Hoşgeldiniz  

30 YILDIR GELMESİNİ BEKLEDİĞİMİZ KARLA GELEN BEREKET Mİ; YOKSA 5 SAAT HAYATIN FELÇ OLMASI MI? (Halil Eyyupoğlu-Köşe Yazısı)

admin | 20 Ocak 2022 | HALİL EYYUPOĞLU Köşe Yazısı, Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler


admin
oeyyupoglu1@gmail.com

Öncelikle 58 yaşında dinamik bir gencim.

Hayatım boyunca en etkili 2 kar gördüm. Birincisi henüz 6-7 yaşlarında 1968 karı. Diğeri 1993 yılı..

1968 yılında eski Antep evinin “hayat”ının dış kapısının boyuna gelmiş kardan kapıyı açamadık. O yaşlarda benim boyumdan büyük bir kar.

O zaman kötü dolmuştan bozma  ve içinde hiçbir tıbbı malzeme olmayan sadece sedye olan ambulanslar vardı. O dönem ne iş makinaları, ne de kepçeler vardı. Çöpler bir eşekler ile sokaklardan toplanırdı.

El birliği ile herkes evinin önünü temizlerdi. Tüm mahallenin hem kaldırımı, hem yolu ise açılmış olurdu. Damdan aşağı sarkan mızrak misali buzlar bile tehlike saçardı.

Şimdi ise kimsenin evinin önünü temizlemeyi bırakın belediyenin gelip temizlemesini bekliyor.

Eskiden herkes bir kış yiyebileceği zahiresini sonbaharda alır ve zorunlu olmadıkça kimse kışın zahire türü almazdı. Kardan dolayı yollar yaşam alanları kapansa bile 3-4 ay geçinebilecek bir zahiremiz olurdu. Televizyonlar olmasa bile akşamları “tandır”ın başı bir okul-sınıf halini alır, büyükler tarih, masal anlatır gençler birbirine bilmece sorarak zeka testi yaparlardı.

Kimse kimseyi ne suçluyor nede birbirlerine siyasal bir hesap öfke duyuyordu.

O yıllarda varsa insanların borcu gıda maddelerine olurdu. Şimdi ise 2 yılda bir yeniledikleri  kredi kartıyla taksitli cep telefonlarına borçlu olan yığınları görüyoruz.

İkinci kar ise Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü yıl. Yani 1993 yılı.3-4 gün dükkanları açmadık. Maariften Düztepe yokuşundan arabaların yolda kalmasının ıstırabını insanlar çok çekti. Çünkü en uzun mesafe 5 km yi geçmiyordu. Ne Karataş, ne Beykent, ne Gazikent ne de İbrahimli vardı. İnsanlar araç dahi zorunlu olmadıkça kullanmıyorlardı. İyi hatırlarım; Düztepe yokuşunu hiçbir araç çıkamaz iken ben 1976 model Reno Statiton ile anarya kaptırarak rallici misali kendimi Düztepe karakolunun önünde buldum. Kürttepe’den, Mardintepe’den, Tepebaşından ,Kurbanbaba’dan Türkmenler Caddesinden aşağı ,Kolejtepe’den Yeşil camiye bir naylon “teç” ile kayan insanlar ne kadar mutluydu ki.. O anları yaşayan bilir.

Her kar yağdığında sevinçten mutlu olurduk.

Kimse karın zulmünden çilesinden söz etmezdi, bereketinden söz ederdi. Karı bereketi nedeniyle kazmayla su kuyusu eşen kuyucular 10 metreden Değirmiçem,Sarıgüllük de su bulurlardı.

Şimdi ise 200-500 mt den sondajla su zor bulunuyor. Dutluk da, Kahvelipınar’da, Dumlupınar’da her  10 metrede buz gibi pınardan su akardı. Düztepe’den Yeşilvadi yani Dutluk istikametinde Şahinbey Belediyesinin açtığı yolların kenarlarında yüksek yerlere baktığınızda bu pınarların geçtiği delikleri yani kanalları görebilirsiniz.

Bu kente doğru dürüs 30 yıldır kar yağmıyor. Her yıl kuraklıktan Allaha rahmet diye dua ediyoruz. Suyun, yağışın giderek azalmasından pandemi,emdemi hastalıklar başımızdan eksik olmadı.

İnsanlar pandemide 6 ay evde kaldı. Kimsenin hayat korkusundan çıtı çıkmadı.

Ama bir rahmet, bir bereket gelince 2-3 saat yolda kalmak bir işkence oluyor.

****

GAZİANTEP VALİSİ DAVUT GÜL’Ü KUTLUYORUM

30 sene sonra bir kar yağışı bizi sevindirirken, yoğun kar yağışının iş dönüşlerine rastlaması yaşamı felç etti.

Belediyeler açısından baktığımızda geçtiğimiz yıllardaki kar yağışları iki saat içinde eridiği için belediyeler pek organize hemen olamadılar.

Organize Sanayi güzergahından gelen servis araçlarının yoğunluğu zaten normal günde de bir işkence. Kar yağınca kayan yolu tıkayan araçlar olunca elbette ulaşımı zorlaştırdı.

Gaziantep Valimiz Davut Gül’ün oluşturduğu kriz masası etkin bir gayret gösterdi. Özellikle Gaziantep Valisi Davut Gül’ü kutluyorum.

Bir gün önceden okulları tatil etmesi olası vatandaşın şikayet ettiğinden belki 30 kat daha felç olmasını sağlayacaktı. En azından riski çok aza indirdi. Yolda evine gidemeyenler otellerin kapısını açtı. Yolda kalanlara iaşelerin ulaşmasında hem polis hem jandarmayı devreye soktu.

Her gelen ihbarı değerlendirerek sorunun giderilmesini sağladı.

***

GAZİANTEP MODELİ KRİZDE DE SEFER OLMALI

Belediyeler anında organize olamadılar; çünkü kimse bu kadar kar yağışını beklemiyordu.

Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Muhtarların önemine dikkat çekti. Oysa her krizde ilk başvurulan krizin çözülmesinde yardım alınan muhtarlardır.

Gerçi önerilerimiz dinlenir mi dinlenmez mi bilmem ama böyle bir kar krizinde her ana artere iki kepçe iki kamyon koysa Büyükşehir bu işi yoğun kar ve trafik akışında çözebilirdi. Ara sokaklardan oluşan mahalelere de İlçe belediyelerle seferber olunsa her mahalleye bir kepçe muhtara tahsis edilse (çünkü mahallenin içini dışını bilen muhtardır) yarım günde Gaziantep’in içi dışı tertemiz olurdu. Nerden bulacağız o kadar kepçeyi derseniz Belediyeler araç yönünden yetersiz ise her müteahhidin elinin altında onlarca kepçe var. Sosyal medyada öğrendim, Terlemez Harfiyet derhal bu işe iş makinalarıyla gönüllü katılmış, başta Memik Terlemez’i de kutluyorum bu davranışı için.

Böyle bir kriz deprem içinde geçerli; seferberlik anlık ve hızlı olmalı.

Gerçi Dr. Samet Bayrak Başkanlığında Gaziantep Kent Konseyi’nin hazırladığı Afet ve Deprem eylem raporunun da okunup mutlaka değerlendirilmesi gerekir

****

AMAÇ ÜZÜM YEMEK DEĞİL BEKÇİ DÖVMEK

Daha ilk saatlerde kar yağışının getirdiği felç ortaya çıkmamışken Hakan Tanrıöver’in erken attığı eleştirel bir tweet mesajından dolayı siyasi bir kılıfa sokularak Hakan Tanrıöver’e yapılan linç girişimi de kınıyorum.

Gazikültür A.Ş nin başına geçtiği andan itibaren bu kente çok değerleri çalışmaları ve eserleri katan Hakan Tanrıöver’in görevden alınması bu kent kültürüne vurulacak çok büyük bir darbedir.

Bir günah keçisi aranacaksa bu asla Hakan Tanrıöver olmamalı..

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı