Hoşgeldiniz  

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Cuma 05.09.2025 e gazete

admin | 05 Eylül 2025 | e gazete Gaziantep haber ajansı Bülteni, Eğitim, Ekonomi, Genel, Gündem, HALİL EYYUPOĞLU Köşe Yazısı, Köşe Yazıları


admin
oeyyupoglu1@gmail.com

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Cuma 05.09.2025 e gazete

HABER METNİ;

GASTRONOMİDE BAŞARININI SIRRI YEREL TARIM ÜRÜNLERİNİN VE KÜLTÜRÜNÜN YAŞATILMASIDIR

KURAKLIK BÖYLE GİDERSE GASTROANTEP’E AROMATİK TADI VEREN SALÇAMIZ YERİNE  SOS GELECEK

Tarımsal üretim artık yerini kuraklığa bırakıyor. Her yıl bir önceki yıldan daha kötü gidiyor.

Su kaynakları giderek tükeniyor. Tarım kültürü üretim ve kazanç olmayınca yok oluyor ve kent göç  ile arabesk bir yaşam şeklini alıyor.

Geçtiğimiz gün GastroAntep Kültür Yolu festivali tanıtımı yapıldı. Prof. Dr. Çetin Şenkul güzel bir sunum yaptı. Çok faydalandık.

Prof. Dr. Çetin Şenkul’un arada bir şu görüşü oldu. ”Teknoloji şimdi denizlerden su buharı elde edip istenilen bölgeye yağmurun yoğunlaşması için çalışıyor” dedi. Teknoloji bunu yapar mı yapmaz mı ,uluslarası karteller bugünkü tarım alanlarına sahip olup bu teknolojiyi kullanır mı   bilemiyorum ama biz daha tarımsal sulama için en zengin su kaynağımız Fırat Suyunu kullanamıyoruz.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin Düzbağ kar sularını Gaziantep’e zor şartlarda 100 km den getirebildiyse Fırat Sulama suyu çok rahatlıkla gelir ve tarım arazileri, barak ovası, Şahinbey tarlaları kuraklıktan kurtulur.

Su sorunu çözülmez ise yerel tarım ürünlerinin yerini ithal tarım ürünleri alır ve Antep lezzetini vermez. Onun adına da Antep mutfağı denmez.

Gaziantep’in tarlalarında yetişen patlıcanın dolması Adana’nın patlıcan dolmasına benzemez. Antep dolması lezzetini de vermez. Bir başka yerin patlıcanını zaten oyamazsınız.

Salçalık biberin en lezzetli zamanı ve aromatik verimi güneşle ve hafif esintiyle  buluşmasıyla bu aylarda olur.15 gün sonra bu aromatik tadı bulamazsınız. Üstelik bu aylar yeraltı sularının en dip yaptığı aydır. Bu aylarda su tamamen çekilirse bütün yemeklere aromatik tadı veren salçamız tarihe karışır ve yok olur. Sonrasında ithal edilen içinde ne olduğu belli olmayan “sos” larla lezzeti arar dururuz.

*

“GASTROANTEP KÜLTÜR YOLU FESTİVALİ” İÇİN BİLGİLENDİRME VE BASIN TOPLANTISI YAPILDI

ŞAHİN:GASTRONOMİ TARİHİNİ YAZIYORUZ

– GASTROANTEP KÜLTÜR YOLU FESTİVALİ İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI

YILDIRIM:KÜLTÜREL EKONOMİYİ OLUŞTURMAMIZ GEREKİYOR

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde düzenlenecek “GastroANTEP Kültür Yolu Festivali Bilgilendirme ve Basın” toplantısı yapıldı.

Büyükşehir Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda kentin gastronomi zenginliğini, kültürel mirasını, tarihini ulusal ve uluslararası boyutta tanıtacak festivalin detayları; gastronomi profesyonelleri, sektör temsilcileri ve basın mensuplarıyla paylaşıldı.

13-21 Eylül tarihlerinde Festival Park’ta düzenlenecek olan GastroANTEP Kültür Yolu Festivali, şehrin önemli isimlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Zengin programıyla dikkat çeken festivalde çeşitli etkinlikler yapılacak.

BAŞKAN ŞAHİN: GASTRONOMİ ŞEHRİ GAZİANTEP, EKONOMİ VE HUZURUN KAPISINI AÇIYOR

Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım Gastronomi ile başlanan bir yapı Kültürel Ekonomiyi de bu kente kazandırmalı ifadelerini kullanırken,

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, GastroANTEP Kültür Yolu Festivali toplantısında yaptığı konuşmada, gastronominin şehrin kalkınması için büyük bir güç olduğunu belirterek, “Birlikte çalışarak bu coğrafyanın sevgisini, muhabbetini ve gastronomi tarihini yazıyoruz” dedi.

Kentin sahip olduğu değerlerin doğru tanıtılması gerektiğini vurgulayan Başkan Fatma Şahin, “UNESCO yolculuğumuz bir emek ve dayanışma yolculuğudur. Yuvalama sadece bir yemek değil, aynı zamanda bir kültürdür, komşuluk terapisidir. Elimizde çok büyük bir hazine var” diye konuştu.

Gastronominin sadece mutfak kültürü olmadığını, aynı zamanda ekonomiyle doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyen Şahin, “Bugün Japon mutfağı, İtalyan mutfağı bilimsel bir yaklaşımla dünya markası oldu. Bizim de 12 bin yıllık bir mirasımız var. Bu mirası ekonomiye dönüştürdüğümüzde şehirde konuştuğumuz birçok sorun kalmayacak” ifadelerini kullandı.

Şahin, gastronominin şehrin sosyal ve ekonomik yapısına katkı sunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Bu işin yüzde sekseni tanıtım. Bizim çeşitliliğimiz ve zenginliğimiz çok büyük. Asya turistine de, Avrupa turistine de hitap etmeliyiz. Çeşitlendirmeli, zincir otelleri şehrimize getirmeli, ikna etme gücümüzü yükseltmeliyiz. Günün sonunda bu istihdam, ihracat ve huzur demektir. Gaziantep’in mutluluk şehri olması için çalışıyoruz.”

VALİ ÇEBER: GASTRONOMİ ŞEHRİ GAZİANTEP’İN BAŞARISINDA ORTAK ÇABA VAR

Gaziantep Valisi Kemal Çeber ise, Gaziantep’in gastronomi alanındaki başarısının Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde tüm kurumların ortak çabasıyla sağlandığını ifade ederek, şunları aktardı:

“Gastronomi bir ekosistem meselesi. Tek başına bir kişinin çabasıyla olmaz. Ancak herkes kabul eder ki bugün gastronomi şehri Gaziantep konuşuluyorsa bunun bir numarası Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’dir. Bu işe verdiği önem ve Büyükşehir Belediyesi’nin tüm imkânlarını kullanarak diğer kurumları da yanına alması çok kıymetlidir.”

PROF. DR. ŞENKUL: GAZİANTEP GASTRONOMİDE HER GÜN YENİDEN TUŞA BASMALI

Prof. Dr. Çetin Şenkul da, kentin gastronomi alanındaki potansiyeline dikkat çekti. Şenkul, “Gaziantep’i geziyorum, gerçekten çok etkilendim. Bir şehir gastronomiyle ilgili ne kadar tuşa basabiliyorsa, bunu burada görebiliyoruz. Uzun zamandır Ömür Akkor’la birlikte çalışıyoruz, şehir şehir geziyoruz. Gaziantep gerçekten çok etkileyici bir şehir” dedi.

Sunumlarının konusuna da değinen Şenkul, “Bugün tartışacağımız konu, Gaziantep’i bir adım daha ileriye götürmek için neler yapabileceğimizdir. Başkanımız Fatma Şahin’in öncülük ettiği bir süreç var. Bundan sonrasında bu şehrin gastronomide yükselmesi için her gün tuşa basmamız gerekecek” ifadelerini kullandı.

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi, Gaziantep Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı İsmet Özcan da divanda yer alarak festival üzerine görüşlerini dile getirdi ve yapılan hazırlıklara yönelik konuşmalar yaptı.

*

*

ÇİMKO KÜRESELLEŞİYOR

Çimko, UN Global Compact’a Katılarak Küresel Sorumluluk Taahhüdünü Tescilledi

Çimko, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne (UN Global Compact) katılarak sürdürülebilirlikte küresel ilkelere bağlılık taahhüdünü güçlendirdi. Klinker kullanımını azaltan yeşil çimento üretiminden, yenilenebilir enerji yatırımlarına uzanan dönüşüm adımlarını hayata geçiren Çimko, ilk “İlerleme Bildirimi Raporu”nu     Temmuz 2026’da sunacak.

Sanko Holding’in bir iştiraki olan Çimko, sürdürülebilirlik vizyonunu uluslararası ilkeler ile tescilleyerek Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne (UN Global Compact) resmen katıldı. Böylece Çimko daha adil, şeffaf ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme yolundaki hedeflerini bir kez daha gözler önüne serdi. Faaliyetlerini UN Global Compact’ın 10      ilkesiyle uyumlu şekilde yürütmeyi taahhüt eden Çimko, performansını da kamuoyuna düzenli olarak raporlayacak. Şirket, ilk “İlerleme Bildirimi Raporunu” (Communication on Progress – Co     P) raporunu 2026 yılı temmuz ayına kadar sunacak.

Hedef 2034

Sürdürülebilirlik alanında çok yönlü bir dönüşüm sürecinden geçtiklerini söyleyen Çimko CEO’su Dr. Önder Kırca; “2023 yılında toplam 80 milyon TL’lik yatırımla alternatif yakıt kullanımı, yenilenebilir enerji projeleri, atık ısı geri kazanımı ve suyun yeniden kullanımı gibi çevresel etkiyi azaltan uygulamaları hayata geçirdik. Karbon ayak izimizi azaltmak için 2026 yılına kadar çimento üretiminde kullanılan klinker oranını %80’e, 2034’e kadar ise %70’e düşürmeyi hedefliyoruz. UN Global Compact’a katılımımız da sürdürülebilirliği kurumsal kültürümüzün merkezine yerleştirme kararlılığımızın bir göstergesi. Bu adımı, yalnızca çevresel etkilerimizi azaltmak için değil, aynı zamanda etik, kapsayıcı ve insan odaklı bir iş modeliyle tüm paydaşlarımıza daha fazla değer yaratmak için attık” dedi.

UN Global Compact İlkeleriyle Uyumlu Kurumsal Yaklaşım

Çimko, UN Global Compact’ın insan hakları, çalışma standartları çevre ve yolsuzlukla mücadeleye ilişkin ilkelerini kurumsal stratejisinin temel unsurlarından biri olarak kabul ediyor. Şirket, çalışan haklarını ve çeşitliliği gözeten kapsayıcı bir iş ortamı sunuyor; çevre dostu üretim modelleriyle karbonsuzlaşma sürecine katkı sağlıyor. Aynı zamanda iş sağlığı ve güvenliğini tüm operasyonlarının odağına alıyor ve etik ilkelere dayalı, şeffaf bir yönetim anlayışıyla hareket ediyor. UN Global Compact katılımıyla     birlikte Çimko, sadece çimento sektöründe değil, aynı zamanda Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sunan öncü şirketlerinden biri olmayı amaçlıyor. İnsan haklarından çevreye, yönetişimden toplumsal katılıma kadar uzanan geniş bir çerçevede sorumluluk üstlenen şirket, geleceğe değer katan uygulamalarıyla yerel ve küresel düzeyde dönüşümün aktif bir parçası olmayı sürdürecek.

0

0

GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR’DEN ENGELLİLERE 1001 DESTEK!

– YAŞAM STANDARTLARINI ARTIRACAK MEDİKAL ÜRÜNLER DAĞITILDI

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi (GBB), Türkiye Sakatlar Konfederasyonu ve uluslararası yardım kuruluşlarının desteğiyle engellilerin yaşam kalitesini artırmak amacıyla 1001 adet medikal malzemeyi ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı.

GBB Engelli Yaşlı ve Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen toplu dağıtım töreni, GBB Emekliler Lokali’nde gerçekleştirildi. Uluslararası yardım kuruluşlarının desteği ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu aracılığıyla temin edilen 1001 medikal malzeme, ihtiyaç sahiplerine teslim edildi.

Program, Engelsiz Eğitim ve Kariyer Merkezi’nde eğitim alan görme engelli Metehan Toprak’ın Kur’an tilavetiyle başladı. Aktif Yaşam Merkezi’nin kursiyerlerinden oluşan “Çınarlarımızdan Nağmeler” korosunun sahne aldığı törende, görme engelli çocuklardan oluşan “Minik Melekler” grubu da sevilen türküleri seslendirdi.

Engelli bireylerin yaşam kalitesini artıracak çeşitli ürünler dağıtıldığı program kapsamında 26 akülü tekerlekli sandalye, 144 yetişkin tekerlekli sandalye ve 20 çocuk tekerlekli sandalye sahiplerine verildi. Ayrıca 12 özel tertibatlı tekerlekli sandalye de ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı.

Yürüme desteğine ihtiyaç duyan bireyler için 500 devrek bastonu ve 11 walker dağıtımı yapıldı. Bunun yanında 23 hasta taşıma lifti de program kapsamında teslim edildi. Görme engelli bireylerin kullanımına uygun 132 beyaz baston ile 133 konuşan saat de dağıtılarak günlük yaşamlarını kolaylaştırmaları amaçlandı.

ŞAHİN: BİZ BU ŞEHRİ ENGELLİ DOSTU, ENGELSİZ KENT YAPACAĞIZ

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, burada yaptığı konuşmada, Gaziantep’i engelli, yaşlı, emekli ve aile dostu bir şehir yapmak için çalışmaların kararlılıkla sürdüğünü söyledi.

Engelli tanımını değiştirdiklerini vurgulayan Şahin, “Engelli elde, ayakta, gözde, kulakta değildir. Engel, nasırlaşmış vicdansız yüreklerdedir. Biz bu şehri engelli dostu, engelsiz kent yapacağız. İşitme engelli çocuklar için özel kreş açtık. Zihinsel, görme, işitme, bedensel engelliler için ayrı ayrı çalışmalar yürütüyoruz. Ankara dışında ikinci göz rehabilitasyon merkezi Gaziantep’te açılıyor. Eğitim, sağlık, istihdam, erişilebilirlik… Her biriyle ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.

Yaşlı ve emeklilere yönelik hizmetlerden de bahseden Şahin, “Ahmet Deniz Merkezi’ni kuruyoruz. Burada vatandaşlarımız havuza girecek, muhabbet edecek, çayını içip huzurla evine dönecek. İçinde bakım bölümü olacak. Ayrıca alzaymır çağın derdi. Beş bin hastamız var. Daha bilimsel, daha büyük bir Alzheimer merkezi açıyoruz. Mevcut merkezlerimiz genişletiliyor” ifadelerini kullandı.

Engelli Yaşlı ve Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Yusuf Çelebi ise, engellilere fırsat verilince her şeyi başarabileceğini belirterek, merkezlerde eğitim alan 1100 engellinin özel sektörde istihdam edildiğini ifade ederek, bu konudaki çabalarının her geçen gün artarak ilerleyeceğini dile getirdi.

*

*

AYINTAB’A DAİR

GAZİANTEP’TE UNUTULMUŞ BİR MEŞK GELENEĞİ:

İKİNDİ SAZI

Yrd. Doç. Dr. G. Filiz ÖNAL*

Öğr. Gör.

Yaşar SEÇKİN**

Toplumun çağdaş seviyeye ulaşmasında bilim ve teknolojinin yanı sıra kültür ve sanatın da önemli rolü olduğu şüphesizdir.

Kültür ve sanat, evrensel değerlerin yanı sıra bir toplumun yaşama biçimini, duygularını, maddi ve manevi değerlerini de yansıtır.

Var olduğu günden itibaren değişimine ve gelişimine katkı sağlayan her şey o toplumun hazinesidir.

Sanatın en yaygın ve toplumun bireylerine en çabuk, en kolay ulaşabildiği dallarından birisi olan müzik de bu değerlerin içerisinde önemli yer kaplar.

Müzik, toplumda yüzyıllar boyunca bir arada yaşamanın kazandırdığı ortak tarih bilincini, bir arada yaşama sevincini pekiştiren, geliştiren ve en iyi anlatan sanat dallarından biridir ve bu anlamda toplumun çimentosu sayılabilir.

“Türk müzik kültürü ise; Anadolu’nun her bölgesinde her şehrinde hatta ilçesinde dahi farklı icra biçimleri ile karşımıza çıkabilmektedir.

Aynı zamanda bir yaşam biçimi olan müziğin, tarihi süreç içerisinde her türlü duyguya tercümanlık ettiği görülmektedir.

Gerek tarihi, gerek yaşamış olduğu coğrafyalar itibarı ile ve gerekse çok geniş coğrafyalarda çok değişik milletlerle temas halinde olan Türk milletinin müzik kültürü de bu anlamda oldukça zengin bir yapı oluşturmaktadır.

Bu hayat şartlarının ve yaşama biçiminin müziğe yansıması ise; ülkenin değişik illerinde yaşayan insanlarda farklı izler bırakmış, çeşitli müzik alışkanlıkları her yörede ayrı bir müzik kültürü olarak karşımıza çıkmıştır. Bu çalışma, literatür tarama ve görüşme tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiştir.

Araştırmalarda yaygın kullanılan veri toplama tekniklerden biri olan görüşme ya da mülakat; önceden hazırlanmış soruları sorduğu ve karşısındaki kişinin sorulara yanıtlar verdiği amaçlı bir söyleşidir (Kuş, 2003,s:50).411 Görüşmenin diğer bir tanımı ise, önceden belirlenmiş ve ciddi bir hedefe yönelik yapılan, karşıdakine soru sorma yöntemiyle yanıtlar alan etkileşime dayalı bir iletişim sürecidir.

Tanımda geçen belirtilen süreç, bu karşılıklı yapılacak iletişimin süreğen ve dinamik yapısını ifade eder.

Bu dinamik yapı, karşılıklı bir etkileşime dayalı bir bağ kurmayı gerektirir.

Görüşme sürecinin planlı ve amaçlı olması özelliği ise görüşme tekniğini, bir sohbet olmaktan farklı kılar ve onu hedeflere yönelik planlanmış bir veri toplama çabası yapar.

Görüşmede kullanılan soru ve cevap yöntemi de veri toplarken bir ilişkiyi kurma ve veriye ulaşma yolu olarak nitelendirilebilir ( Yıldırım&Şimşek, 2005, s:119-120).

“Türkiye’nin çeşitli yörelerinde; Sıra Gecesi, Sıra Gezmesi, Sıra Odası, Harfane Gecesi, Gezek Sohbetleri, Oturak Âlemleri, Yaren Sohbetleri, Velime Geceleri ve Gaziantep Barak bölgesinde Barak Odası sohbetleri, adı ile bilinen toplantı ve eğlenceler insanlar arasında ortak duygu, düşünce ve ruh birliğinin sağlama açısından önemli olmakla birlikte; aynı zamanda yeni yetişen nesile; gelenek, görenek, adap ve erkân gibi kültürel unsurların aktarıldığı önemli icra ortamlarıdır.

Müzik penceresinden bakıldığında ise bu ortamlar adeta bir konservatuar işlevi görmüşlerdir.

Usta çırak usulü ile müziğe ilgisi ve yeteneği olan insanlar her yörede değişik adlarla bilinen geleneksel müzik icra ortamlarında izleyerek, görerek ve dinleyerek yetişmiş, yetiştirilmiş, eserler ve hikâyeleri ağızdan ağıza, kulaktan kulağa özellikle bu ortamlarda aktarılarak günümüze kadar gelmiştir”

(Ekici,2013, s:119). 1950’li yıllarda Gaziantep merkezinde ise bu müzik meşki karşımıza “İkindi Sazı” adı ile çıkmaktadır.

Neredeyse kaybolmaya yüz tutmuş ve yöre insanı tarafından dahi artık hatırlanmayan bu eğlencelere katılan çok az kişi hayatta kalmıştır.

Ahmet ÖZOĞLU,

Yaşar ÖZEN ve Asım MIHCIOĞLU bu kişilerden bazılarıdır.

Bu kaynak kişilerle yaptığımız derleme çalışmaları sırasında Gaziantep müzik kültürü açısından çok büyük önem taşıyan “İkindi Sazı” adındaki bu eğlencelerin Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki 45-50 yıllık zaman zarfında hem klasik Türk müziği icrasında ve tanınmasında hem de o yıllardaki Gaziantep’te ki müzik kültürünü anlama bakımından çok önemli olduğunu gördük.

1925’li yıllardan başlayarak 1 1970 li yıllara kadar devam ettiği ifade edilen bu eğlenceler adını ikindi namazı sonrasında başladığı için bu adla bilinmiştir.

Hemen hemen her gün yapılan bu eğlencelere hem Gaziantep’ten hem de İstanbul’dan konuk sanatçılar davet edilerek icraları Gaziantep’in elit veya yüksek tabakası tarafından dinlenmiştir.

Bu toplantıların ülkemizin diğer tarafında yapılan eğlence veya meşklerden en önemli farklılığı gündüz yapılması ile birlikte hem meşklere hem de dinlemeye, kadın erkek beraber katılabilmesidir.

Fasıl geleneği içerisinde başlayan veya devam eden meşklerde ud, kanun, keman, klarnet, yaylı tambur ve cümbüş gibi klasik sazlar eşliğinde sadece Türk sanat müziği veya makam müziği icrası yapılmıştır.

Gaziantep halk kültürü konusunda önemli çalışmaları olan Gonca TOKUZ (2004, s: 60) Bu yıllarda müzik yapılan eğlence yerlerine “Saz” denmektedir.

1930 ile 1960 yılları arasında faaliyet gösteren sazlar, erkeklerin eğlenmek için gittiği yerler olmasına rağmen, sazın akşamüzeri olan “İkindi Sazı” denilen kısmına nadir de olsa aileler de gidebilmektedir.

Ailece gidilen bu sazların bazılarında balkon bulunmakta, aileler daha çok balkonda oturmayı tercih etmektedir.

Sazlarda o gece hangi fasılın icra edileceği daha önceden ilan edilir, bu ilan kiralanan ve kent merkezinde gezdirilen fayton arabayla yapılırdı.

Program genellikle fasılla başlar, önce koro sonra da solo şarkılarla devam edilirdi.

 Ses sanatçıları İstanbul’dan, Ankara’dan geldiği gibi mahalli sanatçılar da olabilmektedir.1950’ li yıllardan önce çalışan sanatçıların çoğunluğu gayri müslimdir.

İkindi sazında dansöz o zamanın deyimiyle, Rakkase kesinlikle yoktur.

Kaynak kişilerimizden olan gazeteci Yaşar ÖZEN ise bu geleneğe ilişkin şunları anlatmaktadır:

“İkindi sazları vardı bu güzel şehirde.. Özellikle yaz günleri, hele günlerden Pazar ise ne keyifli olurdu ikindi sazları.

Şen Saz2 kaliteli sanatçıları İstanbul’dan getirirdi. Yakıcı güneşin yavaş yavaş dağların ardına çekildiği saatlerde sulanarak serinletilmiş bahçeye girdiğinizde, toprak kokusuyla duvar kenarlarındaki çiçeklerden yükselen koku, daha oracıkta benliğimizi sarardı.

Saza giriş alkol al ya da alma sinemaya girer gibi biletliydi.

Haftanın her günü yapılırdı İkindi sazı ama Pazar günleri talep daha fazla olurdu.

İstanbul’dan gelen bu sanatçılar ortalama bir ay kadar kalırlar, daha sonra başka bir sanatçı grubu gelirdi.

İkindi sazı, saat 17:00 gibi başlardı. Sahneye sütlü sahanı 3 gibi iki sıra halinde minderli 10-12 sandalye dizilirdi. İlk sırada, sağ baştaki sandalyede baş okuyucu yani as solist, yanındaki sandalyelerde okuyucular, sol başta da varyete yapan dansöz otururdu.

Varyete yapılmazdı, yani dansöz çıkmazdı. Sadece solistlerle birlikte oturur ve onlara eşlik ederdi.

Dansöz saat 20:00 de başlayan ve geç saatlere kadar süren akşam sazında çıkardı.

Bayanların arkasındaki sandalyeler keman, ud, kanun, cümbüş ve darbuka gibi çalgı çalanlara aitti.

Saat 17:00 da enstrümanlar akort edilmeye başlar mikrofonun sesi istenilen ölçüde iletip iletmediği kontrol edilir, keman örneğin hicazdan yol gösterip, Haydar Telhüner’in aynı makamdaki şarkısı ile fasıl başlardı.

Diğer bir kaynak kişimiz olan Asım MIHÇIOĞU ise konu ile ilgili şunları anlatmaktadır; “İkindi Sazı” 1925’ li yıllara dayanır aslında.

O yıllarda Nakıp Ali, Nam-ı diğer “Bombacı Ali” Müziğe âşık bir kişiydi.

Şimdiki Yıldız Sineması’nın yeri eski Katolik Kilisesiydi.

Bu kiliseyi Nakıp Ali kiralıyor ve sinema yapıyor. Hatta kilise içerisindeki bazı heykel ve resimlerin görünmemesi için tahta bir paravanla bölüyor ve bu tahtalardan sonra sinemanın adı bir müddet “Tahtalı Sinema” olarak anılıyor.

Aynı dönemde Nakıp Ali bu sinemanın karşı köşesinde “Camlı Kahve” adında bir çay bahçesi işletmeye başlıyor ve ilk “İkindi Sazı” adı burada telaffuz edilmeye başlıyor. Bu çay bahçesinin adı da halk arasında “Çalgılı Kahve” olarak anılıyor.

O dönemde elektrik olmadığı için akşam aydınlatması da mümkün değildir.

Elektrik Gaziantep’e 1934 yılında gelmiştir. Sinemadaki elektrik üretimi jeneratör vasıtasıyla yapılmaktadır.

Dolayısıyla müzik güneş batmadan başlamak ve bitmek durumundadır.

İkindi namazından sonra başlayıp akşam ezanı başlamadan bitirilir.

O dönemde savaştan yeni çıkılmıştır ve halkın morali bozuk, ekonomik durum son derece zayıf ve hemen hemen her aileden bir kişi şehit olmuştur.

Bu durumdaki halk sinemaya rağbet göstermemiştir. Nakıp Ali ‘nin aklına bir fikir gelir; Camlı Kahve zaten kendisine aittir ve sinemanın karşı köşesidir.

İkindi namazı ile Akşam namazı arasında burada müzik düzenler ve müzikten sonra insanların sinemaya gelmesini sağlar.

“Meneş” adında ermeni bir keman ustası vardır ve kendi grubuyla burada müzik icra eder.

Meneş çok dakik bir insandır ve her gün ikindi namazı saatlerinde elinde kemanıyla evinden Camlı Kahve’ ye doğru yürür.

Meneş’i gören esnaf bir birine yüksek sesle bağırır; “Güneş gediyi Meneş gediyi”.

Bu sesleniş artık işlerimizi bitirelim müzik dinlemeye gidelim anlamına gelir.

O dönemde iki büyük ekip vardır Meneş’in ekibi ve Zadik’in ekibi.

Nakıp Ali 1930’lu yıllardan sonra Kırkayak Parkını Belediye’den kiralamış ve İkindi Sazı burada devam etmiştir.

Burada İkindi Sazı tamamen şekil almaya başlamıştır.

İstanbul’dan ve Ankara’dan ekipler gelerek müzik yapmaktadırlar.

İkindi Sazı esnasında saz heyeti hangi şarkıları belirlemişse sadece o şarkılar icra edilir ve kesinlikle istek kabul edilmezdi.

Yemek yiyen müşteriler ön masalarda sadece çay içen müşteriler ise arka masalarda otururdu.

Aile olarak gelen misafirler yine ön masalarda, bekâr misafirler ise yine arka masalarda otururlardı.

Ayrıca giriş ücreti ödenirdi. İkindi Sazı sırasında alkol kesinlikle verilmezdi. Müşterilerin yerlerinden kalkıp oynamaları ya da dansözün oynaması söz konusu değildi.

Müşteriler o kadar can kulağı ile dinlerdi ki, ertesi gün esnaf arasında bir önceki akşam yapılan müzik sohbet konusu olur, hangi makamdan hangi bestekârın hangi şarkısı icra edildiği konuşulurdu.

İkindi namazı ile akşam namazı sırasında koro halinde icralar olur ve alkol kesinlikle servis edilmezdi.

Akşam namazı ile yatsı namazı arasında ise solo icralar yapılır, yatsı namazı sırasında mola verilir, alkol almayan müşteriler gider alkol alacak olan müşteriler ise kalırlar ve Akşam Sazı başlardı.

Son yıllarda ilgi çekmesi amacı ile sihirbazlık gösterileri de eklenmiştir. İkindi Sazı’nın tam olarak sisteme oturtulduğu yer Kırkayak’tır.

Bu gelenek uzun yıllar devam ettikten sonra 1970’ li yıllarda azalarak son bulmuştur.

Görüldüğü gibi İkindi Sazı birçok yönü ile Gaziantep’e özgü bir meşk yöntemidir.

Cumhuriyetten sonraki Gaziantep’in 45-50 yıllık sanatsal yaşantısına bakıldığında kısa zamanda küçümsenmeyecek entelektüel bir kesimin olduğu görülmektedir.

Kurtuluş mücadelesinde Türkiye’nin her bölgesinin olduğu gibi Gaziantep’in de çok ciddi sıkıntılar çektiği göz önüne alındığında savaştan çıkmış yorgun, yaralı ve motivasyona ihtiyacı olan Gaziantep halkına “İkindi Sazı” adındaki bu tür çalışmalar, bir nebze olsun moral olmuş, insanların kaynaşmasına katkıda bulunmuştur.

Bunun yanı sıra şehir halkı, Türk müziğini doğru icra eden sanatçılardan dinlemiş, sanata duyulması gereken saygıyı ve hürmeti gösterme olgunluğunu kazanmıştır.

Bu gün Gaziantep’te sanata duyulan sevgi ve saygının tohumları belki de “İkindi Sazı” ve o dönemin sanatçıları tarafından atılmıştır.

KAYNAKLAR Ekici, Savaş (2013); Gaziantep ve Barak Müzik Kültürü Üzerine Bazı Tespit ve Düşünceler, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Yayınları, Gaziantep. Kuş, E.(2003); Sosyal Bilimlerde Araştırma Teknikleri Nitel mi, Nicel mi?.

Ankara:Anı Yayıncılık Özen, Yaşar (2015); İkindi Sazı, Hakikat Gazetesi, 12-22 Ekim 2015, Yıl;2, Sayı:53, Gaziantep.

Tokuz, Gonca (2004); 20.yy.da Gaziantep’te Eğlence Hayatı, Gaziantep Üniversitesi Vakfı Yayınları, Yayın No:14, Gaziantep. Yıldırım,A. ve Şimşek, H.(2005); Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri.

Ankara: Seçkin Yayıncılık.

SÖZLÜ KAYNAKLAR

Yaşar ÖZEN Gaziantep Gazeteci/Üniversite Mezunu 81.

Asım MIHÇIOĞLU Gaziantep Ticaret/Ünv.Mezunu 57

Ahmet ÖZOĞLU Nizip Boyacı/İlk Okul Mezunu 73

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı