Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Çarşamba 13.08.2025 e gazete
HABER METNİ;
HODRİ MEYDAN
YILMAZ: CHP İL BAŞKANININ BENİM SEÇİMİMDE NE BİRKURUŞ KATKISI NE DE BİR EMEĞİ VAR
MAHKEME ÖNÜNDE HESAPLAŞACAĞIZ
Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, CHP Gaziantep Milletvekilleri Hasan Öztürkmen ve Melih Meriç ile CHP Gaziantep İl Başkanı Reis Reisoğlu’nun ortaya attığı iddialara kamuoyu önünde yanıt verdi. İddiaların iftira ve karalamadan ibaret olduğunu söyleyen Yılmaz, “Gaziantep halkından özür diliyorum. Bu konulara girmekten kaçıyorum ama susmuyorlar. Benim de aile şerefim var. Bu iddiaları ispatlamak artık bu saatten sonra aile onurunuz ve aile şerefinizin bir namus borcudur” dedi.
Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, düzenlediği basın toplantısıyla hakkında ortaya atılan iddialara belgelerle cevap verdi. Şehitkamil Sanat Merkezi’nde düzenlenen toplantıda Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Açıkgöz de katıldı.
MİLLETVEKİLİ ÖZTÜRKMEN’İN SÖYLEDİKLERİNİN HİÇBİRİ DOĞRU DEĞİL
Başkan Yılmaz, açıklamasına siyasetin geldiği noktayı eleştirerek başladı. Yılmaz, CHP Gaziantep Milletvekilleri Hasan Öztürkmen ve Melih Meriç ile CHP Gaziantep İl Başkanı Reis Reisoğlu’nun gündeme getirdiği iddialara tarih vererek, belgeleriyle açıklayan Yılmaz, “Dün yine bir karalama kampanyası ve iftiralara şahitlik ettik. Biz isteriz ki siyaset yapıcı bir şekilde yapılsın. Bir milletvekilinden de iftira hakareti değil de yapıcı siyaset bekliyoruz. Söylediği şeylerin hiçbiri doğru değil” dedi.
VARAN 1: İHALE İSTİFA ETMEDEN ÖNCE GERÇEKLEŞTİ
Yılmaz, Milletvekili Öztürkmen’in iddia ettiği asfalt ihalesine ilişkin en doğru bilgileri de aktardı. İhalenin iddia ettiği gibi CHP’den istifa etmeden önce düzenlendiğini ve karara bağlandığını anlatan Yılmaz, “Koca milletvekili yalancı falan demeyeceğim. Ancak milletvekili doğru söylemiyor. Nisan’da basın açıklaması yaptım, istifa ettim ondan sonra asfalt ihalesi olduğunu söylüyor. Bu, doğru söylemediğinin kanıtı. 27 Ocak’ta bu ihale yapılıyor, 27 Ocak’ta iptal ediyoruz, sonra tekrardan Mart’ta yapıyoruz. Yani o dönemde biz Cumhuriyet Halk Partisi’ndeyiz. Ayrıca bizim yapmış olduğumuz ihale YouTube’da canlı yayınlanır. Ve hala bugün internet sitemize girin yapmış olduğumuz ihalenin video görüntüsüne herkes Youtube kanalımız üzerinden anında ulaşabilir” ifadelerini kullandı.
VARAN 2: İHALEYE 2 DEĞİL, 25 FİRMA KATILDI
Öztürkmen’in ihaleye iki firma katıldığını yönündeki açıklamasının da doğru olmadığını belirten Yılmaz, “İddiasına göre, ihaleye iki tane firma katılmış. Ancak 25 tane firma katıldı. O da yalan demiyorum ama doğru değil. Madem hak yenildiğini iddia ediyorsun, hak yenildiğini iddia ediyorsan 2 tane firma daha alt teklifler verdi. Niye bunları savunmuyorsun da CLK firmasına gidiyorsun? Ben merak ediyorum. Siz CLK firmasıyla Ankara’da görüştünüz mü? Herhangi bir talepte bulundunuz mu? Niye özellikle CLK firması üzerinden gidiyorsunuz? Dün basın açıklamasını izledim. 11 tane CLK’nın itirazı var. Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT), bu itirazların tamamı “haksız diyor” ve oy birliğiyle tüm itirazları reddediyor” dedi.
40 yılı aşkın süredir avukatlık yaptığını söyleyerek, belge ve bilgisiz konuşmadığını söyleyen Öztürkmen’in kendisiyle çelişen iddialar ortaya attığını dile getiren Yılmaz, “Milletvekiline göre, bir iş adamından gece yarısı bir otoparkta çanta dolusu para almışız. Biz döviz bürosundan para almışız. 40 yıldır avukat olduğunu iddia eden bir milletvekili var. Belgesiz konuşmam diyor ama ancak iddialarına ilişkin “duyumlarımız böyle, söylentilerimiz böyle” diye laflar söylüyor. Ne söylediğini kendisi de bilmiyor. 40 yıldır avukatım diyorsun, belgesiz konuşmam diyorsun, söylentiler böyle diyorsun. Tüm bunları geçtim, 70 yaşını devirmiş erkek bir siyasetçiye açıkça şunu soruyorum. Bakın gece saat 2’de belediye başkanı bir otoparkta buluşmuş, bilmem ne kadar döviz almış. Bunu görmüşsünüz. Hangi otopark ismini söyleyeceksiniz? Hangi iş adamı? İsmini söyleyeceksiniz. Artık bu saatten sonra aile onurunuzdur. Bunun iddiasını söyleyen 70 yaşında torun torba sahibi olan milletvekiline şunu soruyorum. Cevaplamak sizin şahsiyetinizin ve ailenizin bir şeref borcudur. Bunu ispat etmek bir namus borcudur. Elinizde bir çamur sürekli iftira atıyorsunuz ama yapışmıyor da. Hangi tarihte kiminle nerede buluştuysam söyle HTS kaydını ben talep edeceğim. sen bunu gene yapamayacaksın. Çünkü yalancı olmaktan ispat edemeyeceksin. Ben zaten Cumhuriyet Savcılığı’na bu milletvekilini vereceğim. Sana da orada bunu HTS kayıtlarıyla ispat etme şansı tanıyacağım. İş adamı oraya getireceksin. Hangi geceyse HTS kayıtlarım gelecek. Hangi arabayla gitmişsem her şeyin görüntüsünü isteyeceğiz.” dedi.
EDEBİMLE SUSUYORUM AMA BUNLAR SUSMUYOR
Gaziantep’te Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönül veren partililere de seslenen Yılmaz, “Sizler gönül verdiniz. Sizler oy veriyorsunuz, destek veriyorsunuz ama bu partiyi aile şirketi gibi yöneten aileler var. Ben bu iğrençliğin içine girmek istemiyorum. Benim arkadaşlarım sürekli bana kızdı da basın açıklamasını yaptım. Ben bir vatandaş olarak bir belediye başkanının çıkıp sürekli birileriyle kavga ediyor görüntüsünden kaçtım. Siz de biliyorsunuz. Birçok şeye cevap vermiyorum. Ben edebimle susuyorum ama bunlar susmuyor. Bu memleket Hasan Öztürkmen’i iyi tanır. Benden uzak durun. Ama bir aile şerefi olduğumu da unutmayın. Siyaseten bir şey söyleyin. Ama söylediğiniz her şey hakaret, her şey iftira” ifadelerini kullandı.
ASIL DERTLERİ MEMLEKET DEĞİL
Hasan Öztürkmen’in asıl davasının memleket meselesi olmadığını söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti: “Hasan Öztürkmen senin davan bu değil. Senin davan Akcanlar petrolün arkasında bir imar değişikliği için senin oğlun beni defalarca aradı mı aramadı mı? Cevap verdim mi vermedim mi? Bunun üzerine kalkıp Yusuf Açıkgöz’ün kapısını çalmadınız mı? Yusuf Açıkgöz de imar değişikliği talebinize ret cevabı vermedi mi? Bunun üzerine amcam Gazi Yılmaz ile görüşmediniz mi? Telefonda şunu söyledin mi? “Benim oğlanın bir imar işi vardı. Onu bile çözmedi. Senin yeğenin” dedin mi demedin mi? Senin derdini biliyorum ben. Sizin derdiniz, türlü iftiralarla kendi partili belediye başkanınızı olmayan hayali şeylerle cezaevine gönderterek, belediye meclis üyesi yeğeninizi belediye başkanı yapmaktı.”
MAHKEME ÖNÜNDE HESAPLAŞACAĞIZ
Şehitkamil halkına da seslenen Yılmaz, vatandaşların istediği ihaleye ilişkin görüntü ve belgeleri paylaşmaya hazır olduklarını ifade ederek, “Papağan ölmüş, savcılığa vermişler. Kağıt almışım, savcılığa vermişler. Hangi ihaleyi merak ediyorsanız gelin evraklarını vereyim size. Ama iftira atmayın. Ben buna müsaade etmem. Partili, seçmen bize kırgın ve öfkeli ama artık gerçeği de bilsinler. Burada altı tane ihanet şebekesi var. Başında iki milletvekili ve il başkanı var. Bu insanlar bizi sürekli savcılara şikayet ediyor. Altı tane meclis üyesi sürekli CİMER’e şikayet ediyor. Cumhuriyet Halk Partili meclis üyeleri, Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanı düşürmeye çalıştılar. Sevgili Gaziantep halkı tüm bunları görün. Bunlarla mücadele edecek bir pozisyonum yok ancak mahkeme önünde hesaplaşacağız” dedi.
Gaziantep Ticaret Borsası (GTB), Şehitkamil Ziraat Odası ve Ziraat Bankası iş birliğinde, Antep Fıstığı Lisanslı Depoya ürün teslim eden üreticilere sunulan faizsiz kredi desteğinin tanıtıldığı bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi.
GTB’nin GATEM’deki hububat satış salonlarında düzenlenen toplantıya; GTB Başkanı Mehmet Akıncı, Ziraat Bankası Gaziantep Bölge Başkan Yardımcısı Yusuf Güler, Şehitkamil Ziraat Odası Başkanı Cuma Yiğit, Ziraat Bankası şube müdürleri ve çok sayıda çiftçi katıldı.
Toplantının açılışında konuşan GTB Başkanı Mehmet Akıncı, Antep fıstığının Gaziantep ve bölge ekonomisi açısından stratejik bir ürün olduğunu vurgulayarak, bu ürünün binlerce aileye doğrudan veya dolaylı gelir sağladığını söyledi. Akıncı, “Antep fıstığı sadece bir tarımsal ürün değil, aynı zamanda kültürel mirasımızın da önemli bir parçası. Bu değeri korumak ve sürdürülebilir şekilde gelecek nesillere aktarmak için modern depolama ve ticaret sistemleri büyük önem taşıyor” dedi.
Antep fıstığının anavatanı olan Gaziantep’te kurulan Antep Fıstığı Lisanslı Deposu’nun, üreticilere güvenli depolama, ürünün değerini koruma ve ticarette şeffaflık gibi önemli avantajlar sunduğunu ifade eden Akıncı, sistemin özellikle arz yoğunluğunun yaşandığı dönemlerde çiftçilere finansal rahatlama sağladığını dile getirdi. Akıncı, “Çiftçilerimiz, fıstıklarını lisanslı depoya teslim ettiklerinde karşılığında aldıkları Elektronik Ürün Senedi (ELÜS) ile Ziraat Bankası’ndan 9 ay süreyle faizsiz kredi kullanabiliyor. Böylece ürünlerini piyasa koşullarına göre en uygun zamanda değerlendirme imkânına kavuşuyorlar” diye konuştu.
Şehitkamil Ziraat Odası Başkanı Cuma Yiğit ise lisanslı depoculuk ve kredi desteğinin çiftçiler açısından büyük bir fırsat olduğuna dikkat çekerek, “Hasat döneminde üreticilerimiz çoğu zaman nakit akışında zorluk yaşıyor. Ürününü hemen satmak zorunda kalmadan, güvenli şekilde depolayıp, karşılığında faizsiz kredi kullanabilmesi çiftçimiz açısından çok değerli bir imkân” dedi.
Ziraat Bankası Gaziantep Bölge Başkan Yardımcısı Yusuf Güler de, lisanslı depoya ürün teslim eden çiftçilere yönelik sağlanan finansman avantajlarını anlattı. Güler, “Üreticilerimiz, fıstıklarını lisanslı depolara teslim ettiklerinde, karşılığında aldıkları Elektronik Ürün Senedi (ELÜS) teminatıyla ürün bedellerinin yüzde 75’ine kadar kredi kullanabiliyor. Bu kredi, 9 ay süreyle tamamen faizsiz olarak sunuluyor. Böylece ürünler standartlara göre sınıflandırılıp gerçek değerinde pazarlanırken, çiftçilerimiz de nakit ihtiyaçlarını karşılayarak piyasa koşullarını bekleyebiliyor” ifadelerini kullandı.
*
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada;
“MERKEZ BANKASI REZERVLERİMİZ 169 MİLYAR DOLARA ÇIKTI”
“Terörsüz Türkiye hedefimize ulaşarak şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakârlıklarının boşa gitmediğini göstereceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Terörsüz Türkiye hedefimize mutlaka ulaşarak kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakârlıklarının boşa gitmediğini göstereceğiz. Geçen hafta bu hedefe giden yolda anlamlı bir adım daha atıldı, muhalefet partilerinin de katılımıyla kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu millî iradenin tecelligahı olan Meclisimizin süreci sahiplenmesi ve desteklemesi bakımından son derece kıymetliydi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şu cümlelere yer verdi; “Komisyon çalışmalarında ehem-mühim tercihinin çok iyi yapılması, süreci enfekte edecek söylemlerden uzak durulması şüphesiz çok mühimdir. Milletin yeşeren umutları ümit ederiz gündelik siyasetin mevzi kazanma hesaplarına kurban edilmez. Terörden ilanihaye kurtulmamız için Türkiye’nin önünde bir fırsat penceresi aralanmıştır, bunu ziyan etmenin vebali ağır olacaktır. Komisyonun milletimizin beklentilerine uygun şekilde Terörsüz Türkiye çabalarının başarısı için üzerine düşeni layıkıyla yapacağına inanıyorum. Gerek Cumhur İttifakı, gerekse hükûmet olarak bizler de komisyonun çalışmalarına her türlü desteği veriyoruz.
Cuma günü Millî Savunma ve İçişleri Bakanımız ile Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanımız komisyona kapsamlı sunumlu yaptılar, üyeleri bilgilendirdiler, soruları açık yüreklilikle cevapladılar. Hep beraber akan kanı durduralım, acıyı, gözyaşını dindirelim, milletimize karşı mesuliyetimizi hakkıyla yerine getirelim istiyoruz.
Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Reel sektöre kulak verdik. KOBİ tanımını değiştirdik. Artık daha fazla işletme KOBİ desteklerinden yararlanabilecek. Merkez Bankası rezervlerimiz de Mayıs’tan bu yana hızla artıyor. Ana muhalefetin Türkiye ekonomisini baltalamaya yönelik tüm çabalarına rağmen, brüt rezervlerimiz 169 milyar dolara çıktı. Yine muhalefetin kışkırtmalarına rağmen, kamu işçilerimizde yürütülen görüşmeler de uzlaşıyla sonuçlandı. Önemli iyileştirmeler içeren protokolün kamu işçilerimiz ve çalışma hayatımız için tekrar hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Burada özetin özeti olarak anlattığım başlıklara bakmak bile ülkemizin asıl gündeminin ne kadar dikkat gerektirdiğini anlamak için yeterlidir. Üç kıtanın merkezinde yer alan Türkiye, farklı cephelerde gelecek asrını şekillendirecek çok çetin bir mücadele yürütmektedir. Biz buna Türkiye Yüzyılı’nın inşası mücadelesi diyoruz.
Bir kere daha şunu açık ve net söylemek isterim: Türkiye’nin yükselişine Allah’ın izniyle kimse engel olamayacaktır. Ülkemizin çeşitli ayak oyunlarıyla denklem dışına itilmesine asla müsaade etmeyeceğiz.
Tabii burada şu acı gerçeği de üzülerek ifade etmek mecburiyetindeyim: Bu zorlu yolculukta karşımıza sadece dışarıdaki düşmanlarımız dikilmiyor. Onlarla birlikte içerideki uzantıları ve taşeronlarıyla da mücadele ediyoruz. 2002 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesiyle rant muslukları kesilen, imtiyazlarını kaybeden, uzun yıllar sonra halkla eşitlenen çevreler tam bir gözü dönmüşlükle, kaybettiklerinin rövanşını alma hırsıyla hükûmetimiz üzerinden devlete ve milletimizin kurumlarına saldırmaktadır. Bakınız, daha önce de farklı vesilelerle söyledim; şahsımız dâhil hiç kimse layüsel değildir. Eleştirilemez değildir. Yapıcı eleştirilere hiçbir zaman kulaklarımızı tıkamadık, tam tersine bunları dikkatle değerlendirdik, hatta ülkeye ve millete hayrı dokunan eleştirilerin gereğini hiçbir komplekse kapılmadan yaptık. Ama eleştiri bahanesiyle ülkemiz içinde beşinci kol faaliyeti yürütülmesine de rıza göstermedik. Bizim değişmez ilkemiz şudur: Milletimize karşı su gibi berrak, toprak gibi mütevazıyız. Ancak devletin itibarını, milletin kazanımlarını hedef alan hadsizlere hâd bildirmeyi de 40 yetime kaftan giydirmekten evla görürüz. Siyasi hayatımız bütünüyle daima bu hassasiyetle hareket ederek geçti, bundan sonra da çizgimizi, duruşumuzu inşallah bozmayacağız.
Son haftalarda yaşanan tartışmalar Türkiye’nin hâlen en büyük sorununun siyasi rekabeti yıkım siyasetine çeviren, hükûmeti yıpratmak için devletin kurumlarını itibarsız hâle getirmeyi meşru gören çarpık muhalefet anlayışı olduğunu bir kez daha teyit etmiştir. Biliyorsunuz önce LGS sonuçları üzerinden imam hatip okullarına yönelik bir linç kampanyası yürüttüler. Bursa’daki bir okulumuzun duvarına astığı tebrik mesajını çarpıtarak sınav üzerinde şüphe oluşturmaya çalıştılar. Yüz binlerce gencimizin umutlarıyla, hayalleriyle, tertemiz duygularıyla oynadılar. İddialarının hepsinin yalan olduğu ortaya çıkınca erdemli davranıp özür dilemek yerine, hiçbir şey olmamış gibi sessizce köşelerine çekildiler. Daha sonra Manavgat’taki rüşvet skandalını aklamak için emniyet ve yargı mensuplarımıza kumpas iftirası attılar. Madem kumpas var, elinizdeki 32 saatlik video kaydıyla beraber gidin mahkemeye başvurun, bunu söyledik. Burada da hemen geri vitese taktılar. Dikkatinizi çekiyorum, bu yıpratma savaşında hedef yalnızca hükûmetimiz değildi, aynı zamanda çocuklarımızdı, aynı zamanda gençlerimizdi, aynı zamanda devletimizdi, milletimizin hayatını kolaylaştıran hizmetlerimizdi. Şimdi aynı koroyu yargıya intikal etmiş bir soruşturma dosyasının başına üşüşmüş hâlde yine sahnede görüyoruz. Basın etiğiymiş, gazetecilik ilkeleriymiş, siyasi mesuliyet duygusuymuş, insanların onuruymuş, devlet kurumlarının itibarı Türkiye’nin kazanımlarıymış. Bunların hiçbiri umurlarında dahi değil. Ellerine almışlar bir iftira fırçası, önlerine gelene kara çalıyorlar. Oysa ortada çok açık bir gerçek var, o da soruşturma konusu suçu bundan bir sene önce tespit eden de, şikâyet eden de, yargıya intikal ettirip şüphelilerin yakalanmasını sağlayan da devletimizin ilgili kurumlarıdır. Soruşturma kapsamında 220 şüpheliye yönelik adli işlem başlatılmış ve 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır. İki dalga olarak yürütülen operasyonlarda 37 kişi tutuklanmış ve 150 kişi hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Tıpkı İstanbul merkezli yolsuzluk ve sahtekârlık soruşturmasında olduğu gibi, devletimiz burada da milletin hakkını yiyen haramzadelere acımamış, hepsini kulaklarından tutup adalete teslim etmiştir.
“HER KİM MİLLETİN HAKKINA GİRİYOR, MALINA, MÜLKÜNE EL UZATIYORSA, YAKASINA YAPIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Şunu açık ve net ifade ediyorum: 30 yıl sonra İstanbul’da yakayı ele verenlerin konumları ve unvanlarına nasıl bakılmadıysa, bu dosyada da kimsenin gözünün yaşına bakılmadı. Daha önemlisi, suç örgütü üyelerini aklamak için kimse sokağa çıkmadı, protesto eylemi düzenlemedi, millî markaları boykot çağrısı yapmadı, Batılı medya kuruluşlarına ezilip bükülerek kimse şikâyette bulunmadı. Hele hele tehdit ederek, hakaret ederek kimse mahkemeler üzerinde baskı kurmaya çalışmadı, yani her şey kanuna, nizama ve hukuk devleti ilkelerine uygun yürütüldü.
Şunu herkesin, özellikle de bağıran, çağıran ve tetikçileri vasıtasıyla devlet kurumlarına saldıran hadsizlerin bilmesini istiyorum: Ne yaparsanız yapın Türkiye’nin rüşvetçilerle, suç örgütleriyle, milletin malına çöken siyasi tefecilerle mücadelesini sulandıramazsınız. Kendinizi ve suç ortaklarınızı temize çıkarmak için gençlerimizi, masum çocuklarımızı kullanmaktan artık vazgeçin, biraz dürüst olun, biraz ilkeli olun, ekmeğini yediğiniz devletinize karşı asgari seviyede de olsa mesuliyet duygusuyla hareket edin. Tekrar söylüyorum, her kim milletin hakkına giriyor, malına, mülküne el uzatıyorsa, yakasına yapışmaya devam edeceğiz.
Türkiye, unutmayın bir hukuk devletidir, yasalarımızda hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, sahtekârlık yapanların cezası bellidir. Kim olursa olsun, bunlar gerekli cezaları alacaklardır. Biz de anayasamızın verdiği yetki ve sorumluluklar çerçevesinde bunun sonuna kadar takipçisi olacağız.
Dijitalleşmenin artmasıyla birlikte her geçen gün yeni tehdit ve tehlikeler ortaya çıkmaktadır. Bunların en başında da bağımlılık türlerine yenilerinin eklenmesi vardır. Ekran bağımlılığı, siber zorbalık derken son dönemde sanal bahis, şans oyunları, kumar bağımlılığı da ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Maalesef erişim kolaylığı ve internetin denetim zorluğu bu illetin giderek yaygınlaşmasına sebep oluyor. Yeşilay’ımızın son verileri çevrim içi kumar ve bahis bağımlılığının diğer bağımlılık türlerinin önüne geçtiğini gösteriyor. Suç örgütlerinin de ciddi miktarda buradan nemalandığını görüyoruz. Hükûmet olarak ocakları söndüren, aileleri parçalayan, millî bünyemizi içeriden çökerten bu sorunun üzerine kararlılıkla gidiyoruz. Meselenin güvenlik boyutunda emniyet ve istihbarat birimlerimizin yanı sıra yargımız ve MASAK Başkanlığımız titizlikle çalışıyor. Sosyal ve sağlık boyutuyla ilgili olarak da Cumhurbaşkanı Yardımcımızın riyasetinde kapsamlı bir eylem planı hazırlanıyor. Hiçbir boşluk bırakmadan sorunu çok yönlü bir şekilde ele alıyoruz. Daha fazla can yanmadan devlet, sivil toplum, siyaset el ele vererek bu illetin önünü kesmemiz gerekiyor. Temennimiz, dijital suçlarla ilgili attığımız her adıma özgürlük bahanesiyle karşı çıkanların en azından yasa dışı sanal kumar ve bahis musibetiyle mücadelede aynı yanlışa düşmemelidir. Aksi takdirde, Allah korusun, bunun bedelini toplumca hep beraber öderiz.”
*
*
AYINTAB’A DAİR
Mount Hasan (Turkish: Hasan Dağı), Hasan Dağı Türk Köyleri. Yörükler. Turkiye, 1906 🇹🇷
Mısır Arşivlerinden…
*
1890’lar,, URFA Birecik…
Şehir merkezindeki su kuyusu etrafında toplanmış Birecikliler..
(Fotoğrafı , o dönem o mıntıkada bulunan Fransız Katolik misyonerleri çekmiş,
fotoğraf daha sonra kartpostala haline getirilmiş.
Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Çerezleri nasıl kullandığımız, sildiğimiz ve engellediğimiz ile ilgili detaylı bilgi için lütfen Çerezler (Cookies) sayfasını okuyunuz.
This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. These cookies ensure basic functionalities and security features of the website, anonymously.
Çerez
Süre
Açıklama
cookielawinfo-checkbox-analytics
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Analytics".
cookielawinfo-checkbox-functional
11 months
The cookie is set by GDPR cookie consent to record the user consent for the cookies in the category "Functional".
cookielawinfo-checkbox-necessary
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookies is used to store the user consent for the cookies in the category "Necessary".
cookielawinfo-checkbox-others
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Other.
cookielawinfo-checkbox-performance
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Performance".
viewed_cookie_policy
11 months
The cookie is set by the GDPR Cookie Consent plugin and is used to store whether or not user has consented to the use of cookies. It does not store any personal data.
Functional cookies help to perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collect feedbacks, and other third-party features.
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Advertisement cookies are used to provide visitors with relevant ads and marketing campaigns. These cookies track visitors across websites and collect information to provide customized ads.