyla var gücümüzle çalışıyoruz. Gaziantep ve bölgemizden öğrenci ve ailelerin üniversitemizi tercih etmesi, göğsümüzü kabartıyor.

Başarımızda en büyük katkıyı sağlayan mütevelli heyet başkanımız ve SANKO Holding yönetimine, büyük özveri ile çalışan tüm ekibime teşekkür ediyor, bizleri tercih ederek, üniversitemize yeni katılacak öğrencilerimize hoş geldiniz diyorum.”

 SANKO ÜNİVERSİTESİ

SANKO Üniversitesi’nde Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik, Beslenme ve Diyetetik ile Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümlerinde lisans düzeyinde, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’nde Biyoistatistik ve Anatomi alanında doktora, Moleküler Tıp, Hemşirelik, Biyolojik ve Biyomedikal Bilimler, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Tıbbi Mikrobiyoloji, Tıbbi Biyokimya ile Beslenme ve Diyetetik alanlarında tezli yüksek lisans, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda ise Ameliyathane Hizmetleri, Anestezi, İlk ve Acil Yardım ile Tıbbi Görüntüleme Teknikleri Bölümlerinde eğitim veriliyor.

Ayrıca Tıp Fakültesi, 10 ana bilim dalında Tıpta Uzmanlık Eğitimi verme konusunda yetkilendirildi.

0*0

NİL KAHVESİ

Nil Kahvesi,1955 de Parmaksız Maamed ( Mehmet Kahveci ) tarafından Direkci Pazarında kurulmuş.

1960 da bir yanı Atatürk Bulvarı öbür yanı Eblehan’a çıkan yolun ağzına taşınmış.Alt katı evvel düğün salonu olarak sonra da tiyatro olarak Nejat Uygur tarafından çalıştırılmış.

Kahveye 1974 te Ammi Kemal ortak olmuş.

Nil Kahvesi eskiden beri meşhur ve seçkin bir kahve idi.

Çalışan Ammoğlu Mustafa,Kazım Ammi Parmaksız Maamed ve Ammi Kemal’e rahmet olsun.

1994 te eski bina yıkıldı. Belediyenin karşı köşesinde Hamamcı Şükrü tarafından işletilmeye devraldı.

Daha sonra Belediyenin arkasında bir yere taşındı. Şimdilerde Şükrü Abi de devretmiş.

Ve müdavimleri hiç kahveyi bırakmadı ..

0*0

NİL KAHVESİ VE BİLİNMEYENLERİ

Şehirlerin bir ruhu ve onu hafızalarda canlı tutan mihenk taşları vardır. Bunlar bazen bir meydan, bir kastel, bir çeşme, bir ibadethane, bir konak, bir anıt, bir kahvehanedir.

Gaziantep’te de bir dönem sosyal, kültürel ve siyasal hayatın nabzının attığı dönemde, o mekânı yakından tanıyanların hafızalarINa kazınan, pek çok anıya ev sahipliği yapmış yerlerden biri de Nil kahvesidir

Nil Kahvesi,1955 de Parmaksız Maamet (Mehmet Kahveci) tarafından o dönemde Direkçi Pazarında kurulmuştu. Kurulduğu senelerde Direkçi pazarının olduğu yer, Atatürk bulvarından çok daha hareketli ve ticaretin kalbinin attığı çok önemli alanlardan biriydi.

Önceleri Gazi Bulvarı olarak açılan, daha sonra Atatürk bulvarı olarak adı değiştirilen Atatürk bulvarının yolu; Maarif ’ten Başkakola kadar genişletilip, kara taşlar döşenerek trafiğe açılması, yol kenarlarına ve orta refüje dut ve salkım   ağaçları dikilerek gezilebilir hale getirilmesi, bu caddeyi Antepliler için cazibe merkezi haline getirmişti.

Atatürk bulvarı; Eblahan Çarşı, Yeşilsu, Halk bahçesi, Maarif kavşağı, Akyol ve Bey mahallesine olan yakınlığı, Deermi Suvaktan Antep lisesi istikametine giderken bulvarın sağına cumhuriyet döneminin ilk denebilecek binalarının inşasına başlanması, daha 1945’lerde şehrin en gözde yeri olarak herkesin dikkatini çekmeye başlamıştı.

Nil kahvesinin Direkçi Pazarından Atatürk Bulvarına, yanı Eblahan’a çıkan yolun hemen başına taşınması 1960’lara rastlar.

Nil kahvesinin taşındığı bina Tahsin Tamere aittir. Bina dört katlı olup, cadde katına Nil kahvesi, altına Nejat Uygur Tiyatrosu açılmıştı. Kahvenin  hemen bitişindeki binada da Gaziantep’in kültür duayeni Cemil Cahit Güzelbey oturmaktaydı.

Binada zaman içinde; bar, pavyon, düğün salonu gibi farklı faaliyetler gösterilse de Nil kahvesinin yeri hiç değişmedi.  Kahvehanenin hemen karşısında; Milli Eğitim Yayınevi, yanında çerezci Sabit Erdem, Belkıs düğün salonu, karşısında Kristal kıraathanesi yer alırdı.

Nil Kahvesinin yer aldığı bina 1945-50 yılları arasında İPEKÇİ TAHSİN TAMER tarafından yaptırılmıştı. 1960-61 yıllarında Antep’te bu kadar geniş, ferah mekân yoktu. Uzun yıllar restoran ve pavyon olarak işletilmişti. 1960 yılında Tahsin Bey göçünce bina satıldı. Binayı satın alan Kilisli petrolcü Mehmet İnal (Bozo Maamet) içkili mekân olmasını istemedikleri için kapatmışlardı.

1960’larda “Atatürk Bulvarındaki binanın boşaltıldığını duyan Parmaksız Maamet Nil Kahvesini buraya taşımaya karar verdi ,kiraladı ve NİL Kıraathanesini buraya taşıdı.

Parmaksız Maamet; temiz ve titiz biriydi.Prensip sahibi biriydi. O yıllarda aynı zamanda Kahveciler dernek başkanlığını da yapmaktaydı.

1974 te Parmaksız Maamed’in sahip olduğu Nil Kahvesine Ammi Kemal ortak oldu.

Ammoğlu Mustafa, Kazım Ammi, Parmaksız Maamed ve Ammi Kemal Nil kahvesinin unutulmayan simalarıydı.

Nil kahvesinin Deermi suvak karşısındaki yeri “yol genişletme ve yol açma “gerekçe gösterilerek 1994’te yıkıldı. Yerine daha yüksek ve büyükçe bir bina dikildi. Nil Kahvesi de Belediyenin karşı köşesine taşındı ve Hamamcı Şükrü tarafından işletilmeye devam edildi. Müdavimleri de kahvehane nereye giderse gitsin onu takip ettiler onu hiç yalnız bırakmadılar.

Parmaksız Maamet Ammiyle, Ammi Kemal kahvehanede dönüşümlü kalırlardı. Oğulları Ahmet ve Mehmet orada çalışırlardı. Çay ocağında da Ocakcı Kazım bulunurdu. Kazım Ammi emekli olunca yerine Garson Ali geldi. Kazım Ammi kristal kahvehanesinde garsonluk yaparken, 1965 yılında   Nil Kahvesine geçti. Oradan da emekli oldu.

Kazım Amminin mükemmel bir hafızası vardı.6-7 ay önce ödenmemiş bir çayın parasını unutmaz, borçlu olan adama hatırlatabilirdi. Adam itiraz edecek olursa masada kimlerin olduğunu, kimlerin oyun oynadığını tek tek söyler ve o parayı mutlaka tahsil ederdi.

Mehmet Kahveci 1961 den, yani 01.03.1986 ya, yani hayat gözlerini yumuncaya kadar Ammi Kemal ile işletmeye devam etmişti. Daha sonra oğulları Mehmet ve Ahmet devralmışlardı.

Nil Kıraathanesi   açıldığı yıllarda oldukça lüks ve nezih bir mekandı. Sıradan bir yer değildi. Burası eskiden beri meşhur ve seçkinler, entelektüel kahvehanesi olarak tanınırdı.

Briç Kulübü Gaziantep’te 1994 yılında kurulmasına rağmen, Akademik bir oyun olan briç 1960’lardan beri Nil kahvesinde oynanırdı.

Kahvehanenin kendisine göre prensipleri vardı. Doğruluk ve dürüstlük esastı. Burası bildik kahvehaneden çok; bir kültür, Osmanlı mahalle kültürü içinde yer alan bir kıraathane görünümündeydi.

Kahvenin bir köşesinde küçük bir kütüphane yer alır, günlük gazeteler gelir, müdavimleri tarafından düzenli takip edilir, okunur, tartışmalar yaşanırdı.

Ammi Kemal sabah erkenden kahveye gelir, “höttük gibi masaya kalledar olarak oturur; gireni çıkanı yakından takip ederdi.”

Her sabah erken saatlerde, özellikle kış günlerinde, sobanın başında emekli amcalar sıralanır, günün siyasal konularını konuşur, sohbet ederlerdi. Kahvehanenin bulvara bakan köşe penceresi en ilgi çeken alanlardan biriydi. Buranın demirbaşı Kıro Memik dayıydı. Memik dayı saatlerce orada oturur geleni geçeni izler, oradan ayrılmazdı. Hatta gece kahvehanede yattığı da söylenirdi.Kimse de müdahale etmezdi.

Nil kahvesi bir kahvehane olmaktan çok bir mektep gibiydi. Özellikle yaz tatillerinde yüksek tahsilli abiler burada liseli gençlere ders verir, üniversiteye hazırlarlardı. Antep lisesi öğrencileri kendilerini Nil kahvesinin bir parçası görür, bayramlarda resmi geçitte katılan Antep lisesi öğrencileri, Nil kahvesi önüne geldiklerinde kahvehanede geçişlerini izleyen büyüklerine döner, topluca şapkalarını çıkarır, selam vererek geçerlerdi.

Nil kahvesi “Gençliğimizde devamlı gittiğimiz yerdi. Gerçekten kaliteliydi. Herkesin birbirine karşı sevgi ve saygısı vardı. Alt kattaki tiyatroya ön sırada seyredebilmek için bir hafta öncesinden bileti alırdık. Öyle ki oynanan oyunları gözümüzü kırpmadan seyrederdik. Bazen bodrum katta karate yaparlardı onu seyretmeye giderdik! “

Parmaksız Maamed’in oğlu Mehmet kahveci şöyle anlatıyor; ” Daimileri anlatmaya gerek yok ama, kısaca bürokrat, öğretmen, sanayici, esnaf, doktorlar, savcı, hâkim, yurtiçi, yurtdışı, gelip o havayı teneffüs etmeden yapamazlardı. Çalışanlar zaten başlı başına ekollerdi. Mumla arasan bulamayacağınız garsonlar; Kazım, Ali ( it ali) Maalluşa (Mustafa), ocakçı muharrem,Fuat,Asım, Maamet, Küçük Ali ve daha niceleri. Yazları çalışan öğrenciler Babamdan sonra 1972’den sonra Kemal Karagözoğlu (Ammi Kemal) ayrı bir hava kattı tabii düzeni değiştirmeden. Daha önce söylediğim gibi oyun oynamak bahane;” gönül ne kahve ister ne kahvehane gönül sohbet ister kahve “.  Haaa  birde rahmeti Babamın en sevdiğim kuralı cumartesi Pazar, birde Ramazan’da muhakkak iki, uç masa birleştirerek toplu halde personel ve  müşterinin yemek yenmesi benim için en büyük özlemlerden birisiydi”

Nil kahvesine gitmiş, orada oyun oynayıp arkadaşlık edenlerin pek çoğu bugün orta yaşın üzerinde. Pek çoğu da yüksek tahsil yaparak, ülkenin pek çok kurumunda söz sahibi olabilecek noktaya geldiler.

Aradan onca yıl geçmiş olmasına rağmen, Deermi Suvaktan Eblahan’a doğru her yürüyüşümde aklıma Nil kahvehanesi gelir ve o günlere giderim. O anda burnumun direği sızlar; “Vay be …ne güIbrahim Alisinanoğlundimi almam.

Yazan:Ibrahim Alisinanoğlu-Gaziantep Miş Miş

Fotoğraf: Nil Kahvesi çalışanları

NOT:BU YAZI KAYNAK GÖSTERİLMEDEN PAYLAŞILAMAZ.

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı